Yaşasın 1 Mayıs, işçinin / emekçinin birlik beraberlik hak mücadelesi Bayramı.
“1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda, ilerleyen halkların bayramı.
Yepyeni bir güneş doğar, dağların doruklarından,
Mutlu bir hayat filizlenir, kavganın ufuklarından.
Yurdumun mutlu günleri, mutlak gelen gündedir.”
Bu çok anlamlı 1 Mayıs marşını söyleyerek ve içeriğine yürekten katılarak, Berlin`deki öğrencilik ve daha sonra da Hamburg`daki öğretim üyeliğim yıllarında, 1 Mayıs Bayramı yürüyüşlerine büyük bir ilgi ve zevkle katildim.
20 Yıllık AKP İktidarı döneminde en fazla yaşam sıkıntısına uğrayanlar isçiler ve emekçiler oldu. Haklarını alabilmek için yapmak istedikleri yasaların gereği olan direnişler ve grevler yasaklandı. Erdoğan övünerek İşverenlere, daha ne istiyorsunuz, grevleri yasaklıyoruz diyerek övünüyordu.
Bağımsız bilim insanlarının güvenilir açıklamalarına göre Türkiye`de halkın yüzde 50’si açlık sınırının altında yaşamaktadır. Halkın yüzde 40`nin geliri giderini karşılayamadığından, bankalardan yüksek faizle borç alınarak bu insanlarımız geçimlerini sürdürebilmektedirler.
Öte yandan çalışanların yarıdan fazlasının asgari ücretle çalışmakta ve bu gelirle geçinmek zorundadır. Örneğin Almanya da asgari ücret alanların çalışanlara oranı yüzde 7-8 düzeyindedir.
Yine bağımsız bilim insanları, Türkiye`de genel işsizliğin en az yüzde 20, gençler arasında ise yüzde 30 düzeyinde olduğunu belirtilmektedir. Bu nedenle 2022 de:
- Adıyaman’da 19 kişilik kadroya 17 bin kişi başvurdu.
- Şanlıurfa’da 60 kişilik işyerine 53 bin yurttaşımız müracaat etti.
- Niğde’de hastanede açılan 78 kişilik işe 13 binden fazla vatandaş başvurdu.
- Erzurum’da şehir hastanesinde 241 kişilik işe 49 bin vatandaşımız müracaat etti.
Bu acı gerçeklere karşın AKP Genel Baskani Erdoğan, Türkiye`de iş arayanların iş bulabileceğini söylemektedir.
Öte yandan 20 yıllık AKP iktidarı, gelir dağılımında giderek daha da derinleşen ve artan sosyal adaletsizliğe ve yoksulluğa neden olmuştur. Türkiye’de en zengin yüzde 1`lik kesim, toplam servetin yüzde 41`ine, yüzde 10`luk kesimi ise toplam servetin yüzde 67 sine sahipken, toplumun yüzde 50`si ise servetin sadece yüzde 4 üne sahiptir. (Der World Inequality Report, dt. Bericht zur weltweiten Ungleichheit)
Bu nedenle; 14 Mayıs seçimlerinde başta işsizlerin, yoksulların ve emeğiyle geçinenlerin, işsizliğe, yoksulluğa ve gelir dağılımındaki bu büyük adaletsizliğe neden olan AKP iktidarına karşı oy kullanmaları gerekmektedir.
Bir yanıt yazın