Kapital’den alınan bu uzun alıntı, bir finansal krizin niçin ortaya çıktığı ve nasıl yayıldığını açıklamaktadır. Her ülke kendi dengesizlikleri dolayısıyla ilişkide olduğu ülkelerin finansal dengesini bozmaktadır.
Bununla birlikte bu finansal sorunların yayılması bir ‘zaman sorunu’ olup, hem üretim yeri ile ürünün son satıldığı piyasa arasındaki uzaklık ve hem de malların dağıtım ve nakit olarak ödenme süresini kapsayan bileşik zamanı kapsamaktadır. Ürünün başlangıç fiyatı ile nihai fiyatı arasındaki fark ise spekülasyona girmektedir.
Ticari ve finansal zaman, şimdiki zaman ile ödeme zamanı olarak ortaya çıkmakta ve hem tüm borçların ödendiği ve hem de nakit olarak ödendiği anlamına gelmektedir. Böylece altının, dünya finans evreninde, evrensel para olarak nasıl içselleştirildiği görülebilmektedir.
Bununla birlikte, finansal sorunların bulaşıcılığı, konjontürün uygunsuzluğuna bağlanabilir. Normal zamanlarda, uluslararsı finansman çevrimi ulusal finans çevrimlerininin belli bir oranı olduklarını gösterecektir.
“Altın ve gümüş… farklı ülkelerin özgün birikimleri (trésor) olarak, denge dönemlerinde varolan oranlara göre yeniden paylaşılacak; koşullar değişmediği sürece, bu birikimlerin herbirinin göreli büyüklüğü ilgili ülkenin dünya piyasasında oynadığı role göre belirlenecektir “(1).
Ancak dengesizlik döneminde, aşırı-gergin piyasaların karmaşıklığı diğerlerini de etkileyecektir. Demek ki, bir ülkenin ödemeler dengesindeki bozulma tetikleyici (inducteur) olmaktadır. Bu durumda, ulusal döviz kurlarındaki değişme ve altın ihracatı, normal zamanlarda önemsiz iken, uluslararası finansal krizin ögesi (nedeni) olarak ortaya çıkmaktadır.
Genel olarak denilebilir ki; “döviz kurlarındaki değişiklikler bir kaç etmene bağlıdırlar: 1° Tamamen merkantil gerekçeler, yabancı ülkelere sermaye yatırımı ya da örneğin savaş dönemlerindeki Devlet harcamaları vb belirleyicisi ne olursa olsun, yabancı ülkelere yapılan nakit ödemeler olarak belli bir zamandaki ödemeler dengesini vermektedir (2), 2° Bir ülke parasının metalik ya da kâğıt-para olsun devalüasyonu demek, tamamen nominal değer olarak, örneğin 1 Sterlingin 25 yerine 12,5 olması demek olacaktır (3), 3° Bir ülkenin gümüş, diğerinin altınla ödeme yaptığı düşünülürse, değer dalgalanmaları değerli madenlerin göreli değerlerine bağlı olacaktır “.(4)
Uluslararası her türlü işlemler çerçevesinde, döviz kurundaki değişiklikler, belli bir yabancı para talebine bağlı olup, iç para arzına bağlı değildir. Örneğin iç para arzının fiyatlar üzerindeki etkisi, veri bir dönemde İngiliz kurları üzerine etkimez, ama İngiltere’nin yabancı para talebi, ödemeler dengesinin konumuna göre, kur piyasasında İngiliz parasının değerini düşürebilir.
Burada Marx’ın, dolanım ve ödeme araçları olması bakımından, uluslararası para talebiyle iç piyasa talebini ayırdığını görüyoruz. Ancak, Marx’ın 1870’lerden sonra gelişen uluslararası ölçek-altın (étalon-or) sisteminden sözetmediği açıktır.
Gerçekten de, uluslararası ölçek-altın (étalon-or) sisteminin amacı, farklı ulusal paraların değişim hadlerini dengeye getirmek (stabiliser) idi. Ancak Kapital’deki çözümlemeler, normal dönemlerde, değerli madenlerin uluslararası devinim ve değişim hadleri değişikliklerine önem vermediği, ancak gerilim dönemlerinde kaçınılmaz olarak finansal sorunlar yarattığı ve bir ülkeden diğerine altın kaybına yolaçtığını ortaya koymaktadır.
Altın ihracatı, ilk dengeyi etkilemediği gibi, parasal deflasyon sonucu ulaşılan dengeyi de pek etkilemez, o sadace, parasal ve finansal planda, kendi çözümünü de içeren bir global kriz döneminde etkin olmaktadır. Onun, özgün finansal yapıya sahip olması dolayısıyla, finansal konjontürde yer almadığı görülmemiş olup, işte o zaman aranan bir mal olmaktadır. Koşullar ne olursa olsun, ödemeler dengesi açığı, ‘evrensel para’ olarak altınla kapatılacaktır.
Bununla birlikte, ödeme araçlarının banka arz mekanizmasıyla da ödemeler yapılabilir ama ister iç isterse dış piyasalar olsun, banka burada sadece ‘kambiyocu’ konumundadır.
“…ulusal ödemeler dengesinin bozulmasının kökeninde parasal talep olduğu ve böylece altın çıkışına yolaçtığında işler kolaydır. Senetler iskonto edilerek banknota ve aynı bankada altına çevrilir… ve altın ihraç edilir. Bu, bankanın senetler iskonto edilirken, banknota çevrilmeden doğrudan altınla ödeme yapmasıyla aynı şeydir”. (5)
Ulusal banka, tüm banka sistemi için, bütün banka işlemlerinin temeli olan ortak (ulusal) metalik rezerv fonuna sahip olmak durumundadır.
(Sürecek)
(1) Ibid., p. 229.
(2) Marx’ın burada, Kapital’deki bir notta (livre troisième, tome II, p. 230, note 1) ABD’nin güncel ödemeler dengesi sorunlarına değinen Newmarch’a yaptığı gönderme ilginçtir.
(3) Marx’ın çözümlemeleri içinde, sadece, devalüasyonun bu aritmetik açıklamasına rastladığımız söylenebilir.
(4) Le Capital, ouv. cité, livre troisième, tome Il, p. 251
(5) Ibid ., p. 117.
Bir yanıt yazın