KÖY KÖY GEZEREK SORUNLARI YERİNDE TESPİT ETTİM
“Belediye Başkanı artık köy köy bucak bucak geziyor” diyerek açıklamalarını sürdüren Yavaş, şöyle konuştu:
“Muhtarlarımız, ‘Kaç yıldır muhtarlık yapıyoruz, şu kapının içinden giremedik’ dediler. ‘Bırakın belediye başkanı ile görüşmeyi, daire başkanı ile bile görüşemedik’ dediler. Bizzat ben köy köy gezerek sorunları yerinde tespit ettim. ‘Biz ilçemizde dahi belediye başkanı görmedik’ dediler. Muhtarlar olmadan bu kent yönetilebilir mi? 2013 yılında bütçe 2 milyar 20 milyon dolar. Geldik, 1,147 milyon dolar. 31 Aralık sonunda nereden nereye gelmiş… Hem ekonomik sıkıntının etkisi hem de halkı kazıklamıyoruz. Halka suyu, otobüs biletini en uygun fiyattan veriyoruz. Dolayısıyla gelirlerimiz düşüyor. Pandemi döneminde esnaftan kira almadık, esnafa ceza kesmedik. Bugün çıkanlar cebine bir kuruş girmeyen esnafa ceza kesmiştir. Cumhurbaşkanı, seçimde kaybetsem de EYT’yi kabul etmeyeceğim demişti. Bütçede EYT’ye ilişkin bir kuruş yok. 6 Şubat’ta deprem oldu, onu da öngöremezsiniz. Dolayısıyla bu kalemlere 5 kuruş para ayrılmamış. Bu sorunlarla karşı karşıya geldik ve bütün belediyeler aynı durumda olduğu için hepsi kredi çekti. Depremden sonra her şeyin maliyeti arttı. Biz de 4 milyar lira kredi istedik, hepsi çekmişti, 8 aydır bekliyor mecliste. İstiyorlar ki hizmetler aksasın… Biz çalışmaya ve başarmaya devam edeceğiz.”
“ULAŞIM SU GİBİ EN HAYATİ HİZMETLERİ HEM KALİTELİ HEM DE UCUZ VERMEK ZORUNDAYIZ”
ASKİ ve EGO’nun bütçelerinin de gerilediğini belirten Yavaş, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Otobüs biletini 30 liradan, 1 dolardan sattılar. Bizim dönemimizde bilet yarım dolar. Ayrıca sosyal destek alan ailelerin 100 bine yakın çocuğu evden okuluna ücretsiz gidiyor, parasını sosyal hizmetler ödüyor. ASKİ’de suyun metreküp fiyatı ortalama 1,6 dolardı. Yani bugünün parasıyla o garip gurebaya 50 liraya su satmışlar. Seçimlerden önce yüzde elliye indirildi. Şu anda suyu 0,7 dolara satıyoruz. Yani 21 liraya temiz suyu vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. Sosyal destek alan ailelere tonu 1 liradan veriyoruz. Yani suya 200 lira yerine 10 lira veriyorlar. Öğrenci evlerine yüzde 20 su indirimi uyguluyoruz. 5 milyar dolarla geçen senenin bütçesini kapattık. Sanki Mansur Yavaş’ın cebinden çıkıyor, borçlansak halkın cebinden çıkacak. Bula bula 2 milyar dolar bulduk, banka diretti, Meclis kararı olması için gönderdik. Kendi yaptıkları bütçeyi de inkâr ettiler, hâlâ bekliyor. Hiçbir şekilde bize engel olamayacaklar, biz durmuyoruz işimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Peki, ne yaptılar? 1.6 dolara sattıkları su paralarını Ankara Büyükşehir Belediyesinin Fen İşlerine, onların en büyük projem dedikleri çöp projelerine aktardılar, uçak, helikopter aldılar, havacılık okulu açtılar. Bunların hepsi ortadan kalktı. Şimdi Ankara Büyükşehirin tüm parası, bize emanet edilen para için son derece cimri davranıyoruz.2010-2018 yıllarında Ankara’da bir vatandaşımız su ve toplu taşıma giderine asgari ücretinin yüzde 14.73’ünü ödüyordu. 2019-2023 yıllarında ise su ve toplu taşıma giderleri yüzde 8’e ilerledi. İşte belediyecilik budur, halkı kazıklamak değildir. Ulaşım, su gibi en hayati hizmetleri hem kaliteli hem de ucuz vermek zorundayız. İnşallah Allah o günleri de göstersin. Gün gelecek Avrupa’da olduğu gibi Ankara’da da toplu ulaşım ücretsiz hâle gelecek. Belediyecilik budur.”
“BİR VATANDAŞIN EVİNİ SEL BASTIĞI ZAMAN KENDİ EVİNİZİ SEL BASTIĞI KADAR ÜZÜLECEK VİCDAN SAHİBİ OLMANIZ LAZIM”
Yavaş, açıktan akan kanalizasyon sorununa gelir gelmez müdahale ettiklerini belirterek, “5 yılda 171 köyün açıktan akan kanalizasyon sorununu çözdük. 61 köyde ise çalışmalarımız devam ediyor. Köylerimizin, mahallelerimizin çoğunda su yok, taşınma ile yapılıyor. Biz mazeret değil, çözüm üreteceğiz diyerek içme suyu, atık su imalat hatlarımızda gelirlerimiz azalmasına rağmen 5 yılda 2 kat artırdık. DSİ 2013 yılında ‘riskli 16 alan var, bu alanları çabucak yapmazsanız her tarafı sel basar, insan hayatı tehlikeye girer’ demişler. 2013’ten beri hiçbir şey yapmamışlar, gelir gelmez yaptık. Bizim işimiz bu. Bu işin ne kadar öncelikli olduğunu anlamanız için bir vatandaşın evini sel bastığı zaman kendi evinizi sel bastığı kadar üzülecek vicdan sahibi olmanız lazım. Umursamazsanız bunları yapmazsınız. Her yağmurda evini su basan insanlar var. Sağlık dediğimiz kavram görünmez. Bir anda hayatı alt üst eder. Seçimler kazanılır, kaybedilir. Yapılan iş görünür görünmez. Biz parayı doğru yere harcamaya kararlıyız. Susuz insanı suya kavuşturmaktan daha önemli proje var mı?” ifadelerini kullandı.
“Seçim de kaybettirse doğru işleri yapmanız, parayı doğru yere harcamanız gerekir” diyen Mansur Yavaş,“2017’de projesi yapılan 23,5 kilometrelik Çubuk-Akyurt içme suyunu tamamladık. Çivi dahi çakılmayan Mamak ve Gölbaşı’nın tamamında, acil yapılması gereken içme suyu hattını yaptık. 76 kilometrelik Nallıhan içme suyu hattıyla bölgedeki hemşerilerimiz sağlıklı suya kavuştu. Hasanoğlan’da suyun damlası yoktu geçen sene, Çamlıdere’nin suyunu Mamak-Gölbaşı hattından Elmadağ’a kadar götürdük, Hasanoğlan’a bağladık. Bundan daha önemli proje var mı? Beypazarı İçme Suyu Arıtma Tesisi’nin ikinci etabı yapıldı. Polatlı’da 30 yıldır içme suyu sorunu yaşanıyor, oraya 115-120 kilometreden geliyor su. 2-3 defa patlak oldu, yerinde incelemeye gittim. Su patladığı zaman, kesecek vana yok, su son derece kalitesiz… Kazıp tamir etseniz de test etme hakkı yok. Bir günde doluyor, insanlara iki günde gidiyor. Biz su vermeye başladık, 10 günde dolacak borular. Maliyeti 2 buçuk milyar, hiç önemli değil, en büyük proje bu. Ne yapacaksınız kapıları, saatleri? Bundan daha önemli proje mi var?” diye konuştu.
Bir yanıt yazın