“Nemesis Operasyonu” Modern Türkiye tarihinde pek söz edilmeyen pek de konuşulmayan bir konudur. Ermeni soykırımı tartışmaları Türkiye’de genellikle “Ermeni çeteleri de şunları yaptı…” karşılığı verilerek tartışılır.
Buna rağmen Ermenilerin soykırımdan sorumlu tuttukları İttihatçilere suikastler düzenlemeleri pek gündeme gelmez.
Nemesis Yunan mitolojisindeki intikam tanrıçasıdır. “Nemesis Operasyonu” terimi, genellikle bir grup veya bir devletin, başka bir devlet veya örgüte karşı yürüttüğü gizli veya örtülü bir operasyonu ifade eden genel bir kavramdır. Bu tür operasyonlar genellikle istihbarat toplama, karşı istihbarat faaliyetleri, sabotaj, suikast, terörle mücadele veya benzeri amaçlar için gerçekleştirilir.
Ermeni Devrimci Federasyonu (Taşnak Partisi) tarafından Ermeni Kırımı’ndaki rollerinden ötürü bir dizi eski Osmanlı siyasi ve askeri liderinin yanında Eylül Günleri ile suçlanan Azeri siyasetçilere de karşı 1920 ve 1922 arasında gerçekleştirilmiş bir dizi suikastten oluşan gizli operasyona Nemesis Operasyonu adı verilmiştir.
Şahan Natali ve Karekin Pastırmacıyan, operasyonun başındakilerdir.
Eğer bir gün bir Türk ile karşılaşırsan, onu öldür
Gizemli suikastlerin üzerindeki sis perdesini aralayan kitaplardan birisi Eric Bogosian’ın kitabıdır.
Bogosian bir yandan Ermenilerin yaşadığı “büyük felakete” ve sonuçlarına odaklanırken diğer yanda Ermeni suikastçilerin biyografilerine ve dönemin istihbarat kuruluşlarının bu suikastlerdeki payına bakıyor.
Kitabının giriş bölümünde, “Hikâyeler hep aynı şekilde biterdi. Büyükbabam bana ‘Eğer bir gün bir Türk ile karşılaşırsan, onu öldür’ talimatı verirdi” demektedir.
“Kuruluşundan itibaren üç yıl içinde Nemesis komplosu, yedi üst düzey İttihatçı ve destekçisinin yerini tespit etti ve onları öldürdü (Cemal Azmi, Sait Halim Paşa, Han Cevanşiri, Cemal Paşa, Han Hoyski, Bahattin Şakir ve Talat Paşa). En azından on silahlı suikastçı infazları gerçekleştirdiler. Gene bir düzine gözcü, casus ve örgütçü buna yardımcı oldu. Ayrıca diplomatlar ve fazladan perde gerisindeki kişiler bilgi ve para sağladılar. Nemesis komplosu üç kıtada ve yedi ülkede iş gördü (Soghomon Tehliryan’la birlikte listede Bedros Ter Bogosyan, Stepan Dizakyan, Yervant Fundukyan, Harutyun Harutiunyan, Artashes Kevorkyan, Misak Kirakosyan, Arşavir Siragyan, Misak Torlakyan ve Aram Yergayan bulunuyor.)”
Kitap hakkında Michigan Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Tarih Pofesörü Ronald Grigor Sunny aşağıdaki yorumu yapıyor:
“Kayıp bir hikayenin bu yeniden dirilişinde Eric Bogosian, 1915’de Ermenilerin Osmanlılar tarafından toplu olarak katledilişinin intikamını almak isteyen suikastçilerin hikayesini yalın bir dille anlatıyor. Bogosian’ın bir gerilim filmi gibi gelişen hikayesi, çoktan unutulmuş olaylara ve ortak geçmişlerine “kendi yöntemleriyle” bir tür adalet ve huzur getirmek amacıyla yola çıkan insanları yeniden yaşama döndürüyor.”
Eric Bogossian “Nemesis Operasyonu” nun anlamını şu şekilde değerlendirmektedir:
“Nemesis Operasyonu’nun erkekleri ve kadınları insanlık kanunlarını çiğnese de bunları, çıldırmış bir dünyaya bir nebze aklıselim getirmek için yaptılar. Düşünülemez olanın aslında cevabı yoktu. Ancak Armen Garo, Shahan Natali, Soghomon Tehlirian ve diğerlerinin içinde bulundukları durumda harekete geçmenin tek yolu buydu. Aksi takdirde onlar da bu delilik ortamı tarafından tüketileceklerdi… Nemesis fedaileri kendilerini terörist olarak görmedi. Onların bakış açısına göre eylemleri basit bir cezalandırmayı veya intikamı aşan güdüler tarafından yönlendirildi. Kutsal savaşçılar olarak, etki alanlarının siyasi değil manevi olduğuna inanıyorlardı. Görevleri, bir miktar adalet elde etmekti, Bir başka deyişle, Talat Paşa’yı, Cemal Paşa’yı, Bahattin Şakir’i ve Said Halim Paşa’yı öldürmek, evrene bir tür denge getirme çabasıydı… Bu, Nemesis Operasyonunun yaptığını yasal hale getirmez”
Nemesis Operasyonu, Taşnak Partisi’nin bir bölümü tarafından gerçekleştirilmiş olup, Ermeni milliyetçiliğinin bir yan ürünüdür. Bu operasyonlar, tarihçiler arasında hâlâ tartışma konusu olmuştur ve bazıları bu tür suikastların Ermeni halkını temsil etmediğini ve genel olarak etkili bir strateji olmadığını savunmuştur.
Eric Bogossian’ın sorduğu şu soruları hepimiz kendimize sormalıyız:
“Dedem bana hayatından hikâyeler anlattı. Bunlar bana onun hediyeleridir. Nemesis hikâyesinin merkezinde hatıralar yer almaktadır. Bu yoğun bir kana susamışlığın motorudur. Bizler hatırlıyoruz, ama farklı hatırlıyoruz. Bizlerin farklı anlatıları, farklı eylemlere yol açmaktadır. Böylece tarihin bilmecesi ortaya çıkmaktadır. Orada mıydın? Gerçekten gördün mü? Sana kim bahsetti? Nasıl emin olabilirsin?”
Nemesis Operasyonunda öldürülen Ermeniler
Nemesis operasyonunda Türklerle işbirliği yaptığı düşünülen Ermeniler de öldürülmüştür.
- 1920 yılında İstanbul’da Türklere yardım ettiği gerekçesiyle Mıgırdiç Harutunyan, Sogomon Tehliryan tarafından öldürülmüştür.
- 1915 yılında Türklere bilgi sızdırdığı gerekçesi ile Vahe Yesayan sınır dışı edilmiş suçu sabit görüldükten sonra örgüt tarafından öldürülecekler listesine eklenmiş ardından kısa bir süre sonra Arşavir Şirakyan tarafından öldürülmüştür.
- Hamayak Aramyants, Hınçak partisinin eski üyesidir. 1914 yılında Talat Paşa Suikastında polise bilgi verdiği gerekçesi ile Arşak Yezdanyan tarafından öldürülmüştür.
Bir yanıt yazın