Demokrasi, tüm vatandaşların eşit söz hakkına sahip biçimde devlet politikasını denetleyebilmesi ve şekillendirebilmesi ise, yerine geldiği monarşi gibi sistemler düşünüldüğünde alternatifsiz en doğru ve bugün dünyamıza yön veren vazgeçemediğimiz bir değer.
Belki de demokraside kilit nokta herkesin eşit olarak seçebiliyor olması değil de, seçilenlerin eşit olmamasıdır. Öyle değilse neden bazı ülkeler, bazı partiler iki dönem kuralı gibi şartlar getirsinler. Peki herkes yönetenden memnun ise, yöneten neden krallar gibi ömür boyu yönetime devam edemesin?
Her ne olursa olsun, yüzyıllar boyunca padişahlar, krallar tarafından belki de hiç istemedikleri şeyleri yapmaya zorlanan halklar, bugün en azından bunu değiştirebilme umudu içinde daha huzurlu, daha verimli yaşıyorlar.
DEMOKRATİK OYLAMANIN MATEMATİK TEHLİKESİ
Ancak, demokratik kurumların, yargının işlemediği, demokrasiyi “çoğunluğun azınlığa tahakkümü” olarak gören, demokratik kültür ve değerleri tam oturmamış, demokrasiyi sadece seçimlerle sandık demokrasisine bağlamış toplumlarda bir tehlike var.
Hatta bu tehlikenin matematik bir ispatı var ve adı da McKelvey–Schofield kaos teorisi.
Şimdi bütün oy verenleri ve hayatımızı ilgilendiren farklı tüm politikaları koyabildiğimiz bir eksen hayal edelim. Basit olsun diye bunu 5 seçmen ve Laiklik ile şeriat olarak 2 politika ile aşağıdaki gibi çizelim. Her oy veren kendisine en yakın gelen politikaya oy veriyor.
Laiklik ile seçmene çok uzak şeriatı oylasam laiklik kazanacak, ama biz şeriata geçmek istiyoruz diyelim. Ne yapmam lazım? Yeşil alanın en solunda bir politika uydurmam ve seçimler yapmam lazım. Bu politika iki kişiyi mutsuz etse de, diğer 3 kişi için daha mutluluk verici ve bu politika kazanacak.
Yeşil alanları doğru seçer ve o alana uygun politikalar ile seçimleri yeterince tekrarlarsam bir süre sonra kırmızı politikaya (örneğimizde şeriat) demokratik yollarla mutlaka varırım.
Çok uzak gözüken bir politikaya demokrasi ile geçebilmek için oy verenlerin kesişim noktalarını ve yeşil alanları doğru tespit etmek gerekiyor. Burada dikkat etti iseniz, kırmızı hedef için, seçimleri iki kutuplu, iki politikadan birini seçecek hale getirmek gerekiyor. Örneğin başörtüsüne karşı mısın değil misin? Yeşil alanlara göre ani politika dönüşleri yapmak gerekiyor. Örneğin bugün Suriye’li sığınmacıları desteklerken yarın karşı çıkmak, bugün Kürtlerle yarın milliyetçiler ile görüşmek.
Seçmenin fikri yıllar boyunca hiç değişmese, fikirleri hep aynı kalsa da kimsenin istemediği uç hedefe demokratik sistemde bu şekilde matematik olarak kolayca varılabilir.
Bu teorinin adı McKelvey–Schofield kaos teorisi. Matematiğe inanmayan ve matematiği fazla sevmeyen halkımız durumu kaynayan kurbağa sendromu ile izah etmeye çalışıyor.
Kaynak:
- https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/0022053176900405
- https://en.wikipedia.org/wiki/McKelvey%E2%80%93Schofield_chaos_theorem
Bir yanıt yazın