Zaman zaman CHP’ye ve Kemal Kılıçdaroğlu’na eleştiriler yöneltmiştim.
Ve yine, kendi görüş ve anlayışıma göre kimi eleştiriler de yöneltebilirim.
Ancak Cumhuriyet’i kuran parti ve kadrolarının tümünden çok şey bildiğimi ileri sürmek gibi bir aymazlığa da düşecek değilim.
Demek ki ancak bu kadar olabiliyormuş.
Oysa ‘ben zaten biliyordum’ diyen çokbilmişler var ki, onları eleştirmekten geri kalmak da istemem.
CHP ve Kılıçdaroğlu’ndan önce bu tiplerin, bu yarı-aydınların, bu aymaz takımının şimdi nereleri uygunsa oralarına kına yakmalarını bekliyorum.
‘Yüce Türk Milleti’ne de bir sözümüz olsun, değil mi ama?
Kaybetmedik bir donunuz kalmıştı, şimdi dondan ötesini de vermek durumundasınız.
Ve belki ondan sonra ayılacaksınız ama, artık olan olmuş, giden gitmiştir.
Size ‘geçmiş olsun’ demekten gayri söyleyecek bir söz bulamıyorum.
Artık ‘siyasi’ denilen ama sadece bir ‘oyun’, bir ‘dolap’, bir ‘ayak oyunu’ olmaktan öte bir şey olmayan konularda yazmak istemiyorum.
Yarım yüzyıllık araştırma ve kendini geliştirmeye hasredilmiş bir yaşamı ‘alçaklık ve namussuzluk’ oyunlarına kurban etmek niyetinde değilim.
Yazılarımı okuyanlar yaptığım ayırımı az da olsa bilirler, yani artık ‘siyaset’ değil ama ‘politika’ alanındaki çalışmalarıma dönmek istiyorum.
O arada sizler de başınızın çaresine bakın diyeceğim.
Çünkü gördüğüm kadarıyla sizlerin her geçen gün ‘yeni bir şey’ öğrenmek gibi bir derdiniz yok.
Dolayısıyla müstehakkınızı bulacaktınız ve bugün buldunuz denilebilir.
Siz durumunuzdan memnun iseniz, bana ne oluyor değil mi ama?
Haydi geçmiş olsun!
İlla ‘demokratik geçiş’ olsun, bir ‘yumuşak iniş olsun’ diye diretmiştik.
Siz istemediniz ve olmadı.
Ne var ki, canınız yanıp da bağırmaya başladığınız zaman sesinizi duymak isterim.
Merak etmeyin, o gün elimden geldiğince size yardıma koşacağım.
Çünkü hâlâ elim tetik çekip melun indirmeye gücüm yetmektedir.
Yeter ki siz karar verin.
Ve sizin için başka çare kalmayacak günlere gideceğiz.
Yazıp, çizip anlatmaya çalıştık ama heyhat.
Şimdilik haydi kolay gelsin diyerek bitiriyorum.
Hoşcakalın.
Ama unutmayın, ‘vakit tamam’ dediğiniz gün yanınızda olacağım.
Ki çok sürmeyeceğinden eminim.
Ve başka çaresi olmadığını biliyorum.
O zaman, bir önceki yazıyı bitirdiğim gibi bitireyim:
‘belki yarın belki yarından da yakın’.
Görüşeceğiz.
Bir yanıt yazın