New Jersey’in en kıdemli ABD senatörü olan ve Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin başkanlığını yürüten Demokrat Bob Menendez, ABD Senatosuna seçildiği günden beri Türklere nefret kusup, Yunanları, Yahudileri ve Eremenileri desteklemekte.
Şöyle bir göz atınca nefretin sebebi anlaşılıyor esasen. Senatör Menendez ABD doğumlu. Annesi Evangelina Menedez ve Babası Mario Menendez Katolik. Ecdatlarının Küba’ya İspanya’dan göç ettiği, ailenin de 1953 yılında Küba’dan ABD’ye göçtüğü biliniyor. Babasının ABD’ye göç etmesinden hemen sonra Yahudi bir firma için kravat imal etmesi nedeni ile çocukluğundan beri Yahudi cemaati ile arası çok iyi.
Gelelim siyasetle tanışmasına; Senatör Menendez 2006 yılında New Jersey eyaletinden, eyaletteki Küba, Yunan, Ermeni ve Yahudi topluluğunun destekleri ile Senatoya seçildi. Menendez’in ilk eşi Jane Mernendez Norveç kökenli ve ilk eşinden olan çocukları kendilerini Norveç ve Küba kökenli olarak tanımlıyorlar.
İkinci eşi Nadine Arslanian ABD doğumlu olup, annesi Kıbrıs vatandaşı Ermeni, babası Lübnanlı Ermeni. New Jersey eyaletindeki Ermeni toplumu üzerinde çok etkili olduğu söyleniyor. 2 Milyar Dolarlık serveti var. Annesinin Kıbrıs doğumlu Ermeni olmasından dolayı Ermenilere ve Yunanlara büyük sevgi besliyor. Yunanistan ve Kıbrıs ile olan güçlü bağı, uzun yıllar boyunca Yunanistan’ın olduğu kadar Kıbrıslı Rumları desteklemesine neden olmuş. Tabi bunda New Jersey’li Kıbrıslı Rum Tasos Zambas ile olan dostluğunun da etkisi var.
Her ne kadar Menendez’in Yunan sevgisi ve Türk düşmanlığı, yetiştiği yöredeki Yunan ve Ermeni toplumundan kaynaklanıyorsa da, asıl etkili olan 2. eşi Nadine hanım.
Türkiye’ye F-16 savaş uçaklarının satışını ve modernizasyonunu durduran, Güney Kıbrıs’a silah satılmasına yönelik yasakların kaldırılması da dahil olmak üzere, bu yönde gerçekleştirilen Türkiye karşıtı tüm eylem ve girişimlerde Senato kararlarını geçirten kişi Bob Menendez.
Menendez Kıbrıs adasına ilk ziyaretini 1995 yılında yapmış. Türk askerinin Kıbrıs’ta olmasına karşı ve bunu, BM kararlarında yer almamasına rağmen işgal kelimesini kullanarak dile getiriyor.
Tabi bu bağlılığı ödüllendiriliyor da. Kıbrıs Rum Yönetiminden ilk bağlılık nişanını (Güney Kıbrıs’a yaptığı hizmetlerden dolayı) 2015 yılında, ikincisi III. Makarios Büyük Haç Nişanı’nı 2021 yılında ve üçüncüsü olan Havari Barnabas Altın Nişanı’nı da geçen hafta aldı.
Gücü var mı? Evet. ABD Türkiye’nin işine yarayacak bir karar almaya yeltendiğinde Menendez “siz merak etmeyin, ben bu kararı geçirtmem” deme cüretine sahip. Ki ABD, Menendez’in çalışmaları ve lobi faaliyetleri ile Kıbrıs Rum Yönetimine ambargoları kaldırdı, Askeri Alım ve Kuvvetler Arası Hizmetler Anlaşması’nı uygulamaya koydu, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs Türk’üne uyguladığı soykırımı unutarak, ABD’den istediği silahı alabilmesinin kapısını açtı.
Haksızlıkların, çifte standartın, Türk düşmanlığının bu denli pervasızca ortaya konmasına canımız sıkılsa da esasen bu bize göre korkulacak bir gelişme değil. Kıbrıs’ta yaşayanlar, Girne’nin Alsancak bölgesinde yer alan “Çıkarma Plajı”ının yanındaki “Açıkhava Barış Harekatı Müzesi”ni bilirler. Ziyaret etmemiş olanlara gidip görmelerini tavsiye ederim. Müzede, Kıbrıs Rum Yönetiminin, adada yaşayan Kıbrıs Türklerine soykırım uygulamak ve köklerini kazımak için Brezilya’dan aldıkları kaşkaval zırhlıları, Çekoslavakya’dan aldıkları hafif ve ağır makineli tüfekler ve Mısır’dan aldıkları silahlar yer alıyor. 1974’e kadar Türklere katliam yapmak için kullandıkları, Barış Harekatında bırakıp kaçtıkları… (Esasen o tankların, silahların Kıbrıs’a neden, kim tarafından, nasıl getirildiği de ayrı bir yazı konusu.)
Mehmetçiğin ve mücahidin karşısında saklanacak delik arayan Rum Milli Muhafız Ordusu’nun arkada bıraktıkları askeri malzemeler bunlar. Şayet bu kafada giderlerse ABD’nin Kıbrıslı Rumlara satacağı ve hibe edeceği tüm silahları, eninde sonunda gene bizim kullanımımıza bırakacakları kesin. Benim hiçbir endişem yok.
Bir yanıt yazın