HİLAFET NEDİR GEREKLİ Mİ?

Dini eğitimi almış pek çok kişi ile bunlara inanan yüzbinlerce insan hilafet deyip duruyorlar.

Sorsan hilafet nedir diye, inanın doyurucu bir yanıtları da bilgileri de yoktur.

Ama tutturmuşlar bir hilafet türküsü: hilafet de hilafet!.

Güya hilafet olursa ya da hilafet gelirse Müslümanlar, tekrar birlik ve beraber olacakmış. Güldürmeyin beni!

Haydi bizde hilafet yok, cumhuriyet hilafeti kaldırdı.

Neden bizim dışımızdaki İslam ülkeleri birlik ve beraberlik içinde değiller?

Dün yine bir yerde gördüm: “Müslümanların birleşmesi için hilafet şart” diyordu.

Kardeşim Filistin’e, Uygurlara yardım etmek için illa hilafet mi gerekli, insan olmak yetmiyor mu?

Kerbela’da kim kimlere kıydı, neden zulüm alkışlandı?

            Hilafet Tanrının aslanı Hz. Ali ile Hz. Ayşe’yi birleştirmiş miydi?

         Sıffın savaşlarında 70 bin Müslüman birbirini öldürdü. Bu savaş niçin yapılmıştı biliyor musun? HİLAFET kavgasıydı ve hilafet vardı.

Hilafet Tanrı emri, Kur’an buyruğu, dini ve kutsal bir kurum değildir.

            Hilafet bildiğin, bildiğimiz siyasi bir kurumdur. 

Bildiğimiz MONARŞİK bir devlet başkanlığıdır.

Osmanlı’ya gelene kadar da oturmuş bir kurumsallığı yoktu.

             Osmanlı hilafeti kurumlaştırmıştı; Bunun yararını da görmüştü. Türkiye’de kurumsal devlet geleneğinin oluşmasında önemli katkısı da olmuştu bana göre.

Fakat Osmanlı gerilerken de hilafet vardı.

Ne acı ki Osmanlı yıkılırken de hilafet vardı.

Ne facia ki cellatlar elinde can veren “halife” padişahlar da vardı.

Dini bir emir ve kaynak olmadığına göre, nedir bu HİLAFET özlemi?

Bizdeki bazı İslamcılarda bu hilafet hayali ve tutkusu nedir dersek; sanırım Osmanlı romantizminden öte bir şey değildir.

Bilmiyorlar ki Osmanlı kurumları ve Osmanlı hukuku eskimiş 19. Yy da işlevini yitirmişti.

Bugünkü günümüz İslamcılarının hayallerini süsleyen Osmanlı kurumları, bilim üretebilecek, çağı yakalayabilecek, sanayi devrimi yaratabilecek nitelikte değildi.

Olsaydı. Osmanlı kendi başkentini bile koruyamayacak kadar zaafa düşer de bir Mustafa Kemal çıkar mıydı?

Osmanlı hayaliyle ve romantizmiyle yanıp-tutuşan çağımız Müslümanları!

Ülkemizin HİLAFETE değil, modern, çağdaş, bilime ve eğitime, hukuka, özgürlüklere, eleştiren beyinlere gereksinimi vardır.

Unutmayınız!. Hilafetçiler ham hayalinizden de vaz geçip, ayaklarınız yere çağdaş bassın artık. Dönem yapay zekâ dönemi!. İnsanlığı mağaralardan çıkarıp, Marsa taşıyan inançlar değil; akıl ile BİLİMDİR.

Esen kalınız.

Dini eğitimi almış pek çok kişi ile bunlara inanan yüzbinlerce insan hilafet deyip duruyorlar. - nazim peker

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir