SEN KİMİN ASKERİSİN?

Biliyorsunuz “Kızıl Sakal” başlıklı geçen yazımı 2 gün günlük tatil için gittiğim Midilli’den yazmıştım. Kısa da olsa bu tatil benim için hem dinlendirici hem de öğretici ve bilgi dağarcığıma yeni bilgiler eklediğim bir süreç oldu. Bu yazımı da size Atatürkçü Düşünce Derneği’nin davetlisi olarak bir seri konferansa katılmak için gitmekte olduğum Avusturya’ya intikalde iken yerden 10 bin metre yükseklikte uçakta yazıyorum.

Midilli’den Ayvalık’a dönüşte feribotta bir grup Midillili Yunanlı ile tanıştım. Ellerinde malzemeleri ve paketleriyle Soma’ya yardım götürmekte olduklarını ve Somalının acılarını ellerinden geldiğince paylaşmak istediklerini anlattılar. Yolculuk süresince bayağı konuştuk.

Konuştuğum grup “ Siniparksi-Ege’de Birlikte Var Olma ve İletişim” derneğinin üyesi olduklarını, Ege’de gerilimden uzak, anlaşmazlıkların barışçı yoldan çözümü, ortak doğanın korunması ve karşılıklı olarak kültürel ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinin amaçları olduğunu anlattı. Grubun içinde bulunan bir kadın “ Ege’nin her iki tarafında yaşayan Türkler ve Yunanlılar arasında barış hakim olursa ekonomilerimiz başta olmak üzere beraberce kazanacağız” dedi. Gerçekten haklı! Ege’de barış ve güvenlik egemen olmalı ve bu denizin sunduğu zenginlikler hakça ve adaletli bir şekilde Türk ve Yunan halkları arasında paylaşılmalı.

Parti değil suç örgütü!

Konuşmalar sırasında konu geçtiğimiz ay içinde yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerine de geldi. Yine aynı kadın “Yunanistan’da Neo-Nazi Partisi Altın Şafak’ın seçimlerde 9,39 oy aranı ile güçlenerek çıktı, çok endişeliyim, liderleri daha yeni hapisten çıktı, bunlar parti değil adeta bir suç örgütü” dedi.

Ayvalık’tan İstanbul’a kara yolundan arabamızla seyrederken yolda E. Tümgeneral Naci Baştepe aradı ve Genelkurmay’ın kendisine yönelik orduevlerine giriş yasağını uzattığını, benim durumumun ne olduğunu sordu. Gerçekten bilmiyordum ve ilgilenmiyordum. Kendisine de öyle söyledim ama Ankara’ya telefon edip ilgilenebileceğimi de ilave ettim.

Evet doğruydu! Necdet Efendi, Donanma eski Komutanı E. Oramiral Nusret Güner, E. Tümgeneral Naci Beştepe ve benim için uygulamakta olduğu orduevleri yasağını uzatmıştı. Güzel geçmekte olan günümüz benim sinirlenmem ve ağzımı bir miktar bozmam nedeniyle ne yazık ki, bozuldu!

Necdet Efendi!

Sevgili okurlar ülkemiz fiili olarak bölünmüş, terör örgütü ve onun Meclis’teki temsilcileri gemi azıya almış ve her türlü pervasızlığı yaparken ve ülkemiz adım adım bölünüp parçalanırken bu konuda Genelkurmay Başkanlığı ne yapıyor?

Güneydoğu’da karayolları kesiliyor ve PKK terör örgütü kimlik kontrolü yapıyor, çocuklar Erdoğan’a seçimler öncesi puan kazandırmak için PKK tarafından anlaşmalı olarak dağa kaldırılıyor, Anayasamıza rağmen belediyeler gayrı kanuni olarak isimleri Kürtçeleştiriliyor, Ağrı’nın yeni Belediye Başkanı Sırrı Sakık ulusal kahramanımız ve Doğu Anadolu’nun kurtarıcısı Kazım Karabekir’in adını mahalle, cadde ve sokaklardan kazıyacağını söylüyor.

Buna Necdet Efendi’nin bir sözü yok mu? Terörle mücadele etmeyerek ve bu sürece sessiz kalarak suç işlediğinin farkında değil mi? Niçin Dz. Kur. Alb. Murat Özenalp’in cenazesine gitmedi? Daha başka önemli bir işi olabilir mi?

Mustafa Kemal’in neferiyim!

Silah arkadaşları kumpas nedeniyle zindanlarda, niçin gereğini yapmıyor? Ayrıca onların üzerinden esas kumpas ülkemize kurulmuş durumda, Türkiye adım adım parçalanıyor, yoksa yemin ederken ayağını havaya mı kaldırmıştı?

Bu köşenin sahibi üzerinde üniforma taşırken de, istifa edip siyasete girdikten ve gazeteciliğe soyunduktan sonra da kumpasa karşı direndi, mücadele etti ve halen ediyor. Bana ceza vermeye, beni susturmaya çalışıyorsanız, o zaman siz kumpasçısınız ve onlarla bir şekilde beraber hareket ediyorsunuz demektir, yanılıyor muyum?

Siz bu satırları okurken ben Viyana’da kumpası, yapanları ve ülkemizin adım adım nasıl parçalandığını ve durumdan kurtulmak için ne yapılması gerektiğini anlatıyor olacağım. Ben Türk’ün ve olmaktan onur duyuyorum. Ben Cumhuriyetimize ve onun kurucu ideolojisine yürekten ve ölümüne bağlıyım. Ben Mustafa Kemal’in neferiyim ve halen mücadele ediyorum. Sen böyle birisini cezalandırmaya kalkıyorsun! Söyle bana sen kimsin? Nesin? Kimin askerisin?

Saygılar sunarım.

Biliyorsunuz "Kızıl Sakal” başlıklı geçen yazımı 2 gün günlük tatil için gittiğim Midilli’den yazmıştım. Kısa da olsa bu tatil benim için hem dinlendirici hem de öğretici ve bilgi dağarcığıma yeni bilgiler eklediğim bir süreç oldu. Bu yazımı da size Atatürkçü Düşünce Derneği’nin davetlisi olarak bir seri konferansa katılmak için gitmekte olduğum Avusturya’ya intikalde iken yerden 10 bin metre yükseklikte uçakta yazıyorum. - emekli tugamiral turker erturk kanal istanbul 12804927 7504 amp

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir