Gıda ve Hayvancılık ürünlerine her geçen gün zammın önüne geçilemiyor. Özellikle deprem bölgelerinde çiftçinin büyük mağduriyet yaşadığı, bunun da ürünlere yansıyacağına dikkat çekiliyor.
Bir önemli konu da şu:
Depremin vurduğu illerde çiftçilerin %70’i de kamu bankalarına borçlu bulunuyor.
Deprem bölgesinde sulama garantisi olmadığı için tek ekim çağrısı yapılırken depolardaki hasarlar ve TMO’nun fiyat açıklamaması pamuk, buğday ve mısırda alarm durumu yarattı. Bu yıl toprağa tek ürün ekmeye hazırlanan deprem illeri kalkınma bölgesi olmayı talep ediyor.
Türkiye her gün gıda ve hayvancılık ürünlerinde yeni bir zam haberine uyanırken, depremin vurduğu 11 ilde yaklaşan hasat sezonu alarm veriyor. Özellikle sulama kanalı, depo ve makine teçhizatında yaşanan hasarların bölgede yaz sezonu hasatı için büyük sıkıntı yarattığına dikkat çeken sektör temsilcileri, buğday, mısır ve pamukta çiftçinin büyük mağduriyet yaşayabileceğine dikkat çekti. Üreticinin alım gücünün tamamen kaybolduğunu aktaran Antakya Ziraat Odası Başkanı Mehmet Muzaffer Okay, sulama ve depolama hasarlarının çiftçiyi vurduğunu aktardı.
Buğday, şu anda yeni ekimi devam eden mısır ve pamuk hasadında büyük problem yaşanacağını aktaran Okay, yaşanan durumu şöyle özetledi:
“Depolama alanları hasar gördü. Burada 60′ yakın çiftçinin fabrikası var ve bunların 50 tanesinde hasar var. Alıcılar piyasaya çıkmadığı zaman sorun yaşanır. En son aldığımız duyumlarda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) Antakya’da şube dışında silo açmayacağını öğrendik. TMO alıcı pozisyonuna geçmezse, ürün satamaz ise zaten çiftlik fabrikaları olsun, un fabrikaları olsun, depolama sıkıntısı yaşanacak. İster istemez piyasada talep olmayacak arz fazla olacak. Bu da fiyatlara direk yansımış olacak. Bu bizi çiftçiyi korkutan bir durum. Daha vaktimiz varken yetkililerin buna bir önlem almasını istiyoruz. Bir ay sonra buğday biçilecek ama buğdaya fiyat alamıyoruz.” Deprem sonrası Asi nehrinde kaymalar olduğunu ve barajların hasar aldığını kaydeden Okay, sulama garantisi olmadığını ve ikinci ürün ekilmesin diye çağrı yaptıklarını aktardı. Okay, “Bu sene tek ürün tek ekim dönemi yaşanacak. Baraj sahalarına zaten ikinci ürün ekmeyin mesajını attılar” ifadelerini kullandı. “Derin kuyulardan alınan su, elektrik faturası olarak, barajdan çekilen su, sulama bedeli olarak çiftçiye yansıyor. Burada bizim Hataylının devletten talebi şu: Güneydoğu’da elektriğin bir kısmını devlet sübvanse ediyor. Kalkınma özellikli bölge diye. En azından 3-5 sene depremin sıkıntısını atana kadar bize de bu imkanın sağlanması lazım”
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı raporuna göre, 2021 yılı itibarıyla deprem bölgesinin GSYH’ye katkısı 713.9 milyar TL olurken, bu tutarın yüzde 8. 6’sına tekabül eden 61.3 milyar TL tarım sektöründen elde edildi. Ülkenin tarımsal hasılasının yüzde15.3’ü depremden etkilenen illerde üretilirken, Gaziantep dışında kalan illerde tarımın ekonomi içindeki payı ülke ortalamasının üzerinde. Yine rapora göre bölgede tarım sektöründe meydana gelen hasarların toplamı ilk tespitlere göre 24.2 milyar TL (1.3 milyar dolar) düzeyinde hesaplandı.
Bölgedeki çiftçinin yüzde 70’inin kamu bankalarına borçlu olduğunu aktaran Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez yapılandırma gerektiğini belirterek “Tarım ve bölge seçim ötesinde yeniden ayağa kaldırılacak şekilde yeniden desteklenmeli. Seçim sonrasında kesinlikle geç kalınacak. Seçim beklenmemeli. Seçim vaadi dışında somut olarak desteklenmezse üretici alandan çekilir” diye konuştu.
Bir yanıt yazın