Bir İhanetin Tanığı Olan Tüfek…

Yukarıdaki resimde görülen tüfek, Londra'daki Savaş Müzesi'nde Imperial War Museum'de sergilenen silahlardan biri.Üzerindeki irili ufaklı çok sayıda çentik nedeniyle, ziyaretçilerin dikkatini çeker. - enver pasaya hediye edilen ingiliz tufegi

Yukarıdaki resimde görülen tüfek, Londra’daki Savaş Müzesi’nde Imperial War Museum’de sergilenen silahlardan biri.
Üzerindeki irili ufaklı çok sayıda çentik nedeniyle, ziyaretçilerin dikkatini çeker.

Lee-Enfield Rifle, 7.7 mm etiketi ile tanıtılan bu piyade tüfeği, Çanakkale savaşları sırasında İngilizler’den ele geçirildikten sonra Harbiye Nazırı Enver Paşa’ya hediye edilir.
Enver Paşa’da Hicaz Emiri Şerif Hüseyin’e hediye olarak gönderiyor.
Silahın son sahibi kim biliyor musunuz?
Arabistan Kahramanı olarak ünlenen İngiliz Casusu Lawrence!..

Çentikli tüfeğin tüyler ürperten öyküsü Lawrence’ın eline geçmesi ile başlıyor!

Dipçikteki büyük, bir bölümü de küçük, olan çok sayıdaki çentiğin dehşet verici hikayesine gelince…
Müzedeki resmi kayıtlara göre:
Büyük çentikler bizzat Lawrence’ın sıktığı kurşunlarla şehit düşen Türk subaylarını, küçük çentikler ise şehit edilen rütbesiz Türk askerlerini gösteriyor!
Böylece Lawrence bir bakıma Çanakkale’nin intikamını almış oluyor!

Enver Paşa tarafından Hicaz Emiri Şerif Hüseyin’e hediye olarak gönderilen, onların da kalkışmada İngiliz casusuna vererek, Türk askerlerini şehit etmesini sağladıkları bu tüfek Arap ihanetinin simgesidir.
Arap Birliği’nin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sınır ötesi Harekâtlarını kınamasına hâlâ bir anlam veremeyenler!! Hatta şaşıranlar varsa, bu tüfeğe ve üzerindeki çentiklere iyi baksınlar.
İhaneti apaçık görürler!..
Araplar bizim din kardeşimiz miş…
Bu yalanlara ancak aklını işkembesine bağlamış olan ak-koyunlar inanır.
Yaşamda ki tek gerçek:

TÜRK’ÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTUNUN OLMADIĞIDIR.

Gerisi laf-ı güzaf…

Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla.
Çağrıbey

Yukarıdaki resimde görülen tüfek, Londra'daki Savaş Müzesi'nde Imperial War Museum'de sergilenen silahlardan biri.Üzerindeki irili ufaklı çok sayıda çentik nedeniyle, ziyaretçilerin dikkatini çeker. - enver pasaya hediye edilen ingiliz tufegi

Yorumlar

  1. Selen Atasoy avatarı
    Selen Atasoy

    Yukardaki Tüfegi görünce 2007 senesinde bir anım aklıma geldi. Görevli olarak bir firmaya gitmem gerekiyordu, bu firma Almanya, Fransa sınırları yakınlarında bir yerde. Burda Tüfek ve silah özel istek üzerine yapılıyor ve silahın üstü , altın, gümüş ve değerli taşlarla süslenip işleniliyor, el işi ve çok çok pahalı, en ucuzu 30.000 eurodan başlıyor.
    Firmanın yan girişinde gözüme büyük, büyük kesilmiş ağaç gövdeleri takıldı. Türkiyede amcamın evinin önündeki 75 senelik ceviz ağacı gözümün önüne birden geldi.

    İş incelemeleri bittikten sonra oranın sahibi bana küçük bir silah müzeleri olduğunu söyledi, görmek istermisiniz dedi. Kabul ettim, orda Osmanlının ve Kurtuluş savaşı sırasında Türk askerlerinin kullandığı silah lardan örnekler vardı.
    En önemli bilgi ise, o firmanın yan girişinde gördüğüm ağaçların hikayesi.
    300 senelik ceviz ağaçları özel olarak Türkiyeden gelmiş.

    Oranın sahibine sorum şu oldu; birazda şaka gibi; sizin cevizlere ne oldu? Hitler bile kendi öz Almanından şaşmadı, bizim ağaçların burda ne işi var?

    Cevap: Türkiyenin ceviz ağacındaki olan özellik, dünyanın hiç bir yerinde yok. 1) sertliği ve dayanıklığı 2) içindeki desen güzeliği.

    Resmen içim burkuldu, gözlerim doldu; o ağaçların Türkiyeden geldiğine ve 300 senelik cevizler, birde çok ucuz bir fiyatla.

  2. Rugyu avatarı
    Rugyu

    Baş olma sevdası uğruna ihanet etmiş ve etrafına ücreti veya menfaati mukabili bir takım eşkıyayı almış adamlardan bahsediyorsunuz. Bu ihaneti tüm bir arap milletine teşmil etmek adalete de, akla da aykırı. Tüm arap halkı ayaklanıpta osmanlı’ya savaş açmadı, içlerinden bir kısmı hainlik etti. Peki türklerden hiç hain çıkmaz denebilir mi?
    Merak etmeyin, bu çok ucuz, mahalle kahvehanesi seviyesinde yorumların bir benzeri de araplarda var. Onların kuru milliyetçileri de, osmanlının kendilerini nasıl sömürdüğünü, osmanlıya karşı nasıl kahramanca kurtuluş mücadelesi verdiklerini ballandıra ballandıra anlatıyorlar.
    Bizim illerde son asırda herkes birbirine düşman olup, diş biler, yek diğerinin kuyusunu kazarken, cihan harbinde karşımızda olan düşmanlar birleşip, güçleniyor, biz küçüldükçe onlar irileşiyordu. İsimlerine bakarsanız anlarsınız; Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler BİRLİĞİ, Avrupa BİRLİĞİ, Amerika BİRLEŞİK Devletleri.
    Korkarım farkında değilsiniz, düşmanlarımız için müslümanları bertaraf etmenin en maliyet etkin yöntemi, bizi birbirimize kırdırmak. Türkün türkten başka dostunun olmaması ancak türk düşmanlarını sevindirir. Karşımızda geniş bir cephe varsa yapılabilecek en mantıklı şey, safları sıklaştırmaktır. Elbette hiç kimsenin yek diğerine güvenmediği bir vasatta bu gerçekleşemez.
    Vahim olan kısmı ise düşmanları bırakıp eski dostlarımızı düşman bellemek. Eski dost düşman olmaz derler, peki eski düşman dost olur mu?
    Kurtuluş savaşında samsun’u bombalayan abd dost olmaya daha mı layık? Mısır’da binlerce türk askerini kasten kimyevi banyolara sokup kör eden, hindistan müslümanlarını türlü yalanlarla ırak ve çanakkale cephelerinde karşımıza diken, kıbrıs, keşmir hatta filistin sorunlarının baş müsebbibi ingilizler bize araplardan daha mı yakın?
    Asla…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir