MARX’TA PARA (23)

          Bununla birlikte, Marx kredi sistemi içinde, “bu ticari kredi sisteminin sınırları” (1) ve yeniden başlamasının, para talebinin ‘peşin para’ gereksinmesine bağlı olduğuna işaret edecektir.

Çevrimin tamamen kapanması için; “Nakit olarak, ücretler, vergiler vb ödeme zorunluluğu da doğacaktır. Sonra tüccarlar arasında banka parasına gerek duyulduğu da olabilecektir. (Bütün bunlara karşın) Bir yeniden-üretim sürecinin yukarıda belirtildiği gibi eksiksiz yürüyemeyip, istisna olarak değil ama, zorunlu olarak birkaç yerden kopması da mümkün olacaktır” (2).

Üretim kollarının farklılığı nedeniyle, kapitalistler arası alış-verişlerin tümünün tam bir ödeme süresi çevriminde kapanmayıp, dolayısıyla sıfır toplamlı olması sağalanamayacaktır.

Örneğin iplikçinin dokumacıya ödeme günü, kömür ürertcisinin makina üretcisine olan ödeme günüyle aynı olmayacak, çünkü iplikçi hiçbir zaman makinacıyla bir alış-verişe girmemiş olacaktır. Eğer bu ikisi arasında bir alış-veriş sözkonusu olursa onun da para ile ödenmesi gerekecektir” (3).

Benzer biçimde, senetlerin ödeme günleri de dikkate alınacak olursa, malların satış ve fiyatlarıyla ilgili konjontürün etkileri de olacak ve dolayısıyla parasal disponibilite sorunu kendisini dayatacaktır.

Demek ki, ticari kredi çevrimi peşin para kullanımına gerek duymadan kapanmamaktadır; her koşulda, kesintiler sözkonusu olabilecek ve alış-verişlerdeki ödemelerin tamamlanmasında genel eşdeğer olarak paranın ortaya çıkması gerekecektir.

İşte paranın ödeme aracı işlevi böylece peşin ödemeler dolayısıyla kendisini dayatmakta ve para yeniden doğmuş olmaktadır (réincarnation).

Eğer ödeme aracı olarak altın kullanılıyorsa, kendi işlevine uygun metalik biçimiyle hizmet veriyor olmakta ve süresini tamamlayan kredi kullanımını sonlandırmaktadır.

Ancak kredi sistemi çerçevesinde, altın yerine, “Devlet’in metalik ya da kâğıt paralarının sözkonusu olduğu para dolanımına değil de senet dolanımına dayanan” banka kâğıtları da kullanılabilir”. (4)

“Banknot, bankacı üzerine çekilmiş, her an ödenebilir senetten başka bir şey değildir ve bankacı onu özel senetlerle de ikame edebilir. Bu son haliyle kredi, özellikle çarpıcı ve önemli bir ‘sistem dışı’ (profane) varlık olarak ortaya çıkmış olacaktır. Çünkü bu para tipi ticari basit dolanımdan hareketle genel dolanıma girecek ve orada paranın işlevlerini yerine getirecektir”(5).

Oysa, bu ‘kredi parası’nın parasal özelliklerinin nasıl belirlendiğini sorgulamak gerekmektedir. Ki onun temeli, para dolanımına değil ama sadece ‘alacaklar’ dolanımına dayanmaktadır.

Marx’ın bu belirlemelerine göre, kredi parasının sadece kredi sisteminin bir parçası olduğu ve para dolanımının genel yasalarına uymak zorunda olan altından tamamen ayrıldığı ama ‘para’nın işlevlerini yüklendiği görülmektedir.

Eğer kredi parasıyla altın biribirlerine karıştırılacak olursa, dolanımın gereksinmelerini karşılamak üzere bankalar tarafından basılan banknot miktarı zorunlu olarak altın miktarına bağımlı olacaktır. O da, veri altın miktarını, para sistemi ile kredi sisteminin birlikte oluşturdukları ödeme araçları bütününün, Ricardocu bakışa uygun bir biçimde, temel taşı yapacak demektir.

Oysa, Marx’ın anti-kantitavist bakışına uygun olarak, altını kredi parasından ayırmak demek onu parasal dolanım yasalarından koparmak değil tersine ona dahil etmek demek olacaktır. Böylece dolanım araçlarının devinimi, ekonomik ajanların gereksinmelere yani para talebine bağımlı olacaktır.

Böylece, bankacılar, talep miktarından daha az ya da daha çok para miktarını, altın üreticilerininkinden de fazla olarak dolanıma sokamayacaklardır.

Öyleyse üretilen ve basılan para ile dolanım için gerekli olan para arasındaki fark, her koşulda tutum para talebi (thésaurisation) ve bozdurma (déthésaurisation) arasındaki farka bağlı olacaktır.

Demek ki, kredi sistemine dahil olan kredi parası, altınınkine benzer parasal özellikler taşımakta ve sadece dolanım aracı olarak değil ama tutum aracı olarak da işlev görmektedir.

Bu noktada Marx’ın Tooke ve Fullarton’dan ayrıldığı, ve ona göre her ikisinin de  paranın parasal özelliklerinin ancak ‘soyutlama’ yoluyla kavranabileceği bilmediklerini söyleyecektir (6).

Benzer biçimde, ‘ödeme aracı’ talebi olarak banknot talebinin anlamını iyi anlayamadıklarını da ekleyecektir (7).

(Sürecek)

(1) Ibid., livre troisième, tome Il,p. 142.

(2) Ibid.

(3) Ibid.

(4) Ibid., p. tl4.

(5) Ibid., pp. 67-68.

(6) Soyutlama konusunda ‘Şu Para Dedikleri’ yazı dizimize bakılabilir.

(7) Contribution à la critique de l’économie politique, ouv. cité, pp. 143-45.

          Bununla birlikte, Marx kredi sistemi içinde, “bu ticari kredi sisteminin sınırları” (1) ve yeniden başlamasının, para talebinin ‘peşin para’ gereksinmesine bağlı olduğuna işaret edecektir. - karl

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir