BAYRAMLAR VE KIBRIS
HÜSEYİN MÜMTAZ
20 Temmuz’un farkında mısınız?
Ya 1 Ağustos’un?
İkisi de bayram… Olması lâzım.
İlki hem Türkiye ve Kıbrıs’ta, ikincisi Kıbrıs’ta.
Yazılı ve görsel basında o günlerde hiçbir habere-programa rastladınız mı?
Son sayfada iki satır veya gecenin hiç seyredilmeyen saatlerinde yarım saat yayın!
Ama haklısınız; 23 Nisan’ı, 19 Mayıs’ı, 30 Ağustos’u gerektiği gibi kutluyor muyuz, askeri bando, birlikler, tanklar geçit resmi yapıyorlar mı ki, 20 Temmuz’da olsun?
5 Ağustos’ta (1921) Meclis tarafından , “Ebedi Başkomutan” rütbesi verilenin kim olduğundan hiç bahsedilmediğini de geçiyorum…
Kıbrıs’ta TMT’nin ne olduğunu bilenler 0-20 yaş arasında %10, 20-30 yaş arasında %20’yi geçer mi sizce?
20 Temmuz’un ve 1 Ağustos’un ne olduğunu anlatmayacağım. Meraklısı baksın.
8 Ağustos’tan hiç bahsetmeyeceğim.
…
İngiliz “büyük”lüğe ve “yüksek”liğe meraklıdır. Resmi adı “Büyük Britanya”dır. Eski sömürgelerinde (Commonvealth) bulunan ve büyükelçiliğe eşdeğer olan diplomatik makamlara ise “Büyükelçi” demez ama “Yüksek Komiser” adını verir…
(İngiliz “nefretimle” ilgilenenler için [i] )
Şimdi şu habere iyi bakın;
“Kıbrıs Dostluk Programı, Kormacit‘te toplumlararası öğrenci kampı düzenledi, katılan öğrenciler geçmişin zorlu konularını ele alma fırsatı buldu ve Kıbrıs‘ı gelecekte nasıl gördüklerini paylaştı.
Kormacit’te 22 ve 29 Temmuz tarihleri arasında düzenlenen kampa katılan öğrenciler, geçmişin zorlu konularını ele alma fırsatı buldu ve Kıbrıs’ı gelecekte nasıl gördüklerini paylaştılar.
Kamp, ilk kez Maronit topluluğun bünyesinde gerçekleşti ve öğrenciler adada konuşulan iki ana dil olan Yunanca ve Türkçe üzerine eğitimler aldı. Ayrıca, önyargılarla başa çıkma ve çeşitlilik ile kimlik konusunda daha iyi bir anlayış geliştirme üzerine etkileşimli atölyelere katıldılar.
Kıbrıs’ın tarihi ve bundan kaynaklanan sorunlarla başa çıkma kampın en ilginç bölümlerinden biriydi ve kayıp kişilerin yakınlarının kişisel düşüncelerinin yer aldığı oturumlar yapıldı.
Kamp boyunca Kıbrıs tarihi ile ilgili çeşitli belgeseller gösterildi ve müzik ve drama atölyeleri düzenlendi. Son olarak, katılımcılara Maronit topluluğunun tarihi ve kültürü tanıtıldı.
28 Temmuz’da İngiliz Yüksek Komiser Yardımcısı Ben Rawlings, kampı ziyaret ederek şunları söyledi:
‘Kıbrıs’ın karmaşık ve zorlu bir tarihi var. Kıbrıs Dostluk Programı, gençleri adanın dört bir yanından bir araya getiren son derece değerli bir girişimdir. Bu zorlu tarihi ele alıp daha aydınlık bir gelecek hayal etmek için gençler son derece önemlidir. Gençlerin sesi, yalnızca yarının liderleri olarak değil, bugünün vatandaşları olarak da çok önemlidir’.
Kamplar, Rumca ve Türkçe konuşan gençler arasındaki dostluğu teşvik ediyor. Bu hafta Troodos’ta ikinci bir kamp düzenleniyor. CFP’nin yaz kampları, Rumca ve Türkçe konuşan gençler arasındaki dostluğu teşvik etmeyi, Kıbrıs’ın tarihini adanın her iki tarafından öğrenmeyi ve liderlik becerilerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
Kamp, İngiliz Yüksek Komiserliği ve Fransız Büyükelçiliği tarafından desteklendi”.
“İngiliz Yüksek Komiser Yardımcısı” KKTC’deki kampı “ziyaret” ediyor.
KKTC’de İngiliz “Yüksek” Komiserliği yoktur. Rum tarafında vardır.
Peki, bu “yüksek” adam elini kolunu sallayarak nasıl “tanımadığı” kuzeye geçip Türk-Rum gençlerini “uzlaştırmaya“, dil öğretmeye çalışabilmektedir?
KKTC dingonun ahırı mıdır?
Tatar’ın moluhiya ayıklamaktan yahut Karpaz’daki yabani hayvanlarla fotoğraf çektirmekten daha önemli işleri yok mudur?
…
Dün Değirmenlik dağ yolunda bir kaza oldu.
Bir TIR bir araca çarptı. Araçtaki iki kişi yoğun bakımda. Polis memuru, kafa travması geçiren Hasibe Bekiz’in yoğun bakımda tedavi gördüğünü ve durumunun ağır olduğunu söyledi. Sürücü Fikret Kabak’ın 1 Ağustos’ta KKTC’ye turist statüsünde giriş yaptığını belirten polis, kazanın oluş şekliyle ilgili araştırmanın devam ettiğini ve bazı tespitlerde bulunduğunu ifade etti. Yolda 26 metre fren izi olduğunu kaydeden polis, kaza yerindeki izlerden ve bulgulardan yola çıkarak, zanlının sol şeritten sağ şeride geçtiğini belirlediğini açıkladı. Soruşturmanın devam ettiğini, Kent Güvenlik Kamerası sistemlerinin incelendiğini kaydeden polis memuru, TIR aracın arkasında seyreden 96 adet araç tespit edildiğini, bu araçların sürücülerinden ifade alınması gerektiğini dile getirdi.
Lefkoşa Kaza Mahkemesinde gerçekleşen duruşmada polis memuru Mehmet Hopçuoğlu olguları aktardı. Hopurcuoğlu, 02 Ağustos 2023 tarihinde, saat 12.40’ta, Değirmenlik – Girne Anayolu’nun 6-7 kilometreleri arasında, Fikret Kabak’ın (E-55), yönetimindeki 68 AH 424 plakalı tır araç ile Girne istikametinden Değirmenlik istikametine doğru seyrettiği sırada, gidiş istikametine göre sağa meyilli viraja geldiği zaman dikkatsizliği sonucu yolun sağına geçmesi sonucu, o esnada karşı istikametten gelip Girne istikametine doğru seyretmekte olan Hasibe Bekiz’in (K-35) yönetimindeki PY 113 plakalı salon araca çarpıp sürüklediğini söyledi.
Bir saniye sonra yorum, konunun uzmanı, uzak diyarların prof’u “Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı” Erhan Arıklı’dan geldi. Arıklı, “Uluslararası taşımacılık kurallarına göre, başka bir ülkeden çıkan TIR ve şoför başka bir ülkeye giriş yapabilir” dedi.
Şoför “turist”, sol direksiyon TIR, sağ trafiğe alışık; gelip çarpıyor.
Arıklı da diyor ki; “başka bir ülkeden çıkan TIR ve şoför başka bir ülkeye giriş yapabilir”…
Lâfa bak!
…
Ben Kıbrıs’ta, üç kişinin fevkalâde önem verdikleri PR çalışmalarını hiç anlamıyorum.
“Koloni valisi”ni şimdilik bir kenara bırakıyorum.
Diğerleri Zorlu Töre ve yukarıda bir nebze bahsettiğim Arıklı.
Siz başka herhangi bir ülkede bir Meclis Başkanı’nın haftada sekiz köye, günde dört düğüne, üç cenazeye gittiğini; günde beş saati mahalle/köy kahvesinde geçirdiğini görüyor musunuz?
Oysa ikisinin de, moluhiya ayıklayanların da yapacak öyle işleri var ki!
Daha başka ilginç işler de oluyor.
Siz FKÖ’yü hatırlar mısınız? Filistin Kurtuluş Örgütü’nü.
Başkanları Müslüman Yaser Arafat, Kıbrıs’ta Ortodoks Makarios’u tutuyordu.
Şimdi de tarih yine tekerrür ediyor; Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile 2023 yılı içerisinde Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Filistin arasında üçlü zirve kararlaştırıldıklarını açıklıyor.
Sözde Mağusa Belediyesi, Derinya’daki Belediye Kültür Merkezinde “işgal karşıtı” bir etkinlik düzenliyor… GKRY lideri Nikos Hristodulidis de Maraş mitinginde coşuyor, etkinlikte konuşma yapan, “işgal karşıtı” etkinliğe katılan Kıbrıslı Türklere teşekkür ederek “işgali” asla kabul etmeyeceklerini söylüyor.
Yâni Rum mitingine “kuzeyden” de katılanlar oluyor.
Derinya’da anti işgal mitingi düzenleniyor.
İskele % 25 “yabancılaştı”. “Yabancı”, çoğu Rus ve Yahudi emlakçılar İskele ve Kuzey sahillerini satın aldı. Mülk sahibi oldu.
Satışa aracılık eden, komisyon alan “bakan”ların da olduğu söyleniyor.
Ve son bomba da Anavatan’dan.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dahil yurt dışı havayolu bilet alımları ve konaklama hizmetleri için kredi kartı ile yapılan taksitlendirmeyi kaldıran Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) yeni uygulaması Kıbrıs’ta yankı uyandırdı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Turizm ve Seyahat Acenteleri Birliği’nden (KITSAB), kararla ilgili, “Bu kararın, KKTC için de uygulanması halinde zaten zor günler geçiren turizm sektörümüze öldürücü darbe indirilmiş olacaktır” açıklaması geldi.
KKTC dünyaya kapalıdır. Tek giriş noktası Türkiye’dir. Türkiye’den adaya gideceklere zorluk çıkarırsanız, kim gidecektir, kaç kişi gidecektir?
Ekonomi nasıl kendine yetecektir?
Ne oluyor Kıbrıs’ta?
Kıbrıs Türklerine ne yapıyor(sun)uz?
[i] (“İmparatorluktan Cumhuriyet’e Bir Ömür”. Hüseyin MÜMTAZ. TARİH ve MEDENİYET Dergisi. Sayı 30. Eylül 1996)
Bir yanıt yazın