Başucu kitaplarımdan olan İş Kültür yayını Sabahattin Eyüboğlu’nun çevirisini yaptığı Ömer Hayyam Dörtlükler (Rubaiyat) kitabında bu dizeleri görmedim. Ömer Hayyam’a mal edilerek paylaşılan dörtlüğün(rubai) ona iat olmadığını, Yusuf Şahin Ceritli’ye ait olduğunu TEYİT’te teyitlemekte.(1) Kamunun bilgisine….
*** 6’sı bir yerde takımının 14 Mayıs,28 Mayıs seçimlerinde halkın tevaccühüne mazhar olamamasını enformasyon eksikliğine dayandırılmasını milleti anlamamak oduğunu düşündürmekte.
Sn. Dedegil’in “Başarmak zorundayız.” yazısındaki savı izaha muhtaçtır.”
ATATÜRK’ün Bursa nutkunu tekrar tekrar okumamız gerek……Halk bizim, Ülke bizim, Devlet bizim. Vazgeçemeyiz!! Daha yoğun ve daha cesur çalışmaktan, çalışanları desteklemekten başka yol yok. Bir muharebeyi kaybetmek, savaşı kaybetmek anlamına gelmez. Başarmak zorundayız.“ tümceleri güzel güzel de…Türk–İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın ” Vatan yoksa, sendika da yok, parti de yok, yaşamak yok ” dediği süreçten geçen bir ülke isek….
Emperyalizm ağababaları AD(D) ile sıkıfıkı olan, medet uman 6+X’si bir yerde partilerin Ata’nın Bursa Söylevi’nin hedefindeki zihniyetin temsilcileri ise mesel daha karmaşık hale gelmekte…Yalnızca istedikleri yönde oy vermeyen insanlara demediğini komayan anılan zihniyet ile halkı aynı amaçlarda bir etmek nasıl olacak? Cumhuriyet Devrimlerinin amentüsü “antiemperyalist “olmak olduğuna göre. Sn.Dedegil’in anılan temennisine milleti, yurdu ile sorunu olmayanlardan katılmayan çıkmaz diye varsayarsak, eğer!
Asıl mesele bu olmalı.
***”Başarmak zorundayız” sözü neleri, nasıl başarmak zorunda olduğu konusunda berrak bir belleğe sahip olmasını gerektirir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban’ın roman kahramanı bir kolu olmayan Balkan gazisi Ahmet Celal’in kendisi ile hesaplaşması belki yol gösterici olabilir.
” Burada, ben, vatan delisi millet divanesi; burada, ben harp malulü Ahmet Celal yapayalnızım. Her memleketin köylüsüyle okumuş yazmış zümresi arasında, aynı derin uçurum var mıdır? Bilmiyorum! Fakat okumuş bir İstanbul çocuğu ile bir Anadolu köylüsü arasındaki fark bir Londralı İngilizle bir Pencaplı Hintli arasındaki farktan daha büyüktür.
Lakin işte görüyorum ki, bir çanak suda bir damla zeytinyağı gibiyim. Ne karışıyorum, ne de dibe çökebiliyorum. Bize, bunun için toplumun kaymağı diyorlar galiba.
Şimdi ne görüyorum? Anadolu… Düşmana akıl öğreten müftülerin, düşmana yol gösteren köy ağalarının, her gelen gasıpla bir olup komşusunun malını talan eden kasaba eşrafının, asker kaçağını koynunda saklayan zinacı kadınların, frengiden burnu çökmüş sahte sofuların, cami avlusunda oğlan kovalayan softaların türediği yer burasıdır.
Bunun nedeni, Türk aydını, gene sensin!
Bu viran ülke ve yoksul insan kitlesi için ne yaptın? Yıllarca, yüzyıllarca onun kanını emdikten ve onu bir posa halinde katı toprak üstüne attıktan sonra, şimdi de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun.
Anadolu halkının bir ruhu vardı, nüfuz edemedin. Bir kafası vardı; aydınlatamadın. Bir vücudu vardı; besleyemedin. Üstünde yaşadığı bir toprak vardı! İşletemedin. Onu, hayvani duyguların, cehaletin, yoksulluğun ve kıtlığın elinde bıraktın. O, katı toprakla kuru göğün arasında bir yabani ot gibi biti. Şimdi, elinde orak, buraya hasada gelmişsin. Ne ektin ki, ne biçeceksin? Bu ısırganları, bu kuru dikenleri mi?
Tabii ayaklarına batacak. İşte, her yanın yarılmış bir halde kanıyor ve sen, acıdan yüzünü buruşturuyorsun. Öfkeden yumruklarını sıkıyorsun. Sana ıstırap veren bu şey, senin kendi eserindir, senin kendi eserindir. “Ceritli’ye ait “Biz; sağcıyız, solcuyuz, aleviyiz, sünniyiz ama hepsinden önce vatancıyız! “ sözü “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir”in farklı sözcükler ile anlatımıdır. Anayurdu olmayan insanın neyi olur ki!
Saygılarımla… 30.5.2023 Salı(1 ) https://teyit.org/analiz/omer-hayyama-atfedilen-dizeler
Bir yanıt yazın