Yunanlı tarihçi Yorgos Kardatos bakın ne diyor: “Yunanlıların Pontus ile hiçbir ilgileri yoktur! Yunanlıların Pontus’la ilgileri Atinalı tüccarların gemilerle gelip, Trabzon bölgesinden çaldıkları inekleri Atina ve Mısır’a götürüp satmalarından ibarettir!” (Pontus= deniz demek.)
Alfred Duggan, “King of Pontus” adlı eserinde bu inek hırsızlığından nezaketen bahsetmez ama Pontus krallarının Yunanlarla hiçbir ilgilerinin bulunmadığını da yazar. Tarihçilerin babası olarak kabul edilen Herodot, İran egemenliği altındaki ulusları sayarken, incelediğimiz bölgede Turan kökenli Moşililerin, Tibaren, Makronlu, Mosinekli ve Marlıların yaşadığından bahseder, Yunanlardan bahsetmez.
Alman Tarihci Jakop Phillipp Falmerayer 19. yüzyılın başlarında Batılı kralların ve sarayların yardımıyla canlandırılmak istenen “Elen Dostluk Akımı” nedeniyle Danimarka’nın Kopenhag Üniversitesi tarafından açılan yarışmaya, maksada pek uygun bir eserle katılır: …Trabzon İmparatorluğu Tarihi.’ Ödül almak için eserini Elen dostlarına beğendirmek zorunda olan bu tarihçi bile bütün gayretlerine rağmen “Trabzon’un Kafkasya’dan gelen Kıpçak Türkleri tarafından kurulduğunu” gizleyememiştir.
Fransız bilim adamı Lebeau (Löba), yukarıda zikrettiğimiz kadim Pontus ahalisinin “burayı çok eskiden beri vatan yapmış olan Turanlılar olduğunu” söylüyor. Bizans İmparatoru Teophiros, 9. yüzyılda, ülkenin idari taksimatını yeniden düzenlerken, Trabzon’u eyalet merkezi yaptığı halde, yeni eyalete Helen, Yunan veya Grek dememiştir, bir Turani kavim olduğunu gördüğümüz Haldilere izafeten Haldiya adını vermiştir.
Yunanlılar, Fenikelilerden az sonra M.Ö. 670 yıllarında bölgede bazı ticaret kolonileri ve balıkçılık merkezleri kurmuşlarsa da yöreye kalabalık kitleler halinde yerleşmemişlerdir. Sadece şehirlerde ticaret ve hırsızlık maksadıyla bulunmuşlardır. Yunanlar, Pontus’un tarihinde hırsızlıktan sonra ancak bir cinayet ve ihanetle adlarını duyurabilmişlerdir ki, zaten Kral VI. Mihridat’ın bir Yunanlı olan kraliçe tarafından öldürülmesiyle devletin de sonu gelmiştir…
Mahmut Goloğlu, bu hain kraliçenin Romalılara yaranmak için Pontus’un ayyıldızlı devlet armasını da kaldırdığını yazıyor. (İlginç bir konu, Pontus’un Ayyıldızlı arması nereden geliyor olabilir. Pontus; eski Yunanca’da deniz demek ve Turani Kıpcakların krallığıydı demiştik)
Latince sözlüklerde Grek kelimesinin hilekâr, dolandırıcı anlamlarına geldiği yazılıdır.
Fransız Ansiklopedisi Larousse’un 1930 baskısı, 3.cilt, 867. sayfasında bu hilekâr komşunun şöyle tanımlandığını görürsünüz:
“Grek: Roue, fripon, escroc, particulierement au yev:..Etpulser les grees d’un cerele.” Ne demektir bu? Türk Dil Kurumunun Fransızca-Türkçe Büyük Sözlüğüne göre manası şudur: “Çıkarı için anasını satar. Kurnaz, sinsi, düzenbaz, dümenci, üçkağıtçı, hinoğlu hin, edepsiz, bilhassa oyunda kulüpten kovulan!”
Bir yanıt yazın