Dardanelya, Çanakkale olalı böylesine bir rezaleti ilk defa yaşıyor.
Yerel seçim çalışmaları sirk gösterisine dönmüş durumda.
Türk sineması 1970 li yılların ortalarında büyük bir krize girmiş, Yeşilçam bu kriz dönemini aşmanın abuk sabuk seneryolar ile erotik filmler çekmek olduğuna inanmıştı.
Bunun sonucunda can çekişen ve ölmek üzere olan bu sektöre Türkan Şoray, Kadir İnanır, Cüneyt Arkın, Ertem eğilmez, Atıf Kaptan gibi değerli sanatçı ve yönetmenler hayat vermişti.
Çanakkale bu günlerde tıpkı Yeşilçamın 1970 li yıllarda yaşadığı o krizin siyasi boyutunu yaşamakta.
Şehrin her tarafında boy boy afişler, pankartlar…
İpe sapa gelmez vaatler, gerçekleşmesi asla mümkün olmayan projeler havada uçuşuyor.
Halkın bu film oyuncuları gibi boy gösteren omurga sorunlu ilkesiz siyasetçilere rağbet edip etmeyeceği bilinmez ama Çanakkale de durum destanı altın harfler ile yazılmış olan o yıllardan çok daha karanlık dersek abartmış olmayız.
Çanakkale seçmeni bilinçli davranmalı, uçuk kaçık vaatler ile devasa posterler, gerçekleşmesi imkansız olan söylemlere değil, projelerin mantıklı ve sürdürülebilir olduğuna bakmalıdır.
Dürüst, ilkeli ve gerçekten halka hizmet etmeyi ilke edinmiş siyasetçileri desteklemeli, koltuk sevdalılarına ve Beşli Çete olarak da bilinen kişiler gibi kamu ihalelerinde usulsüzlükler, rüşvet ve yolsuzluk doğa katliamı gibi suçlamalarla gündeme gelen bu kişilerden uzak durmalıdır.
Temiz vicdanlı ve ilkeli siyasetçiler ile Çanakkaleyi hak ettiği aydınlık geleceğe taşımak mümkündür.
Sadece adayların geçmişlerine bakmak lazım.
Bu insanlar, Kaz dağlarında yapılan katliama tepki koymuş mu?
Bu insanlar, rant ve şahsi menfaatleri uğruna ihale baronları ile her hangi bir şekilde yol almış mı?
Bu insanlar, para ile belediye meclis üyeliği dağıtmış mı?
Bu insanlar, rakip parti adayına giderek “Başkan yardımcılığı ve dolgun bir maaş karşılığında ittifak teklifinde bulunmuş mu?
Soruların cevapları bende
Ve gerekli yerlere, bizatihi ait oldukları siyasi parti genel başkanına iletilmiştir.
Şimdi neler olacağını izleyelim.
Sonrasında eteğimizde ki taşları dökmek namus borcumuzdur.
Bir yanıt yazın