12 Mart Muhtırasına Nasıl Gelindi

12 Mart Muhtırasına Nasıl Gelindi ve İsmet İnönü – 1971

12 Ekim 1969 genel seçimleri sonucunda Adalet Partisi 256 , CHP 143 milletvekili çıkardı. Süleyman Demirel Başbakan oldu. Demirel daha önceki kabinesindeki 12 bakanını korudu, 12 bakanı değiştirdi. Parti içinde muhalefet yapan Sadettin Bilgiç ekibinden kimseyi almadı. Hükümet 263 kabul oyu ile güvenoyunu sağladı.

14 Şubat 1970 tarihinde bütçe oylaması sırasında 41 AP’li aleyhte oy kullanınca bütçe 214’e karşı 224 oyla reddedildi. Bunun üzerine Demirel hükümeti istifa etti. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay istifayı kabul etti ve hükümeti kurma görevini gene Süleyman Demirel’e verdi.

Seçimlerden sonra üniversitelerde işgal ve boykotlar, iş yerlerinde grevler, yürüyüşler devam ediyordu. Aralık ayının ortasında İstanbul’da bir öğrenci öldürüldü. Bu sırada “69 Deniz Subayı” katilleri lanetleyen bir bildiri yayınladı. Genelkurmay başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç bu bildiriye “ Atatürk’ün çizdiği yolda bulunan Silahlı Kuvvetler mensuplarının her türlü politik davranışın dışında ve aşırı cereyanların karşısındadır” dediği sert bir karşılık verdi.

Demirel yeni kabinesini kurdu ve 15 Mart 1970’de güven oyunu aldı. Öğrenci olayları sürüyordu. Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur hükümet başkanına bir mektup yolladı. “Aşırı sağ silahlanmaktadır. Teşkilatlanması tamamlandığı gün memleket için büyük tehlike olacaktır.” Memlekette huzurun ve sosyal adaletin sağlanması için toprak reformunun bir an önce çıkarılması ve dış ticaretin devletleştirilmesi isteniyordu. Orduda sol eğilimler subayların üzerinde, sağ akımlar ise astsubaylar arasında etkiliydi.

15-16 Haziran’da işçi olayları patlak verdi. DİSK’in bir gösterisi sırasında ortalık karışmış ve çıkan çatışmada biri polis üç kişi ölmüştü. Büyüyen olaylar karşısında hükümet İstanbul ve Kocaeli’de sıkıyönetim ilan etti.

CHP 20. Kurultayını yaptı. İnönü genel başkan seçildi. Parti Meclisine Ecevit’in listesi egemendi, Bülent Ecevit genel sekreter oldu. Bir aylık sıkıyönetim süresi bitince AP oyları ile iki ay daha uzatıldı. CHP karşı oy kullandı. Sıkıyönetim 16 Eylül 1970’de sona erdi.

İsmet İnönü 24 Eylül 1970 günü 86. Yaşını kutladı.

Sıkıyönetimin bitişiyle gene olaylar başladı. 1 Kasım’da Meclis ve Senato başkanlıkları için iki büyük parti anlaşamadı. Uzun turlar sonucu seçilebildiler. Öğrenci polis çatışmaları büyük boyutlara ulaşmıştı, hemen hemen bütün üniversiteler kapalıydı. Bu sırada Deniz Gezmiş eylemleri başladı. Mart 1971 başında dört Amerikalı kaçırıldı. 7 Martta ODTÜ Akademik Konseyi feshetti ve üniversitenin güvenlik güçlerine teslimiyeti kararlaştırıldı.

Ordu kaynıyordu. Ordu içinde “9 Mart” adı verilen , Meclisi feshetmek ve yönetimi orduya devretmek isteyen bir grup vardı. Genelkurmay Başkanı Tağmaç 10 Mart’ta genişletilmiş komuta konseyini toplantıya çağırdı. Ertesi gün Tağmaç Cumhurbaşkanı ile görüştü.

12 Mart günü Türkiye radyolarının saat 13’teki bülteninde ilk haber olarak muhtıra okundu. Parlamento kapatılmıyor, mevcut anarşik durumu giderecek ve anayasanın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak, kuvvetli ve inandırıcı bir hükümetin demokratik kurallar içinde kurulması isteniyordu.

Muhtıranın muhatapları Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanıydı. Başbakan Süleyman Demirel istifa etti. İnönü 15 martta CHP ortak grubu topladı. Muhtıraya karşıydı, İnönü “Parlamento böyle bir baskı altında kaldıktan sonra artık görevini yapacak halde değildir. İcranın emri altında bulunan kumandanların takdir edeceği veya tenkit edeceği ölçüye göre hükümetler kalacak veya kalmayacak, böyle bir düzen demokratik düzen değildir” dedi. İsmet Paşa “reform hükümetine” hayır, “seçim hükümetine” evet diyordu.

24 saat sonra ordu “9 Mart” grubu olarak bilinen 1 amiral ve 35 albayı emekli etti. İnönü’nün muhtıra hakkındaki fikri değişmişti. Muhtıranın “Demokratik parlamenter rejime karşı” değil, “demokratik parlamenter rejime karşı bir asker grubuna karşı” olduğunu anlamıştı. “ Ordunun bir an evvel memlekette tabii hayatın, demokratik kuruluşun işlemesini istediği anlaşılıyor” kararına varmıştı.

Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, “Başbakan atamak için bir tarafsız parlamenter” aradığını açıkladı. Süleyman Demirel ve İnönü ile görüştü, bu tarafsız başbakanı desteklemelerini istedi. Bülent Ecevit’te İnönü ile beraber Cumhurbaşkanı ile görüşmeye gitti. İnönü “ Memleketi boşlukta bırakmaya niyetimiz yok. Cumhurbaşkanı orduyu, içinde itilaf olmayan bir hale sokmaya çalışıyor” dedi.

“Tarafsız Başbakan” olarak Nihat Erim’in adı 19 Mart’ta ortaya çıktı. Komutanlar Erim’i istediler. Nihat Erim durumu Kemal Satır aracılığı ile İnönü’ye duyurdu. İnönü ona “Sivil bir hükümeti destekleyeceğim. Hatta Demirel dahi kursa o hükümeti desteklerim” dedi. Nihat Erim CHP’den istifa etti.

Bülent Ecevit bu aşamada karşı çıktı. Genel sekreterlikten ayrılırken gazetecilere “ Yunanistan’daki askeri darbeye benzeyen bu müdahale, aslında hükümete karşı yapılmış değildir. İktidara gelmek üzere bulunan ortanın soluna karşı yapılmıştır.” Dedi.

Nihat Erim 26 Mart 1971 de kabinesini kurdu.

İsmet Paşa 15 Mayıs 1971 de katarakt ameliyatı oldu, 87 yaşındaydı. CHP Olağanüstü Kurultayı 6 Mayıs 1972 de toplandı. Kemal Satır’cılarla Bülent Ecevit’çilerin yarıştığı bu kurultayda Ecevitçi genel merkeze güven oyu çıkınca İsmet İnönü CHP genel başkanlığından istifa etti.

CHP Parti Meclisi Nihat Erim’den sonra başbakan olan Ferit Melen’in kabinesindeki bakanlarını geri çekme kararı aldı. Bunun üzerine İnönü 5 Kasım 1972’da CHP’den istifasını verirken “ 12 Mart şartları nazik mahiyetini ciddiyetle muhafaza ettiği bir zamanda parti politikasının memleket için sakıncalı gördüğüm şekil ve istikamette değiştirilmesi sebebiyle CHP’den ayrılmış olduğumu bilgilerinize saygılarımla sunarım” diyordu.

İsmet İnönü ile Bülent Ecevit’in İstifası ve Yeni Hükümet Üzerine Ankara Televizyonu ile Yapılan Söyleşi (23 Mart 1971)

Soru–Bülent Ecevit son gelişmeleri CHP’nin Ortanın Solu kanadına karşı bir darbe şeklinde nitelemektedir. Genel Sekreterin istifa gerekçesi hakkında ne dersiniz?

Cevap–Bu gelişmeleri Sayın Ecevit’in söylediği gibi bizim Ortanın solu politikasına karşı bir darbe mahiyetinde olması mübalâğalı bir görüştür kanısındayım. Muhtırada ve etraflı neşriyatta askerî müdahale ihtiyacının sebepleri etrafıyla söylenmektedir, daha ziyade bunlar üzerinde durmak lâzımdır.

Soru–CHP tarafından benimsenen ve son Kurultayda tarafınızdan destek gören Ortanın Solu ilkelerinden bugünkü istifalardan sonra bir dönüş, bir değişiklik söz konusu mudur?

Cevap–Ortanın Solu politikası benim tarafımdan ilân olunmuştur. Ben bunu ekonomik ve sosyal bir ihtiyaç olarak kamuoyuna ve partililere söylediğim zaman bugünkü Ortanın Solu etrafından teşekkül etmiş olan çekirdekler yoktu. Bülent Ecevit de daha vazifeye başlamamıştı. Onun için Ortanın Solu eski ve doğru bir kanaat tarzıdır, devam edecektir.

Soru–Bugün CHP Genel Merkezi önünde olaylar oldu. Belki duydunuz. Bu olayları nasıl karşılıyorsunuz? Parti parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya mıdır?

Cevap–CHP’yi zayıf düşürmek için fırsat düştükçe birçok teşebbüsler yapılacaktır. Sosyal Demokrasi Derneklerinin hareketleri anlaşılmaz bir şeydir. Aramızda ihtilâf çıktı ve münakaşa halindeyiz diye daha ziyade benim noktainazarımı benimsemeyenlerin bir gayreti gibi görünüyor. Fakat tabiî sayıyorum. Fikrimizi tâkip ederiz.

Soru– Grubunuz Nihat Erim başkanlığındaki yeni hükûmeti desteklemek kararı aldı. Bu grup kararının gerekçesini izah eder misiniz?

Cevap– Gerekçe basit. Bir askerî müdahale var. Bundan kurtulacak, bu müdahâleleri daha ileri götürmemek için bir hükûmetin muayyen işler yapmasını istiyorlar. Biz de bu hükûmetin kurulmasına yardım etmek ve demokratik rejimin bir an evvel kurulmasını sağlamak istiyoruz. Gerekçe budur.

İNÖNÜ VAKFI / TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir