Yıllar içinde KUR’AN araştırmaları yaparken, KUR’AN denetiminde; Kutsal Kitap-Tevrat, Zebur, İncil incelemesi de yaptım.
Aşağıya, Tevrat-Zebur-İncil’den ‘doğru namına kalan’; seçtiğim ayetler ile
TANRI’nın, son Kitabı KUR’AN’ın;
Ehli Kitap-Kitap Sahipleri için ‘uyarı’ ayetlerini ve yazının sonuna da ortak ayetlerden alıntı yaptım!
Amacım; Ehli Kitap konusunda da Doğru-Gerçek bilgi kaynağı son ilâhî Kitap KUR’AN noktayı koysun, bu konuda da insanlar KUR’AN bilgisiyle buluşsun!!!?
Önce Kutsal Kitap;
Tevrat, Zebur, İncil
alıntı ayetler!
Tevrat-Tekvin
(14:19-20)”Yeri göğü yaratan yüce Tanrı-yüce Tanrı’ya övgüler olsun.”
(40:8)”Yorum Tanrı’ya özgü değil mi?”
(49:25)”Her şeye gücü yeten Tanrı’dır.”
Tevrat-Mısırdan Çıkış-Kitaba Giriş
(16:12)”Tanrınız Rab benim.”
(22:22)”Dul ve öksüz hakkı yemeyeceksiniz.”
(22:25)”Aranızda yaşayan bir yoksula ödünç para verirseniz, ona tefeci gibi davranmayacaksınız. Üzerine faiz eklemeyeceksiniz.”
Tevrat-Yasanın Tekrarı-Tesniye
(4:2)”Size verdiğim buyruklara hiçbir şey eklemeyin, hiçbir şey çıkarmayın.”
(6:4-5)”Tanrımız Rab Tek Rabdir! Tanrınız Rabbi bütün yüreğinizle, bütün canınızla, bütün gücünüzle seveceksiniz.(İsa’nın en büyük buyruk diye nitelediği ayetler)”
Zebur-Mezmurlar
(19.Mezmur:7-8-9)”Rabbin yasası yetkindir, cana can katar. Rabbin buyrukları güvenilirdir, saf adama bilgelik verir. Rabbin kuralları doğrudur, yüreği sevindirir. Rabbin buyrukları arıdır, gözleri aydınlatır. Rabbin korkusu paktır, sonsuza dek kalır. Rabbin ilkeleri gerçek, tamamen adildir.”
(62.Mezmur:10)”Zorbalığa güvenmeyin, yağma malla övünmeyin; varlığınız artsa bile, ona gönül bağlamayın.”
(82.Mezmur:3-4)”Zayıfın, öksüzün davasını savunun, mazlumun, yoksulun hakkını arayın. Zayıfı, düşkünü kurtarın, onları kötülerin elinden özgür kılın.”
Yeşaya
(34:16)”Rabbin Kitabını okuyup araştırın!”
(58:5)”İstediğim oruç bu mu sanıyorsunuz? İnsanın isteklerini denetlemesi gereken gün böyle mi olmalı?”
Yeremya
(44:24)”Rabbin sözüne kulak verin.”
(44:25-26)”Verdiğiniz sözü tutun! Rabbin sözünü dinleyin!”
Mika
(3:1)”Dinleyin! Adil olmanız gerekmez mi?”
(6:8)”Ey insanlar, Rab iyi olanı size bildirdi; adil davranmanızdan, sadâkati sevmenizden ve alcakgönüllülükle yolunda yürümenizden başka Tanrınız RAB sizden ne istedi?”
Zekeriya
(1:3-4)”Her şeye egemen RAB, ‘Bana dönün, Ben de size dönerim’ diyor. Atalarınız gibi davranmayın!”
(7:9-10)”Her şeye egemen RAB diyor ki, ‘Gerçek adaletle yargılayın; birbirinize sevgi ve sevecenlik gösterin. Dul kadına, öküze, yabancıya, yoksula baskı yapmayın. Yüreğinizde birbirinize karşı kötülük tasarlamayın.”
İncil-Matta
(6:2-3)Birisine sadaka verirken bunu borazan çaldırarak ilan etmeyin. Siz sadaka verirken, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin.”
(6:24)”Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı’ya hem de paraya-mamona kulluk edemezsiniz.”
İncil-Markos
(2:7)”Tanrı’dan başka kim günahları bağışlayabilir?”
(3:24)”Bir ülke kendi içinde bölünmüşse, ayakta kalamaz.”
(10:18)”Îsa: ‘Bana neden iyi diyorsun?’ dedi. ‘İyi olan yalnız biri var. O da Tanrı’dır.”
(11:22)”Tanrı’ya iman edin!”
(12:38-39-40)”Uzun kaftanlar içinde dolaşmaktan, meydanlarda selâmlanmaktan, havralarda en seçkin yerlere ve şölenlerde baş köşelere kurulmaktan hoşlanan din bilginlerinden sakının. Dul kadınların malını mülkünü sömüren, gösteriş için uzun uzun dua eden bu kişilerin cezası daha ağır olacaktır.”
İncil-Luka
(3:11,14)”İki mintanı olan birini mintanı olmayana versin; yiyeceği olan yiyeceği olmayanla paylaşsın! Kaba kuvvetle ya da yalan suçlamalarla kimseden para koparmayın.”
(4:8)”Îsa ona şu karşılığı verdi: ‘Tanrın Rabbe tapacak, yalnız O’na kulluk edeceksin’ diye yazılmıştır.”
(12:15)”Dikkatli olun! Her türlü açgözlülükten sakının. Çünkü insanın yaşamı, malının çokluğuna bağlı değildir.”
(21:8)”Îsa: ‘Sakın sizi saptırmasınlar’ dedi”
(21:19)”Dayanmakla canlarınızı kazanacaksınız.”
İncil-Yuhanna
(5:30)”Îsa, Ben kendiliğimden hiçbir şey yapamam.”
(7:24)”Dış görünüşe göre yargılamayın, yargınız adil olsun.”
(8:26)”Îsa, Beni gönderen Gerçektir. Ben O’ndan işittiklerimi dünyaya bildiriyorum.”
(8:32)”Îsa, Gerçeği bileceksiniz ve Gerçek sizi özgür kılacak, dedi”
(20:29)”Îsa, Görmeden iman edenlere ne mutlu!”
Gelelim TANRI’nın son ilâhî Kitabı KUR’AN’ın;
Ehli Kitap-Kitap sahipleri ile ilgili muhteşem ‘uyarı’ ayetlerine!
(Âli İmran,3)”Allah, gerçeği içeren-önceki çağların Vahiylerinden doğru namına ne kalmışsa sürdüren bu Kitabı/Kur’an’ı, önceki kitapları(n asıllarını) tasdik edici olarak sana indirdi. Bundan önce de insanlara doğru yolu göstermek için Tevrat’ı ve İncil’i indirmişti.”
(Bakara,100,101)”Her ne zaman söz verdilerse-anlaşma yaptılarsa, inkâr edenler yapılan sözleşmeyi bozup attı. Aslında onların çoğu iman etmiyorlar.
Yanlarındaki Kitabın (Tevrat’ın aslını) doğrulayan bir resûl-elçi, Allah tarafından görevli kendilerine gelince, Kitap verilenlerden bir topluluk, sanki hiç bilmiyorlarmış gibi Allah’ın Kitabını görmemezlikten geliyorlar.”
(Nisa,155-159)”Verdikleri sağlam sözü bozmaları, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, nebîleri sebepsiz yere öldürmeleri ve ‘Kalplerimiz kılıfla kaplıdır-sabit fikirliyiz (bize yapılan davet boşunadır)’ demelerinden dolayı, evet inkârlarından ötürü-Allah Kendisinin ilahlığını ve rabliğini bilerek reddetmeleri nedeniyle, onların bilinçlerini kilitledi. Bunun için pek azı inanırlar.
Kalplerinin mühürlenmesinin sebebi Îsa’yı) inkârları ve Meryem’e (ağza alınmayacak) büyük ve çirkin iftirada bulunmalarıdır.
(Diğer bir sebebi ise:) ‘Biz, Allah’ın resulü (olduğunu iddia eden) Meryemoğlu Îsa Mesihi öldürdük!’ diye böbürlenmeleridir. Aslında onu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler-öldürdükleri Îsa’ya benzetildi, öldürdük sandılar. İsa hakkında ihtilâfa düşenler-farklı görüşler ileri sürenler-tüm mezhepler bu konuda kuşku içindedirler. Onunla ilgili (gerçek) bir bilgileri yok-kesin yetersiz bir bilgi içindedirler ve sadece zanna uyuyorlar. Kesin olarak onu öldürmediler.
Doğrusu Allah, Îsa’yı kurtardı-derecesini artırdı; onların çabalarını boşa çıkardı. Allah mutlak galiptir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.
Kendilerine Kitap verilenlerden her biri ölmeden önce sana indirilene-Kur’an’a inanmak zorundadır. Çünkü diriliş günü, sana indirilen-Kur’an onların aleyhine tanık olacaktır.”
(Bakara,41,42)”Elinizdeki Tevrat’ın aslını doğrulayıcı nitelikte indirdiğim Vahye-Kuran’a inanın. KUR’AN’a karşı çıkanların-inanmayanların öncüleri olmayın! Ayetlerimi de basit-küçük çıkarlarınız karşılığında (dünyalık menfaat için) değiştirmeyin-az bir bedelle satmayın ve yalnız Benden çekinin-Benim korumam altına girin!
Ey Kitap verilenler! ‘Hakk’ı Batıl’la’-doğruyu yanlış ile karıştırmayın, bile bile gerçeği-‘Hakk’ı’ bildiğiniz halde gizlemeyin.”
(Bakara,49-53)”(Ey İsrailoğulları! Hatırlayın ki) işkencenin en kötüsünü size uygulayan, kadınlarınızı (kızlarınızı) bırakıp oğullarınızı boğazlayan; eğitimsiz, öğretimsiz bırakıp niteliksiz bir kitle oluşturarak güçsüzleştiren, kadınlarınızı utanca boğan Firavun’un adamlarından sizi kurtarmıştık. Bu sizin için Rabbinizden büyük bir sınav idi.
Hani bir zamanlar da Biz, bol suyu/nehiri sizin için yarıp da sizi kurtarmış, siz bakıp dururken Firavun’un yakınlarını da suda boğmuştuk.
Kırk gece Mûsa ile söyleştiğimiz-sözleştiğimiz süreci de unutmayın. Sonra da siz, kendi benliğinize haksızlık ederek, onun arkasından altını-buzağıyı ilah edinmiştiniz.
Bütün bu davranışlarınıza rağmen, aklınızı başınıza toplar, sahip olduğunuz nimetlerin karşılığını ödersiniz diye bundan sonra sizi affetmiştik.
Üstelik doğru yola gelmeniz için de Mûsa’ya, Furkan’ı-hak ile batılı-doğru ile yanlışı birbirinden ayıran Kitabı-Tevrat’ı verdik.”
*(Sünnetullah-fizik kanunları dışı olay-keramet(?!); Tanrı sistemi-hayatın akışı içinde yok!
Îsa peygamberin babasız dünyaya gelmesi, beşikte konuşması, ölüleri diriltmesi(?!) gibi mitolojik hikayeler etkisiyle çevirisi yanlış yapılan ayetler için; bilimsel ve kök anlam ile karşılaştırmalı KUR’AN araştırması ŞART!
Örnek: Mûsa peygamberin ‘denizi yarması(?)’ olayının aslı; Mûsa peygamberin, suyu toplama yöntemi olarak kullandığı barajların kapaklarını açması ile suların taşması!-Hakkı Yılmaz çevirisi)
(Bakara,89,90,91,94)”Yahudilere, Allah katından yanlarındakini-Tevrat’ı tasdik edici bir kitap-Kur’an gelince; daha önce Allah’tan kâfirlere karşı üstünlük kazanmak için yardım istedikleri halde, onlara yardım-Kur’an gelince bile bile inkâr ettiler. Allah’ın laneti, gerçeği yalanlayan nankörlerin üzerinedir.
Allah’ın, kullarından dilediğine (yani Araplardan bir yetime peygamberlik) ihsan etmesini kıskandıkları için Allah’ın indirdiğini Kur’an’ı inkâr ederek kendilerini harcamaları/satmaları ne kötü bir şeydir! İşte Yahudiler, Allah’ın bir gazabından (İsa ve İncil’i inkâr ettiklerinden dolayı azaba uğramalarından) sonra (Kur’an’ı inkâr ettiklerinden dolayı da) başka bir azaba tutuldular. İnkârcılar için ayrıca (ahirette de) hor ve zelil edici bir azap vardır.
Kendilerine ‘Allah’ın indirdiğine-Kuran’a da inanın’ denildiğinde ‘Sadece bize indirilene-Tevrat’a inanırız’ diyerek, ondan başkasını inkâr ederler. Hâlbuki o Kur’an, kendi ellerinde bulunan Tevrat’ı(n aslını) doğrulayan hak bir Kitaptır. Onlara de ki: ‘Gerçekten size indirilene inanıyor idiyseniz niçin daha önce Allah’ın nebîlerini öldürüyordunuz?
(O Yahudilere) de ki: ‘Eğer âhiret yurdu Allah tarafından hiç kimseye-diğer insanlara değil de, sadece size ayrılmış ise ve bu iddianızın da doğru olduğunu düşünüyorsanız, hemen ölümü isteyin (ki cennete kavuşup dünyanın sıkıntısından kurtulun)!”
(Bakara,116)”Ortak koşucular ‘Allah, çocuk edindi.’ dediler. Hâşâ-Asla! Allah yaratılmışlara özgü böylesi vasıflardan kesinlikle uzaktır-yücedir. Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ındır. Tüm varlıklar Allah’a saygıyla boyun eğmiştir.”
(Bakara,135,136,137)”Fanatik Yahudi ve fanatik Hıristiyanlar, Muhammed Peygamber’e ve yanındakilere, ‘Yahudi ve Hıristiyanlar gibi inanın ki doğru yolu bulasınız.’ dediler. Ey Muhammed onlara de ki: ‘Doğrusu, biz batıl dinlerden uzaklaşıp Hakk’a yönelen İbrahim’in, Allah’ın ortaklarının olacağını kabul etmemiş-hanif-tek Allah inançlı milletine-yaşam tarzına uyarız. O hiçbir zaman müşriklerden-asla Allah’a ortak koşanlardan olmadı.
Ve biz, ‘Allah’a, bize indirilen Kur’an’a, İbrahim, İsmail, İshak, Yâkub ve torunlarına indirilenlere, Mûsa’ya, Îsa’ya verilenlere inanırız. Onların hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz-hiçbiri arasında ayırım yapmayız. Biz sadece Allah’a teslim olanlarız-sağlamlaştıran-esenlik, mutluluk kazandıran birileriyiz’ deyiniz.
Eğer Yahudi ve Hıristiyanlar bu buyrukların gösterdiği doğrultuda ve sizin inandığınız gibi (Allah’ın kitapları ve elçileri arasında hiçbir fark gözetmeden ilâhî mesajın tümüne) inansalar dosdoğru yolu bulmuş olurlar. Yok, eğer yüz çevirirlerse mutlaka çelişki ve sadece parçalanmışlık içindedirler-ayrılığa ve anlaşmazlığa düşmüş olurlar. (Ama sen üzülme!) Onlara karşı Allah sana yeter. O, (her şeyi) hakkıyla İşiten, (her şeyi) hakkıyla Bilendir.”
(Nisa,156,157)”Kalplerinin mühürlenmesinin bir sebebi Îsa’yı) inkârları ve Meryem’e (ağza alınmayacak) büyük ve çirkin iftirada bulunmalarıdır.
(Diğer bir sebebi ise:) ‘Biz, Allah’ın resulü (olduğunu iddia eden) Meryemoğlu Îsa Mesihi öldürdük!’ diye böbürlenmeleridir. Aslında onu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler-onu öldürmediler ve onu asmadılar sadece onlara öyle (olmuş gibi) göründü-öldürdükleri Îsa’ya benzetildi, öldürdük sandılar. Bu konuda farklı görüşler ileri sürenler-Îsa hakkında ihtilâfa düşenler de gerçekten kuşku içindedirler. Onların bu konuda (gerçek) bir bilgileri yoktu ve sadece bir zanna uymuşlardı. Kesin olarak onu öldürmediler.”
(Âli İmran,84)”Ey Peygamber! De ki: ‘Allah’a, bize indirilene-Kur’an’a, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve torunlarına indirilenlere, Mûsa’ya, Îsa’ya ve tüm nebîlere Rableri tarafından gönderilene inandık. Nebîler-peygamberler arasında hiçbir ayırım yapmayız. Biz yalnız Allah’a teslim olanlarız,’ de.”
(Âli İmran,54,55)
“İsrailoğullarının ileri gelenleri Îsa’yı öldürmek için tuzak kurdular-Îsa’ya suikast planı hazırladılar. Allah da onların tuzaklarını bozdu. Allah, tuzak kuranların karşılığını en iyi verendir-Allah da onlara karşı bir plân hazırladı. Allah’ın plânı çok daha ilginçtir.
Allah planını İsa’ya şöyle açıklamıştı: ‘Ey Îsa! (Korkma! Zalimlerin seni öldürmelerine asla izin vermeyeceğim) senin hayatına son verecek olan Benim (onlar değil). Seni kurtaracağım, seni yücelteceğim ve sana uyanları da kıyamete kadar inkâr edenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz yalnızca Bana olacak. İşte o zaman dünyada iken hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz her konuda aranızda nihai hükmü Ben vereceğim.”
(Âli İmran,59,60,62)
“Muhakkak ki Îsa’nın babasız dünyaya geliş durumu, Allah katında Âdem’in durumu gibidir. Allah, Âdem’i topraktan yarattı, sonra ona ‘ol’ dedi. O da oluverdi.
İşte, Rabbinin bildirdiği Îsa olayının gerçek boyutu budur. Sakın, Îsa hakkındaki asılsız söylentilere bakıp, kuşkulananlardan olma.
(Îsa’nın da diğer insanlar gibi öldüğü konusundaki), işin hakikati budur. (Îsa ne Allah’tır ne de Allah’ın oğlu). Çünkü Allah’tan başka ilah-tanrı yoktur, sonsuz kudret ve hikmet sahibi yalnız O’dur-elbette Allah güçlüdür, bilgedir.”
(Âli İmran,64)”De ki: ‘Ey Ehli-i Kitab (Yahudiler ve Hristiyanlar)! Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin. Yalnız Allah’a ibadet edelim-Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah’ın astlarından kimimiz kimimizi ilâh edinmesin-birbirimizi Allah adına Rabler edinmeyelim.’ Eğer onlar yine yüz çevirirlerse(iman edenler olarak onlara): ‘Şahit olun/bilin ki bizler Allah’a ortak koşmadan teslim olanlarız-müslümanlarız!’ deyin.”
(Hadid,26,27,29)”Andolsun, biz Nuh’u ve İbrahim’i gönderdik. Artlarından gelen kuşaklara nebîliği ve Kitabı verdik. Onlardan kimi doğru yola ermiş, içlerinden çokları da doğru yoldan çıkıp sapmıştır.
Sonra bunların ardından peş peşe resullerimizi gönderdik. Onların arkasından da Meryem oğlu Îsa’yı gönderdik. Ona İncil’i verdik ve kendisine uyanların kalplerine sevgi, şefkat ve merhamet duygusu koyduk. (Kendiliklerinden) icat ettikleri ruhbanca riyazete (aşırı sofuluğa) gelince, Biz böyle bir ruhbanlık yazmamıştık. Allah’ın rızasını kazanmak arzusuyla onu kendileri uydurdu. Ama sonra ona da gerektiği gibi uymadılar (teslis inancına ve riyakârlığa saptılar). Biz de içlerinden iman edenlere karşılığını verdik, fakat onların çoğu yoldan çıkmışlardı.
Kitap ehli (Yahudiler ve Hristiyanlar) bilsinler ki, Allah’ın lütfu onların tekellerinde değildir. Tüm lütuf bütünüyle Allah’ın yetkisindedir, takdirindedir. O, iyiliği dilediğine-dileyene verir. Çünkü Allah, büyük lütuf-iyilik sahibidir.”
(Âli İmran,65)”Ey Kitap Ehli! Tevrat’ta da, İncil’de de gerekli bilgiler olmasına rağmen neden İbrahim hakkında (O bir Yahudi miydi yoksa bir Hıristiyan mıydı diye) tartışıp duruyorsunuz? Oysa Tevrat da İncil de şüphesiz ondan sonra indirilmiştir. Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?”
(Âli İmran,67)”İbrahim ne Yahudi idi ne de Hristiyan-ne bir Yahudi’nin, ne de bir Hıristiyan’ın inandığı gibi inanmıyordu; o tek Allah’a inanan-Allah’ı tanıyan dosdoğru bir Müslümandı. İbrahim hiçbir zaman Allah’a ortak koşanlardan olmadı- müşriklerden de değildi.”
(Mâide,17)”Şüphe yok ki, ‘Meryem oğlu Mesih Allah’tır!’ diyenler (şirke girip) kâfir olmuşlardır-elbette yanılgı ve inkâr içindeler. Eğer Allah, Meryemoğlu Îsa’yı, onun annesini ve yeryüzündeki herkesi yok etmek istese O’na kim engel olabilir? Zira göklerin, yerin ve onlar arasında bulunan her şeyin hükümranlığı-egemenliği-mülkiyeti Allah’a aittir. O dilediğini (dilediği şekilde) yaratır. Çünkü O’nun gücü her şeye yeter!”
(Mâide,82-83-84)”İnsanlar içerisinde iman edenlere düşmanlık bakımından en şiddetli (ve tehlikeli) olarak Yahudiler ile şirk koşanları-ortak koşucu Arapları bulacaksın. Onlar içinde inananlara sevgice en yakın olarak da “Biz Hıristiyanlarız” diyenleri bulacaksın. Çünkü Hıristiyanlar arasında Allah’a bağlı bilginler ve din adamları-papazlar-keşişler ve rahipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar.
Resule indirilen Kur’an’ı dinledikleri vakit gerçeği tanımalarından ötürü-onun hak olduğunu öğrendiklerinden dolayı gözlerinden yaşlar boşaldığını görürsün, çünkü ondaki hakikatin bir kısmını tanırlar. Derler ki ‘Ey Rabbimiz, inandık. Öyleyse bizi hakikate şahitlik edenlerle bir tut.’
Ve ‘Bize ne oluyor ki, Rabbimizin bizi dürüst ve erdemliler ile beraber iyiler arasına katmasını umarken, neden Allah’a ve bize gelen gerçeğe (Kur’an’a ve resul)e inanmayalım?’ derler.”
(Yunus,68,69)”Ortak koşanlar-inkârcılar: ‘Allah, çocuk edindi’ dediler. Hâşâ-asla! Allah kendisine yakışmayan niteliklerden-ortak koştukları şeylerden çok uzaktır. Zira O’nun hiç kimseye ve hiçbir şeye-Allah’ın, hiçbir ortağa ve çocuğa ihtiyacı yoktur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. ‘Allah bunları çocuk edindi’ dedikleriniz konusunda elinizde hiçbir (aklî ve naklî) deliliniz-kanıt yoktur. (O halde) nasıl oluyor da Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylüyorsunuz-uyduruyorsunuz?
Allah hakkında (böyle) yalan uydurup iftira edenler (asla)-kesinlikle kurtuluşa eremezler.”
(Meryem,88-95)”Allah’ın ayetlerini çarpıtanlar, ‘Rahman (olan Allah), bir çocuk edindi’ dediler.
Andolsun ki, (bunu söylemekle) siz gerçekten çok çirkin bir iddia ortaya atmış oldunuz-çok çirkin bir iftirada bulundunuz.
Esirgeyen ve bağışlayan Allah’a-Rahman’a çocuk isnat etmelerinden ötürü-çocuk yakıştırdılar diye, neredeyse gökler yarılacak-parçalanacak, yer çatlayacak-yarılacak ve dağlar yıkılıp göçecektir.
Çocuk edinmek Rahman’ın şanına yakışmaz.
Göklerde ve yerde olan herkes Rahman (olan Allah’ın) huzuruna birer kul olarak gelecektir.
Andolsun ki, O bunların hepsini bilgisiyle kuşatmış, sayılarını tespit etmiştir.
Onların hepsi kıyamet günü Allah’ın huzuruna tek başına gelecektir.”
(Enbiya,26,27)”Yine de, bazıları kalkıp: ‘Rahman (olan Allah) evlat edindi’ dediler. Hâşâ, O bundan uzaktır. Onların evlat dedikleri, Allah’ın şerefli-seçkin kullarıdır. Allah’tan izin almadan söz söylemez, iş yapmazlar-Allah’ın yasalarına uyarak hareket eder ve Allah’ın buyruklarını titizlikle uygularlar.”
(Kehf,1-5)”Bütün övgüler Allah’ın hakkıdır-Allah’adır.
O (Allah) ki, kuluna dosdoğru bir Kitap-bu mükemmel Kuran’ı indirdi; hayatın içinden seslenerek, onun anlaşılmasını zorlaştıracak hiçbir tutarsızlığa yer vermedi.
Allah, katından gelecek şiddetli bir azap ile inanmayanları uyarmak, faydalı eylemlerde bulunan mü’minleri içlerinde ebedi kalacakları güzel mükâfat ile müjdelemek ve
‘Allah, bir çocuk edindi’ diyenleri de uyarıp sakındırmak için!
‘Allah çocuk edindi’ diyenlerin bu konuda ne kendilerinin bilgisi-bilimsel dayanakları vardır ne de atalarının. Bu ağızlarından çıkan ne ağır bir sözdür-ne büyük bir iftiradır! (Gerçekte) onların söyledikleri ancak yalandan ibarettir-yalan rivayetler üretiyorlar.”
(Zümer,4)”Ortak koşucu inkârcılar ‘Allah bir çocuk edindi’ derler. Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi, yarattıklarından (elbette ki) dilediğini seçerdi. O, bundan uzaktır, yücedir. O, tek-birdir ve her şey üzerinde mutlak otorite sahibi olan Allah’tır.”
(Furkan,2)”Göklerin ve yerin egemenliği-mülkü yalnızca Allah’a aittir. Allah hiç çocuk edinmemiştir. Egemenlikte-yönetiminde-mülkiyetinde O’nun ortağı yoktur. Her şeyi yaratan, işleyiş ve en hassas ölçülerle varoluş yasalarını belirleyen O’dur.”
(Zuhruf,59)”Hayır! Meryem oğlu Îsa, sadece, kendisine nimet-iyilik verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.”
(Mü’minun,91)”Allah asla evlat edinmemiştir ve Allah ile beraber bir başka ilah-tanrı da yoktur. Eğer öyle olsaydı o zaman her ilah, kendi yaratıklarını otoritesi altına alıp bağımsızlığını ilân ederdi. Biri öbürüne karşı üstünlük kurmaya çalışırdı-üstünlük yarışına girerlerdi. Görülmeyeni, duyulmayanı, sezilmeyeni ve açığı bilen Allah, onların bu asılsız yakıştırmalarından çok uzaktır.”
(Âli İmran,19)”Şüphesiz Allah’ın gönderdiği ve onayladığı tek-hak din İslam’dır-Allah’a teslim olmadır. Geçmiş çağlarda kendilerine kitap verilenler (Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar), kendilerine ilim-bilgi geldikten-yol gösterildikten sonra sırf aralarındaki kıskançlık yüzünden-çıkar kavgalarına girerek ayrılığa-anlaşmazlığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerini inkâr eder-saptırarak örterse (ya da değiştirmeye kalkarsa bilsin ki) Allah, hesabı çok çabuk görendir.”
(Tevbe,30-31)”Yahudiler:’ Üzeyr, Allah’ın oğludur’ diyor. Hristiyanlar:’Mesih, Allah’ın oğludur’ diyor. Ağızlarında geveledikleri bu sözler, eski inkarcı söylemlerinden aynen alıntıdır. Kahrolasıcalar nasıl da kıvırtıyorlar.
Yahudiler, Allah’ın astlarından-Allah’la beraber (aşırı yücelttikleri) ruhbanları-hahamlarını-din adamlarını ve Hıristiyanlar, bilginlerini, rahiplerini ve Meryem oğlu Îsa Mesih’i de (zaten Allah’ın oğlu ilan ederek) rab edinmişlerdi. Hâlbuki onlara yalnız bir tek ilah olan Allah’a kulluk etmeleri söylenmişti. O’ndan başka hiçbir ilah-tanrı yoktur. O, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır-Allah, ortak koştukları kimselerden çok daha yücedir.”
(Nisa171,172)”Ey önceki çağlarda Kitap verilenler-Ey Kitap Ehli Yahudiler, Hıristiyanlar! Dininiz konusunda aşırılığa gitmeyin-sınırı aşmayın! Allah hakkında gerçek olandan başkasını söylemeyin-yalnız gerçeği söyleyin! Meryemoğlu Îsa Mesih sadece Allah’ın resulü, Meryem’e ilka ettiği-Meryem üzerinden insanlığa ulaştırdığı sesi-kelimesi-vaadi ve Allah’tan gelen bir can-yarattığı bir ruh-diriltici bir soluktur. Allah’a ve resullerine-elçilerine inanın, ‘Allah-Tanrı üçtür-üçlüdür’ demeyin ve kendi iyiliğiniz için bundan vazgeçin-buna son verin. Allah, ancak tek bir ilahtır-tanrıdır-biricik Tanrı yalnız Allah’tır. Çocuk edinmek O’nun şanına, yüceliğine yakışmaz-bir oğlu olması asla düşünülemez; O bundan uzaktır. Çünkü göklerde ve yerde ne varsa hepsi zaten O’nundur. (Öyleyse bir tek Allah’a inanın ve güvenin) Zira vekil olarak Allah yeter.
Îsa Mesih de, Allah’a en yakın olan melekler(Îsa’ya inananların İsa’ya yardım ettiğine inandıkları güçler), Allah’ın bir kulu olmaktan asla çekinmezler. Kim O’na kulluk etmekten kaçınır-kulluğu küçük görür ve büyüklük taslarsa, bilsin ki O, onların hepsini huzurunda toplayacaktır.”
(Mâide,72,73)”Gerçekten, ‘Allah Meryem oğlu Mesih’in kendisidir-Meryem oğlu Mesih Allah’tır’ diyenler hakikati inkâr etmişlerdir-elbette nankörlük etmektedir-kesinlikle kâfir; Allah’ın ilahlığını ve rabliğini bilerek reddeden birileri olmuşlardır. Hâlbuki o Mesih demiştir ki: ‘Ey İsrâiloğulları! (Yalnızca) hem benim Rabbim hem de sizin Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin!’ Unutmayın ki, kim Allah’tan başka bir varlığa ilahlık yakıştırırsa-Allah’a ortak koşarsa, Allah onu cennetten mahrum edecek ve böylelerinin varış yeri ateş olacaktır. Ve o gün hiç kimse zalimlere-Allah’ın ayetlerini saptıranlara yardım edemeyecektir.
Gerçekten, Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığını gördükleri halde ‘Allah üçlünün (üç ilahtan) üçüncüsüdür’ diyenler, hakikati inkâr etmişlerdir-Allah’ın ayetlerini çarpıtanlardır. Oysa tek Tanrı’dan başka tanrı-ilah yoktur. Bu ‘Allah, üçün üçüncüsüdür’ iddialarından vazgeçmedikçe, hakikati inkâr eden bu gibilerin başına şiddetli bir azap gelecektir.”
(Mâide,75)”Meryem oğlu Mesih (Îsa), sadece bir resuldür-elçidir. Şüphesiz ki ondan önce de resuller gelip geçmiştir. Annesi de çok doğru-sözü namus bilen bir kadındı. İkisi de (diğer insanlar gibi) yemek yerlerdi. Bak (dikkat et), onlara ayetlerimizi nasıl ayrıntılı açıklıyoruz-nasıl açığa koyuyoruz; sonra yine bak (dikkat et, ayetlerimizden) nasıl yüz çevirmekte olduklarını gör-nasıl da hiç oralı olmuyorlar, bir bak!”
(Meryem,35-38)”Bir oğul edinmek Allah’a asla yakıştırılamaz-olur şey değil-Allah için bir çocuk edinmek asla söz konusu olamaz; sınırsız yüceliğiyle O böyle bir şeyin üstünde, ötesindedir! O bir şeyin olmasına hükmettiği zaman, ona yalnızca ‘Ol!’ der ve o (şey hemen) oluverir!
(Îsa onlara:) ‘Gerçek şu ki, Allah benim de Rabbim/sahibim, sizin de Rabbiniz/sahibinizdir. Öyleyse sadece O’na kulluk edin. Dosdoğru yol-doğruluk ve dürüstlük yolu budur.’ demişti.
Hal böyleyken [Kitâb-ı Mukaddes’e bağlı olduklarını iddia eden] hizipler-mezhepler yine de aralarında [İsa’nın doğası hakkında] çekişip duruyorlar-anlaşmazlığa düştüler! Öyleyse, o büyük Gün bütün açıklığıyla gelip çattığı zaman vay hallerine hakkı inkâr edenlerin-İsa hakkında gerçekleri gizleyenlerin!
Onlar, bizim huzurumuza çıkacakları gün (başlarına gelecek olanları)-gerçeği ne iyi duyacaklar ve ne iyi görecekler (bir bilsen)! Fakat o zalimler-gerçekleri saklayanlar (buna rağmen) bugün (hâlâ) apaçık bir sapkınlık-tam bir yanılgı içindedirler.”
(Mâide,116,117)”Allah (kıyamet günü) şöyle buyuracak: Ey Meryem oğlu Îsa! ‘Sen mi insanlara, Allah’ın astlarından-Allah’la beraber beni ve annemi iki ilah-tanrı edinin, dedin?’ Îsa da şöyle diyecek: ‘Hâşâ! Seni tenzih ederim. (Söylemeye) hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer ben, onu söylemişsem Sen, onu elbette bilirsin-kesinlikle bilmiştin. Zira Sen, benim içimde-özümde olanı-düşündüklerimi bilirsin ama ben Senin zatında olanı bilmem. Şüphe yok ki yaratılmış varlıkların idrâkini aşan-gizemleri eksiksiz bilen sadece Sensin-şüphesiz Sen; görülmeyeni, duyulmayanı, sezilmeyeni, geçmişi, geleceği en iyi bilenin tâ kendisisin.’
(Ya Rabbi!) ‘Ben onlara, (söylememi) emrettiğinden başkasını söylemedim-ancak Senin bana öğrettiklerini söyledim. ‘Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin’ dedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine denetçiydim. Sen beni vefat ettirince-canımı alınca, üzerlerine yalnız Sen gözetleyici oldun. Şüphesiz Sen her şeye hakkıyla şahitsin-en iyi tanık olansın.”
Şimdi de, gelelim KUR’AN ayetleri ile aynı içeriğe sahip; Tevrat, Zebur ve İncil’den seçtiğim ortak ayetlere!
“Tanrı’da buyurursa!”
(Tevrat-Mısırdan çıkış-18:23)
(KUR’AN-Kehf,24)
“Rüşvet almayacaksınız. Çünkü rüşvet göreni kör eder, haklıyı haksız çıkarır.”
(Tevrat-Mısırdan çıkış-23:8)
(KUR’AN-Bakara,188)
“Yargılarken haksızlık yapmayacaksın. Yoksula ayrıcalık göstermeyecek, güçlüyü kayırmayacaksın. Komşunun adaletle yargılayacaksın. Halkından birine kin beslemeyeceksin.”(Tevrat-Levililer-19:15,18)
(KUR’AN-Nisa,135-Maide,8)
“Putları altın ve gümüşten yapılmış, insan elinin eseridir. Ağızları var, konuşmazlar, gözleri var görmezler, kulakları var, duymazlar, burunları var koku almazlar, elleri var, hissetmezler, ayakları var, yürümezler, boğazlarından ses çıkmaz. Onları yapan, onlara güvenen herkes onlar gibi olacak!”(Zebur-Mezmurlar-115.Mezmur:4-8)
(KUR’AN-A’raf,179-195)
“‘Zina etmeyeceksin’ dendiğini duydunuz.”(İncil-Matta-5:27)
(KUR’AN-İsra,32)
KUR’AN’dan; konumuz ile ilgili iki muhteşem-mükemmel-muazzam ayetle sonlandıralım!
(Mü’minun,53)”İnsanlar, işlerini kendi aralarında parçalayıp, çeşitli kitaplara ayırdılar. Her hizip-grup kendi yazdıkları kitapla övünüyor.”
(İsra,111)”Ve de ki-şöyle yakar: ‘Bütün-tüm övgüler, çocuk edinmeyen, egemenliğinde-yönetiminde-mülkünde ortağı bulunmayan, acizlikten ötürü herhangi bir yardıma, yardımcıya ihtiyaç duymayan Allah’a mahsustur-Allah içindir.’ İşte, O’nu (hep böyle) yücelterek an-alabildiğine yücelt!”
Ayet Alıntıları:
Kutsal Kitap; Tevrat,Zebur,İncil
Genel olarak, karşılaştırmalı çalıştığım KUR’AN Mealleri;
Cemal Külünkoğlu
Hakkı Yılmaz
Mustafa Sağ
Edip Yüksel
Erhan Aktaş
İsmail Yakıt
Mehmet Çakır
Mehmet Çoban
Muhammed Esed
Yaşar Nuri Öztürk
Hüseyin Atay
Salih Akdemir
İhsan Eliaçık
Bir yanıt yazın