Arkadaşlar, haftada 46 saatlik öğretim ile 7 yıl boyunca, aldığı bilgiyi uygulayabilen Altın oran olan % 50 kuram ve atölye bilgisini alarak yetişen biz Teknik Öğretmenler ; Türk sanayinin omurgasını oluşturduğumuzu, sanat okullarında teknisyen yetiştirerek başta tüm OSB lerin gerek duyduğu nitelikli çalışan gereksinimini karşıladığımızı , üretimi ve üretimin öğretimini iyi bildiğimizi yeri geldikçe vurguladık.
Özellikle şunu çok kez savunduk : Türkiye nin sanayileşmesi ve en sonun da Üretim Toplumu olmasını sağlamak üzere 1937 de kurulan YTÖO / YÜKSEK TEKNİK ÖĞRETMEN OKULU Türkiye’nin en stratejik öğretim kurumu idi . Bu nitelikli alanın önemi giderek artmakta ve aranmaktadır…Arayış sürdürmekte , boşluk doldurulamamaktadır. .. Var olan eksiklerini gidererek ,. kapatılan bu okul hızla yeniden açılarak , Türk ulusunun Üretim Toplumu olmasının önü açılması gerekir.
Şu an da ülkemiz en büyük dar boğazı ; yetkin meslek insanı teknisyen ve mühendis bulunamamasıdır. . Yüzlerce OSB de bulunan üretim kuruluşları döne döne eğitilmiş insan gücü ararken ,karşılarına hep vasıfsız insanlar çıkmakta ve üretmek her gün zorlaşmaktadır.. Ülkemiz de bugün en az 5 milyon teknisyene ve 100 bin konusunu bilen mühendise gerek duyulmaktadır.
Eğer bir ülke “Teknik Öğretim “konusunda başarılı ise o ülkelerin hızla kendi markalarını geliştirip zengin , ileri ve güçlü ülkeler arasına girdiğini kolayca görülebilir… Bunlara en son katılan ÇİN –HİNDİSTAN –SİNGAPUR – KORE güzel birer örnektir…
İleri ülkeler marka üretir , geri kalmış , yarı sömürge ülkeler ise o markalar FASON üretim yapar . Parayı ise markalar kazanır çer , çöp de fasonculara kalır.. Buradan kurtulmanın yolu üç ayaklı öğretim yöntemine başlanarak aşılabilir . Yoksa , var olan dört duvar için de bilgiyi kafaya boca ederek ve o bilgiyi kullanabileceği atölyeleri öğretimden kaldırarak ucuzcu fasonculuktan , atık parasına fason üretimden , sonuçta yoksulluktan kurtulamayız.
Gelişmiş ülkeler nasıl kalkınıyor? TOP 10 UNİVERSİTY / En iyi 10 Bilgitay hangileridir ve buraya nasıl yükselmişler diye baktığımızda şunu görüyoruz : Tüm bu öğretim kurumlarında üç ayaklı öğretim var . SINIF + ATÖLYE + LABORATUVAR BUNLAR NASIL ÇALIŞIYOR :
1. Dört duvar sınıf ortamında öğrencilere bilgi yüklüyorlar , bilgilendiriyorlar . Buranın adı SINIF
2. SINIF ortamında bilgi ile buluşan öğrenci, bu bilgiyi yaşam için de uygun bir yere uygulamak için , ete kemiğe büründürmek ve bilginin neler yaptığını görmek için , beceri ve tasarım yetilerinin gelişmesini sağlamak için ,beyinde biriken işlenmemiş bilgiyi işlemek için üretme , yapma , kotarma , tasarlama ortamına gidiyor. Buranın adı ise ATÖLYE / İŞLİK
3. Öğrenci , sınıfta aldığı bilgiyi atölye de biçimlendirdikten , ortaya koyduktan sonra çıkan ürünün ne olduğunu , düzeyini görmek için sayısal verilerini ölçmek ve öğrenmek için bu kez ölçme ortamına gidiyor , buranın adı ise LABORATUVAR
İleri ülkeler kendi öğrencilerine erken yaşta , okul sıralarında proje yapmayı , tasarlamayı , prototip yapmayı , atölyede çalıştırmayı , üretim teknolojisini , makine kullanım bilgisini ve beceri geliştirmeyi öğretmeye başlıyorlar.. Doğru teknik öğretim ile yetişen kuşaklarda kendiliğinden seçkin tasarım ve üretim yapmayı becerebildikleri için ortaya F-35 ler – Uydu’ lar – Mercedes’ler Toyota’lar ve Sony ‘ler çıkıyor..
Bunun altında yatan ana gücün öğrencilerini , erken yaşta tasarım ve beceri geliştirebilecekleri , bilgiyi kullanabilecekleri uygulamalı öğretim ile buluşturmak olduğu çok açıktır..
Tüm ileri toplumların kendi teknisyen ve mühendislerini ÜÇ AYAK UYGULAMALI ÖĞRETİM ile yetiştirdiğini görebiliriz.. Ülkemiz de ise bu durum ÜÇ AYAK değil , TEK AYAK .. Üç ayak bildiğiniz gibi her durumda devrilmeden ayakta durur .. Tek ayak ise devrilmeye hazırdır , çünkü verilen bilginin , kullanım bilgisi gösterilmemekte ve öğretilmemektedir.. İşin doğrusu kullanılmayan bilgi yalnızca yüktür.. Türk öğrencileri yıllardır kullanılmayan bilgiyle boş yere yüklenmektedir… Buradan bir markanın çıkması ,üretim toplumu olmasını beklemek boşunadır. Küresel güçlerin bizden istemiş olduğu siz , ALSAT TOPLUMU ve HİZMET TOPLUMU kalın üretim bizim işimizdir, dayatması ile Anadolu da tutunmamız olası değildir .. Türk ulusunun , Anadolu da ki varlığını sürdürebilmesinin tek koşulu onun da Almanya ve Japonya gibi ÜRETİM TOPLUMU olmaktan başka bir seçeneği yoktur .
YÖK kurulduktan hemen sonra 1982 de ilk el attığı okul YTÖO oldu ve uygulamalı öğretim veren bu okula önce meslek bilgisi almamış düz lise mezunlarının girmesinin önünü açtı , nitelik bir anda yarı yarıya düştü , atölye süreleri adım adım azaltıldı .. En sonun da 2006 yılında atölyeler kapatıldı. . Atölye yok edilince atölye de yapılanlarla beslenen laboratuvar da işlemez duruma dönüştü .. Böylece sınıf ortamında verilen bilginin kullanılabileceği , akabileceği bir işlik ortamı kalmayınca başta Türk üniversiteleri bilim üretmekten , kitap yazmaktan , patent , Knowhow ve lisans almaktan da uzaklaştılar .. Dünya sıralamasında artık adımız da geçmiyor.. Bunun ana nedeni binlerce genç beyin öğrencinin savaş alanı olan atölye ortamı – tasarlama – proje yapma – üretme – bilgiyi uygulama – eksiklerini görme – kendini tanıma – özgüvenini geliştirme – karar verme yetisini besleme gibi temel değerlerden uzaklaştırıldı . Yabancı dil öğrenme , mühendislik bilgisi öğrenmenin yerini aldı ve mühendislerimiz yabancı fabrikalarda teknik çevirmen olarak işe girmeyi ayrıcalık gibi görmeye başladılar .Oysa yabancı fabrikalarda mühendislik çalışmaları zaten kendi ülkelerinden iş emri olarak hazır geliyor . Türk mühendisi yabancı iş emrini Türkçeye çevirecek bir işlev ile çalışmak zorunda bırakılmayıp , kendi markasını geliştirebilecek , rakip olabilecek bilgiyle donanmış olarak yetiştirilerek çevirmen – ustabaşı – formen konumuna indirgenmemesi gerekirdi .. Söz gelimi yalnızca Almanya nın ülkemizde kurduğu fabrika sayısı 6 bin dir.. Türkiye nin dünyada kurduğu fabrika sayısı ise toplam 360 dır.. Bu sayılar bile Türk Teknik Öğretiminin nerede olduğunu göstermektedir.
Biz Teknik Öğretmenler YTÖO açılması ve Türkiye nin Üretim Toplumu olması amacına yönelik üç yıl önce TÜBE / TASARIM ÜRETİM BİLİM ÖĞRETİM topluluğu adıyla çıktığımız bu yolda şimdi yaklaşık 300 kişilik bir güce ulaştık .. Bildiklerimizi , birikimimizi , yorumlarımızı ; STÖ , Üniversiteler , OSB ve kamu yetkilileri ile paylaşmaya ve duyurmaya çalışıyoruz ..
TÜBE olarak toplam da 64 önerimiz olsa da öncelikle var olan 29 milyon öğrencimiz için : ÜÇ AYAK ÖĞRETİMİNİ ve ÜÇ ADIM ANLAYIŞI olan; her öğrencinin bir hobisi olsun / her okul bir hobi atölyesi açsın / her okul yıl sonu öğrenci ürün fuarı açsın bunları önererek , Türk ulusunun çocuklarının üretim algısını , özgüvenini , girişimciliğini beslerken , yıllar içinde gelişen oturgan öğretim geleneğinin hobi ile hedefe kitlenmiş öğrenciler üzerinden hobi bilgisine erişme çabasıyla o kurumun ve öğretmenin sıkıştırılmasını yeni bilgiye açılmasının gereğini gereğini vurguluyoruz.
TÜBE olarak bu güne değin değişik birim ve kurum başkanlarına andığımız özet önerilerimizi duyurduk , işbirliğine açığız dedik .. Bu günde değerli haberci – yazar Abdullah Türer Yener beyin bir süre önce tanıştırdığı İstanbul / Tuzla OSB başkanı sayın Kemal Baltepe ile bir görüşme yaptık ve TÜBE yi tanıtmaya çalıştık .. Kemal beyden çok güzel bir yankı aldık … Kendisi , ben bu konunun bu ölçüde derin olduğunu ilk kez duyuyorum , çok etkilendim ve sizleri destekliyorum . TÜBE yi Ankara Balgat da bulunan , OSB ler üst kurulu olan OSBÜK https://osbuk.org/ ile sizleri bir araya getirmeyi oralarda bunları anlatmanıza çalışacağım , dedi.. Ben de duyduğumuz mutluluğu ve yurdumuz için biz Teknik Öğretmenler omuz vermeye hazır olduğumuzu bildirdim… İstanbul ‘ a davetini yineledi , yüz yüze uzunca görüşme isteğine mutlu olacağımızı bildirerek , konuşmamamıza son verdik .
Tübe / 1977 Motor Te . Öğr . Ferit Baltacı /TURKİSHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER
www.tube-ytoo.com 7 www.bilimuygula.com
Bir yanıt yazın