İHANET DEĞİLSE NE ?

            Şu Yalova kaymakamının tutumu konusunda değişik görüşler var.

            ‘İktidar bloku’nun sözcülerine göre ‘demokratik hak’kını kullanıyor.

            Ve ‘demokratik’ olarak, iktidara da muhalefete de istediğini söylemekte.

            Ancak bu ‘fizik öğretmeni’nin Türkiye’nin ‘en önemli sorun’unun ne olduğunu bilmemesinin olanak ve olasılığı var mıdır?

            Hayır yoktur ve  ‘(…)  gibi’ bilmektedir.

            Kendisi ve partisinin bu sorunu çözmeye yetkin ve yeterli olmadığını da bilmekte midir?

            ‘…  gibi’ bilmektedir.

            Eğer öyleyse, bu ‘çılgınlık’, bu ‘hezeyan’, bu ‘alçaklık’ ve bu ‘hainlik’i neden yapıyor olabilir?

            Tek sözcükle ‘satılmışlık’.

            Evet bu ‘Yalova kaymakamı’, ‘İktidar bloku’ tarafından satın alınmış bir ‘piyon’undan başka bir şey değildir.

            Peki ama neden satın alınmış olabilir?

            Birinci olarak, yapabilirse cumhurbaşkanlığı seçimini ‘ikinci tur’a bıraktırmak ve ikinci olarak ‘Millet İttifakı’nın meclis çoğunluğunu sağlamasını engellemek.

            Şimdi bu iki önemli konuda, ‘iktidar bloku’nun neler vermeye hazır olduğunu tahmin edebiliyor musunuz?

            Deyim yerinde ise, namusları dahil vermeyecekleri hiçbir şeyleri yoktur.

            Adamları ‘ipten almak’ gibi bir işlev sözkonsudur ve zırzop bir ‘fizik öğretmeni’ bir başına bu işlevi yüklenmiş bulunmaktadır.

            Yapılan anketlere göre %3 ile %6 arasında bir oy alması sözkonusu olabilir diyorlar.

            Eğer böyleyse, cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalma olasılığı kuvvetlenebilecektir.

            Ancak ondan da önemlisi, diyelim %6lık bir oy oranı ile kendisinin milletvekili çıkarması mümkün olmazken, Millet İttifakı’ndan koparılmış bu ‘boş oylar’ iktidar blokuna milletvekili olarak yazılabilecektir.

            Böylece ikinci tura iktidar blokunun meclis çoğunluğunu da almış olarak girmesi sözkonusu olabilecektir.

            Bir taşla üç kuş vurmak diye buna denir işte.

            Ve işte bu taşkafalı Yalova kaymakamına bu hesaplar ayrıntısıyla anlatılmış ve bedeli ne ise ödeneceği garanti edilmiştir.

            Bu satılmış, bu alçak, bu namussuz, bu hain fizik öğretmeni sakın ‘vatan-millet’ edebiyatı yapmaya kalkmasın.

            Sakın ‘demokrasi’, ‘demokratik hak’, ‘millet iradesi’ gibi sözcükleri anmaya yeltenmesin.

            O arada, ona artık yüzde kaç ise, oy verenleri de anmadan geçmek olmaz.

            Sizler de, ey Yalova kaymakamı’nda bir cevher görenler, sizler de en az onun kadar büyük bir suçun işlenmesine ortak olacaksınız demektir.

            Tek tek isimlerinizi bilmeyeceğiz ama, her görüldüğünüz yerde nasıl anılacağınızı şimdiden tahmin etmek çok zor olmasa gerektir.

            Ancak ve ne var ki, bütün bunlara karşın umulan amaca varılmayabilir ve bu (…)’in oy oranları önemsenmeyecek kertede kalabilir.

            Ki, büyük olasılıkla öyle olacaktır.

            Ne var ki, Yalova kaymakamına söylenilen her söz yerini bulacak ve kendisinin insan içine çıkması mümkün olmayacaktır.

            Her görüldüğü yerde yüzüne tükürülmesinin önüne geçilmeyecektir.

            Bunu o da ‘(… ) gibi’ bilmektedir.

            CHP/DSP rekabetinin olduğu günlerde hem İstanbul ve hem de Ankara Belediye başkanlığı yüzde değil ama binde bilmem kaç oyla kaybedilmedi mi?

            Oysa bu iki partinin oyları toplamı kazandığı söylenilen oyların iki katı kadar ediyordu.

            Bu taşkafa bunları da bilmiyor mu?

            ‘(…) gibi’ biliyor.

            Ancak heyhat, herif illa bölücülük yapacağım diyor.

15 Mayıs sabahı, bakalım bunca uyarı ve bunca öngörü boşuna mı yapılmış yoksa ‘gerçek’ bir yönü de var olacak mıymış?

Bütün bu sayılanlar gerçekleşmese bile, onun insan içine çıkmasının olanak ve olasılığının kalmayacağı kolaylıkla söylenebilir.

Her koşulda o artık tükenmiş bir eski politikacı ve şaibeli ve şeddeli bir alçak olarak anılacaktır.