Gazeteciler Erdem Gül ve Can Dündar’ın Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla tahliye edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karara saygı duymadığı yönündeki açıklamalarının ardından başlayan tartışmalar sürüyor. Erdoğan’a partisi AKP dışında hemen hemen tüm kesimlerden yoğun eleştiriler geliyor. Eleştirilerin odaklandığı kısım ise Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı görevine başladığı 28 Ağustos 2014 tarihinde ettiği yemin oldu.
“CUMHURBAŞKANI OLARAK YEMİN ETTİ”
Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Mahkemesi yorumuna “Sayın Cumhurbaşkanının Meclis’te yaptığı yemini dönüp yeniden okumasını dilemekten başka bir şey diyemiyorum” şeklinde karşılık veren eski Anavatan Partisi Genel Başkanı Nesrin Nas şöyle konuştu: “Sayın Cumhurbaşkanı Meclis’te Cumhurbaşkanı olarak bir yemin etti. Bu yeminle anayasaya uyacağıma, hukukun üstünlüğünü koruyacağıma ve kollayacağıma diye… Tarafsızlığına vurgu yapan bir metindir. Ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Cumhurun başından, Meclis’te ettiği yemine uymasını isterim, bunu beklerim. Eğer Cumhurbaşkanı ben anayasayı tanımıyorum, buna uymayacağım da derse o zaman vatandaşların bir şeyleri yapma ya da yapmama gibi tercihlerinde dürtüleri ne olacak? Beni endişelendiren şey bu. Beğenmeyebilirsiniz, benim de beğenmediğim bir çok şey var ama sizi bağlayan bir hukuk vardır. Bu hukuka uymak zorundasınız. Özellikle bu ülkeyi yönetenlerin titizlikle üzerinde durması gereken şey budur. O yüzden ben yeminini hatırlatmak istedim. Danışmanları inşallah Sayın Cumhurbaşkanı’nın önüne koyarlar. Orada çok riskli bir cümlesi var bana göre. ‘Bu bir beraat değil, tahliyedir’ dedi. …Biz o sürecin nasıl başladığını biliyoruz. Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasına giden süreçte yine Sayın Cumhurbaşkanı’nı bir televizyon röportajında ‘bunu onların yanına bırakmayacağım’ sözüyle başladı bu süreç. O tutukluluklar öyle geldi. O açıklamayı o açıdan okuduğumda da doğruyu söylemek gerekirse ürküyorum.”
“ERDOĞAN KUYUYA BİR TAŞ ATTI”
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasa mahkemesinin kararı hakkındaki açıklamasını eleştirerek, “Cumhurbaşkanı bir taş attı. Şimdi herkes o taşı çıkarmaya çalışıyor. Milletin iradesini ayaklar altına almaktır bu yok saymaktır bu” dedi.
Vural, Erdem Gül ve Can Dündar’ın Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla tahliye edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karara saygı duymadığı yönündeki açıklamalarını eleştirerek “Cumhurbaşkanı bir taş attı. Şimdi herkes o taşı çıkarmaya çalışıyor. ‘Ben gittikten sonra ülke karışacak’ dedi. Ülkesinin bu kadar çalkalanmasını bekleyen bir cumhurbaşkanı ülkedeki kurumlar arasında huzuru nasıl temin edecek? İnsanların hukuk devletine bakış açısını bu kadar yaralayan bir kimsenin yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’yi karıştırmaya yönelik bu iradesi huzurlu bir Türkiye istemiyor demektir. ‘Ben olmuyorsam Türkiye’de huzur olmasın’ demek oluyor” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasa mahkemesi kararıyla ilgili açıklamalarından önce AK Parti Grup Başkanvekillerinin “Anayasa Mahkemesinin kararını uygun görüyoruz” dediklerini savunan Oktay Vural, “Cumhurbaşkanının sözlerinden sonra onlarda bu kararı benimsemediklerini ifade ettiler. Cumhurbaşkanının iradesini AKP yöneticileri ve Meclis Başkanı üzerinde tesis edildiği bu örneklerde çok açık çıkmıştır. Bugün tam bir vesayet vardır” diye konuştu.
DESTİCİ: AYM’NİN KARANINI BEĞENLEYEBİLİRİZ AMA…
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi’ne yönelik sözlerini değerlendirirken,”Kararlarını beğenmeyebiliriz, eleştirebilir, ancak yok hükmünde saymak ya da küçültücü ifadelerde bulunmayı doğru bulmuyoruz” dedi.
Tüm bu açıklamaların ardından Erdoğan’ın göreve başladığı gün ettiği yemin yeniden gündeme geldi. Özellikle sosyal medyada “Erdoğan yeminini mi bozdu? Bir Cumhurbaşkanı yeminin bozarsa ne olur?” gibi sorular gündeme geldi.
İşte Erdoğan’ın göreve başlamadan önce ettiği Cumhurbaşkanlığı yemini;
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
Bir yanıt yazın