Yüzyıl Depreminin Sonsuz Acısını Yaşıyoruz!
Tam bir yıl önce yaşadığımız bizleri unutulmaz acılara boğan deprem, hemen alınması gereken ivedi önlemler alınmadığından, enkaz altında kurtarılmayı bekleyenlerin bir çoğu kurtarılamayarak yaşamını yitirdi.
Deprem olacağı belli olan Fay hattı üzerinde veya fay hattına yakın yerlerde, yüksek katli ve de depreme dayanıklı olamayan binaların yapılmasına, hükümetin veya belediye yetkililerinin izin vermelerinin, hangi sonuçları beraberinde getirdiğini bir kere daha yaşayarak gördük. Oysa Türkiye`de deprem konusunda çok iyi yetişmiş uzman bilim insanlarımızın yıllardır bu konuda yaptıkları uyarılar gözerdi edildi. Hatta hükümet, depreme dayanıklı olamadıkları için yıkılmaları gereken binalara bile, tamamen kazanç ve kar amaçlar nedenlerden 7 kere ismine “imar barışı” denen imar afları çıkarttı.
Türkiye gibi deprem bölgesinde bulunan ve kısa aralıklarla bu felaketi yaşayan ülkelerin başında Japonya geliyor. Japonya`da 8,0 büyüklüğündeki depremlerde bile, yalnızca birkaç kişi yaşamını yitiriyor. İnşaatların nerelere ve hangi önlemlerle yapılacağı yönündeki yasal düzenlemelere, Japonya`da hükümet ve belediye yetkilileri tamamen uyuyor.
Türkiye ivedi olarak Japonya’yı örnek alarak ve hatta Japon uzamlarının da görüş ve önerileri alınarak, depreme ve inşaatlara ilişkin yasal düzenlemelerin kararlılıkla ele alınması ve bunların değiştirilemeyeceği, yasalara uymayanlara ise çok ağır cezaların verileceği karara bağlanmalıdır. Muhalefet partileri bu konuyu en önemli görevleri olarak ele almalı ve sürekli gündemde tutmalıdır.
Başta İstanbul, İzmir olmak üzere birçok kentte, depreme dayanıklı olmadığı belirlenmiş binaların ivedi olarak yıkılmaları, artık daha fazla geciktirilmemesi gereken zorunlu bir görevdir.
Deprem konusunda Türkiye`nin çok ivedi olarak kapsamlı ve çok yönlü önlemler alması ivedi bir siyasi sorumluluk ve görev olmalıdır. Deprem bölgelerinde bulunan ve günümüze değin yüzbinlerce insanımızın yaşamına neden olan deprem sorununa karşı kalıcı önlemler paketi gerekmektedir.
Bu nedenle Türkiye`de Deprem Konusunda Uzman Bilim İnsanilerimizin önerilerinin ivedi olarak yaşama geçirilmesi gerekmektedir. Tek ve aslı görevi deprem ve depreme karşı gerekli önlemlerin ivedi olarak yaşama geçirilmesi olan ve bu konuda gerekli yetkilere sahip bir “Deprem Bakanlığı”`nın kurulması artık ertelenemez bir ulusal görev olmuştur. Başta CHP olmak üzere tüm Muhalefet Partilerinin bu ulusal görevi kararlılıkla ele almaları, bu konuyu Büyük Millet Meclisinde ısrarla gündeme taşımaları ve hükümet üzerinde sürekli baskı uygulamaları artık kaçınılmaz olmuştur.
Bir yanıt yazın