TANIN(MA)MA
HÜSEYİN MÜMTAZ
Kıbrıs’ın kuzeyinde “muhalif” olmak istiyorum.
Çünkü bıktım artık hiçbir işe yaramayan, hiçbir iş yapmayan UBP’den, mevcut koalisyondan ve ortaklarından.
Hele uzak diyarların üst düzey akademisyeni olduğu söylenilen ama uzmanlık alanını bir türlü öğrenemediğim Arıklı’dan.
Diğer iki parti zaten çoğunluğu sağlıyordu da neden onu da ille bakan yaptılar?
CTP “Rum sever” olmasa hemen CTP’li olacağım.
Kuzey Kıbrıs’ta muhalif olmak denilince neden ille de Rumculuğun gerekli olduğunu anlayamıyorum.
Yoksa hemen, derhal, ânında CTP’liyim.
…
“Bir millet, üç devlet” alkışlamasına da inanmayın.
Eğer öyleyse Aliyev, Azerbaycan neden tanımıyor, tanıtmıyor KKTC’yi?
Meselâ Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı neden Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yaptığı “resmî” ziyaretinde Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı tarafından kabul edilip; ülkesinin Kıbrıs ile resmi ilişkisinin çok iyi olduğuna, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda da BM kararlarına saygılı olduklarına vurgu yaptıktan sonra “kuzeye” meraktan yahut nezaketen bile olsa uğramıyor?
Ya İslâm dünyası?
Hani Müslümandık hepimiz?
Neden Arafat zamanından beri her türlü İslâm ülkesi muhatap olarak sadece “Ortodoks Rumları” alır?
Büyükelçileri, Kuzeyde özenle koruduğumuz camilere gelip iki rekât da olsa bir “kâzâ namazı” neden kılmazlar?
…
Ama yeni parlamaya başlayan, gözlerimi kamaştıran bir ışıktan çok ümitliyim.
Metehan’a muazzam bir “Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi” ve “Meclis Binası” inşa edilecek, ediliyor ya!
Bittiğinde inanın güneydeki yabancı diplomatlar ve büyükelçiler önce meraktan, sonra saygıdan bir bir ziyaret edip bir fincan Con yahut Özerlat kahvemizi keyifle yudumlayacaklar.
Sıraya girip tanıyacaklar “devlet”imizi.
…
Denktaş’ın yıllarca oturduğu o harap, yıkık müştemilatta hiç tanınır mıydı devlet?
30 Eylül 2023
Bir yanıt yazın