Davutoğlu’ndan flaş açıklama

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AB Dönem Başkanı ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile baş başa ve heyetler arası görüşmesinin ardından basın toplantısı düzenledi. Görüşmede, AB ilişkileri, mülteciler ve terörle mücadele konuları ele alındı.
Davutoğlu, ABD’nin PYD’yi terör örgütü olarak görmemesine ilişkin bir soru üzerine, “Terör insanlık suçudur. Büyük bir suçtur ama terör kadar tehlikeli olan bir şey var ki terör örgütleri arasında ayrım yapıp, şu terör örgütü benim için zararlı değil ise bunu terör örgütü olarak saymayalım denilen bir tavır olacaktır. Bütün devletler terör örgütlerine karşı ortak tavır almazsak ve bize zarar vermeyen terör örgütlerini masum göstermeye çalışırsak, bütün terör örgütlerine yardım etmiş gibi olumsuz bir tavırla karşı karşıya kalırız. PKK, Türkiye için AB için bütün ABD için terör örgütüdür. PKK terör örgütü ise, PKK uzantısı olan ve eğitimini Kandil’de alan, Kandil’den yönetilen PYD, YPG terör örgütü mü değil mi? Olmadığını söylüyorsa ya Ortadoğu’daki gerçeklikten ya Irak’tan ya da Sincar üzerinden Suriye’ye sağlanan destekten ya Kandil’de eğitilen Suriyeli PYD’li teröristlerden habersiz demektir” dedi.
“Birisi PKK terör örgütüdür ama YPG terör örgütü değildir diyorsa; eldeki bu istihbaratlara rağmen, o zaman biz samimiyet sorgulaması yaparız” diyen Davutoğlu şöyle devam etti:
‘Suriye’de vururuz’
“11 Eylül olduğunda Türkiye ABD yanında yer aldı. Teröre karşı faaliyetlerinde teröre karşı mücadeleye katkıda bulundu. Açık ve tehdit olan PKK uzantısı YPG’nin terör örgütü olmadığı tezini savunmak, terör karşı verilecek mücadeleye en büyük darbedir. Köklü ilişkilere sahip olduğumuz ABD’nin bu konudaki tutumunun netleşmesini beklemek hakkımızdır. Washington’a da dost ülkelere de sesleniyorum, Türkiye’ye zarar vermekle birlikte başka ülkelere zarar ermediği için mazur görülen terör örgütleri bir müddet sonra en büyük zararı diğer ülkelere de verirler. PYD, Suriye’de rejim ile işbirliği yapmış, Rusya ile işbirliği halinde sivillere saldırmaktadır. Buna dair belgeler de ortadadır. Terör irtibatları ortada. Müttefikimizden açık tavır beklemek hakkımız. Kendileri ile görüşüyoruz. Bilinsin ki, teröre karşı Türkiye içinde verdiğimiz mücadeleye eğer Suriye’den de destek geliyorsa, ki geliyor, Türkiye’ye dönük bir tehdit olduğunda biz Irak’a dönük aldığımız tedbirler Kandil’e dönük aldığımız tedbirler neyse Suriye’deki terör odaklarına karşı da aynı tedbirleri alırız. Türkiye’ye saldırı düzenlediği için DEAŞ mevzileri nasıl koalisyon uçakları ile vurduysak, Türkiye sınırlarındaki DEAŞ mevzilerini top atışları ile nasıl hedef aldıysak Türkiye’ye zarar veren her terör örgütüne de aynı muameleyi gösteririz dostlarımızdan da bizim yanımızda ve terör örgütlerinin karşısında olmasını bekleriz”
Bizim kimseden nasihat almaya ihtiyacımız yok
Davutoğlu, Rutte ile görüşmede Türkiye AB ilişkilerini ve mülteci krizini ele aldıkları belirterek, “Mülteciler sorunu tek başına çözülmeyeceği insanlığın mesesi olduğunu fark ettikçe işbirliği alanları genişledi” diye konuştu.
‘Suriye sınırı açık’
Türkiye’nin Halep’ten kaçanlara sınırı açığp açmayacağına dair bir soru üzerine Davutoğlu şunları söyledi: “Suriye sınırı hiç kapanmadı. Türkiye ağır yüklerine rağmen sınırını açık tutmuş, 2.6 milyon kardeşimize sınırını açık tutmuştur. Suriye sınırı, yüreğimiz evimiz açıktır. Suriye için bugüne kadar kılını dahi kıpırdatmayan çevrelerin; BM de buna dahil, mülteci akınına yol açan Rus bombardımanına dur demeyenlerin dönüp Türkiye’ye sınırlarını aç demesi de iki yüzlülüktür. Uluslararası toplum acziyetini Türkiye’ye yıkmamalıdır. Bizim kimseden ders ve nasihat almaya ihtiyacımız yok. 2.6 milyonu alırken sormadık, 60 bini de her türlü imkanı verirken de sormuyoruz. Yaptığımız şey şudur; gelmek isteyenleri alırız ama önceliğimiz Suriye içindeki kamplarda kalmasıdır.”
‘Ufak bir meblağ’
Davutoğlu AB’nin vereceği 3 milyarın yeterli olup olmadığına dair bir soruya da, “Türkiye’ye yapılan yardım değil, Suriye’ye yapılan yardım. 1 kuruş dahi Türkiye için kullanılmayacak. Suriye krizi bağlamında bakıldığında ufak bir meblağ. Yeterli mi böyle bir yardım ile külliyen mülteci sorunu çözülecek demek yanlış olur” dedi.
10 maddeye destek
Rutte de “Biz mülteci sorununu sadece Türk problemi sanıyorduk. Gördük ki, hep birlikte buna karşı mücadele etmeliyiz. Türkiye 2.6 milyon Suriyeli bulunuyor, Türkiye’yi övmeliyiz” dedi. Rutte, Davutoğlu ile Merkel arasındaki 10 maddelik anlaşmaya destek verdiklerini ve NATO’da girişimlerde bulunacaklarını da söyledi. (MİLİYET)
Başbakan Ahmet Davutoğlu, AB Dönem Başkanı ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile baş başa ve heyetler arası görüşmesinin ardından basın toplantısı düzenledi. Görüşmede, AB ilişkileri, mülteciler ve terörle mücadele konuları ele alındı. Davutoğlu, ABD’nin PYD’yi terör örgütü olarak görmemesine ilişkin bir soru üzerine, “Terör insanlık suçudur. Büyük bir suçtur ama terör kadar tehlikeli olan bir şey var ki terör örgütleri arasında ayrım yapıp, şu terör örgütü benim için zararlı değil ise bunu terör örgütü olarak saymayalım denilen bir tavır olacaktır. Bütün devletler terör örgütlerine karşı ortak tavır almazsak ve bize zarar vermeyen terör örgütlerini masum göstermeye çalışırsak, bütün terör örgütlerine yardım etmiş gibi olumsuz bir tavırla karşı karşıya kalırız. PKK, Türkiye için AB için bütün ABD için terör örgütüdür. PKK terör örgütü ise, PKK uzantısı olan ve eğitimini Kandil’de alan, Kandil’den yönetilen PYD, YPG terör örgütü mü değil mi? Olmadığını söylüyorsa ya Ortadoğu’daki gerçeklikten ya Irak’tan ya da Sincar üzerinden Suriye’ye sağlanan destekten ya Kandil’de eğitilen Suriyeli PYD’li teröristlerden habersiz demektir” dedi. “Birisi PKK terör örgütüdür ama YPG terör örgütü değildir diyorsa; eldeki bu istihbaratlara rağmen, o zaman biz samimiyet sorgulaması yaparız” diyen Davutoğlu şöyle devam etti: ‘Suriye’de vururuz’ “11 Eylül olduğunda Türkiye ABD yanında yer aldı. Teröre karşı faaliyetlerinde teröre karşı mücadeleye katkıda bulundu. Açık ve tehdit olan PKK uzantısı YPG’nin terör örgütü olmadığı tezini savunmak, terör karşı verilecek mücadeleye en büyük darbedir. Köklü ilişkilere sahip olduğumuz ABD’nin bu konudaki tutumunun netleşmesini beklemek hakkımızdır. Washington’a da dost ülkelere de sesleniyorum, Türkiye’ye zarar vermekle birlikte başka ülkelere zarar ermediği için mazur görülen terör örgütleri bir müddet sonra en büyük zararı diğer ülkelere de verirler. PYD, Suriye’de rejim ile işbirliği yapmış, Rusya ile işbirliği halinde sivillere saldırmaktadır. Buna dair belgeler de ortadadır. Terör irtibatları ortada. Müttefikimizden açık tavır beklemek hakkımız. Kendileri ile görüşüyoruz. Bilinsin ki, teröre karşı Türkiye içinde verdiğimiz mücadeleye eğer Suriye’den de destek geliyorsa, ki geliyor, Türkiye’ye dönük bir tehdit olduğunda biz Irak’a dönük aldığımız tedbirler Kandil’e dönük aldığımız tedbirler neyse Suriye’deki terör odaklarına karşı da aynı tedbirleri alırız. Türkiye’ye saldırı düzenlediği için DEAŞ mevzileri nasıl koalisyon uçakları ile vurduysak, Türkiye sınırlarındaki DEAŞ mevzilerini top atışları ile nasıl hedef aldıysak Türkiye’ye zarar veren her terör örgütüne de aynı muameleyi gösteririz dostlarımızdan da bizim yanımızda ve terör örgütlerinin karşısında olmasını bekleriz” Bizim kimseden nasihat almaya ihtiyacımız yok Davutoğlu, Rutte ile görüşmede Türkiye AB ilişkilerini ve mülteci krizini ele aldıkları belirterek, “Mülteciler sorunu tek başına çözülmeyeceği insanlığın mesesi olduğunu fark ettikçe işbirliği alanları genişledi” diye konuştu. ‘Suriye sınırı açık’ Türkiye’nin Halep’ten kaçanlara sınırı açığp açmayacağına dair bir soru üzerine Davutoğlu şunları söyledi: “Suriye sınırı hiç kapanmadı. Türkiye ağır yüklerine rağmen sınırını açık tutmuş, 2.6 milyon kardeşimize sınırını açık tutmuştur. Suriye sınırı, yüreğimiz evimiz açıktır. Suriye için bugüne kadar kılını dahi kıpırdatmayan çevrelerin; BM de buna dahil, mülteci akınına yol açan Rus bombardımanına dur demeyenlerin dönüp Türkiye’ye sınırlarını aç demesi de iki yüzlülüktür. Uluslararası toplum acziyetini Türkiye’ye yıkmamalıdır. Bizim kimseden ders ve nasihat almaya ihtiyacımız yok. 2.6 milyonu alırken sormadık, 60 bini de her türlü imkanı verirken de sormuyoruz. Yaptığımız şey şudur; gelmek isteyenleri alırız ama önceliğimiz Suriye içindeki kamplarda kalmasıdır.” ‘Ufak bir meblağ’ Davutoğlu AB’nin vereceği 3 milyarın yeterli olup olmadığına dair bir soruya da, “Türkiye’ye yapılan yardım değil, Suriye’ye yapılan yardım. 1 kuruş dahi Türkiye için kullanılmayacak. Suriye krizi bağlamında bakıldığında ufak bir meblağ. Yeterli mi böyle bir yardım ile külliyen mülteci sorunu çözülecek demek yanlış olur” dedi. 10 maddeye destek Rutte de “Biz mülteci sorununu sadece Türk problemi sanıyorduk. Gördük ki, hep birlikte buna karşı mücadele etmeliyiz. Türkiye 2.6 milyon Suriyeli bulunuyor, Türkiye’yi övmeliyiz” dedi. Rutte, Davutoğlu ile Merkel arasındaki 10 maddelik anlaşmaya destek verdiklerini ve NATO’da girişimlerde bulunacaklarını da söyledi. (MİLİYET) - davutoglu16701

Yorumlar

  1. Mustafa Aslan Aksungur avatarı
    Mustafa Aslan Aksungur

    net) Ekler11 Şub (1 gün önce)
    İLGİLİ SİTE LİNKİ : http://yasamdanyanayiz.com ÖZEL BÜRO NOTU : İçinde “Barış…

    Mustafa Aksungur
    11 Şub (1 gün önce)

    Alıcı: ozel-buro-isti.

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci-Araştırmacı-Yazar

    Memurevleri Mah.Tonguç Cad.205Sok.No: 2/44

    ANTALYA

    0 535 445 55 11 maslanaksungur@gmail.com

    71

    DİNDİRİN BU KANI! I.

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    Güzel Türkiye’mizin Yüksek makamlarında: (Diyelim ki, 4000) Makam Sahibi var. Bunların çevresinde bunlara DALKAVUKLUK yapmak icin Dört dönen DÖRT MİLYONU AŞKIN ÇIKAR DALKAVUĞUUZ APORT beklemetedirler. Bu İTLERİN Payları, bekledikleri kemik kırıntları önlerine atılmazsa, sahiplerini bile DALAMAYA kalkışırlar. Bunları böylece blelim..!
    Şunu da bilelim ki bu Yüksek Makam sahiplerimizin hiç birisi, CUMHURBAŞKANIMIZ bile olsalar, bu dalkavuklardan güç almadan, onları maşa olarak kullanmadan İNSANLIĞA AYKIRI İŞLEVLER İÇİN “OLUR!” veremezler; imza koyamazlar! Maçaları sıkmaz!

    Maşasız meşe koru tutulmaz! Tutmaya kalkışanın Elleri yanar.

    HIRSIZLIĞA + YOLSUZLUĞA + PETROL KAÇAKÇILIĞINA … vd. vd. Akla gelen tüm yolsuzluklara, aykırılıklara cesaret edemez olurlar! İmza atamazlar!

    Durum böyle olunca da, YETMİŞ YILDIR yaşadığımız tüm kanunsuz eylemler, usturayla kesilmişçesine şirrrp diye kesilir. Yüce Türk HALKI da, topluca hepimiz BİRDEN rahat bir nefes alırız. İşimize gider, işimizden gelir, işimizi kotarır İNSANCA, İNSAN gibi yaşarız..!
    İşte o zaman, gerek bilerek, gerekse bilmeksizin, ruhumuz bile duymaksızın SÖMÜRÜLEN BİZLER VE DE O (74) MİLYON İNSANIMIZDAN hiç birimiz, kanımızı o yetkili Makam sahibi sömürgenlerimize içirtmeyiz, sömürtmeyiz..!

    Hoş, zaten o sömürgen sınıf temsilcilerinin, makam sahiplerinin hiç birisi de sömürmeyi gündemine almak şööyle dursun, akıllarından bile getiremez olurlar ol zamanlar…

    SÖMÜRÜLEN Bu 74 milyon insan, (İçinde ben de varım.) Uyanmak, bir yumruk olmak zorundayız… Gelin uyanalım..!
    Bir elde beş parmak var. Parmaklarımızı ayrı ayrı tuttuğumuz zaman avucumuzda su bile eğleşmez. Hiç bir maddeyi tutamayız! Onları birleştirdik miydi, her hakkımızı alır, her şeyi avucumuzla tutar, avucumuzun ortasında buluruz..!
    Eee, öyleyse: Eyy o özel çıkarcılar dışındaki 74 milyon HALK İNSANI!

    Gelin 74 yıldır yattığımız bu “Eshab-ı Kehef Uykusundan” uyanalım artık! Şu DÖRT MİLYONCUK ÇIKARCILAR GÜRUHUNU, ÇIKAR DALKAVUKLARINMIZI, eğer istersek tükürüğümüzle boğarız..!

    Gelin isteyelim, BOĞALIM, YOK EDELİM DALKAVUK GÜRUHUNU..!

    m.a.a.

    ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM..! Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için senin yardımına ihtiyacım var.

    Hemen şimdi 30 saniyeni ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız? İşte linki:

    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci- Araştırmac-

    Yazar. Memurevler Mah Tonguç Cd 205 Sok No 2/44

    ANTALYA

    Tel: 0535 445 55 11 maslanaksungur@gmil.com

    72

    DİNDİRİN BU KANI! II.

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    “-Söz, özü dışa yansıtan bir dış-bükey aynadır!” Diye başlarsam söze ve de:

    “Bilimin dalkavuğu olamaz! Gel bil ki insanlık için Bilgenin dalkavuğu, cehlin (Bilmezin) dalkavuğundan bin bir-iki kez daha yıkıcıdır; bin-üçyüz beş kez daha tehlikeli olur!” Diye sürdürürsem sözlerimi; acab’ola ki, sizler ne buyurursunuz benim bu yadsınamaz “doğrularıma…”

    Sizlerin ne buyuracağınızı pek bilemem kuşkusuz ben… Ama sizlere şunu arz edeyim ki:

    “Tek başına da kalsan, doğru bildiğin yolda yürü ya Mustafa!” Diyor beyin kıvrımlarıma sığamayan aklım bana…

    Düşünüverelim biyol, bir ülkede normal yargı kurumları varken, bunlar görevlerini hiç bir etki altında kalmadan, düpedüz, onurluca yapıp dururlarken, onlarla yetinmeyen, o ülkeye “Özel Mahkemeler” kurulmasına ve bu Mahkemelere: “Özel Yargıçlar + Özel Savcılar” atanmasına, özel yetkilerle donatılmalarına “Parmak Olur”u vermek ne demektir..? Hem de Millet Adına…

    Ben buna: “Halk Düşmanlığıdır + Diktatör Dalkavukluğudur!” diyorum. Yanılmışsam Eger, adını sizler koyunuz lütfen de, ben de öğreneyim. Yanlışımı görrsem yanlışımdan döneyim.

    “Yanlışlarından dönmek gibi yüce erdem olamaz..!” Demiş büyüklerimiz.

    Bu: “Özel Yasaları” öneren kişilere, kurumlara, bu istemi yasalaştıran Meclise, yürürlüğe koyan yetkili makamlara, hele hele bu yetkili katlara DALKAVUKLUK yapan, yandaş parmakçı kaldıraç makinalarına…

    “Kavakta nar biter mi?” diyen her üst görevlisinin önünde eğmeç gibi eğilerek:

    “Hem de kafam gibi gibi biteeer Âmirim, Bakanım.. Başbakanım..Cumhurbaşkanım..!” Diyen yetki ve oy sahibi sözde “Bilge”lerin yıkımını, hangi “Bilmez”in kazması, küreği, dinamidi, beyni, yüreği, gücü, teni, teri… hatta, hatta, o kutsal denilen “Oyu” ve onun arkadan gelecek olan “Soyu” düzeltebilir acaba..?

    Bunun doğru yanıtını bulmak için şu bizim: 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri çalışmalarına bir bakıvermemiz yeter de artar bile…

    Bir ülkeye en büyük kötülüğü yapan, o ülkenin “Diktatörü” değildir Dostlarım; o diktatöre diktatörlük yolunu açan, çevresinde kümelenmiş olan kişiliği paçavralaşmış “Çıkar Dalkavuklarıdır. Çıkar Güruhlarıdırlar! Bunlar Milletin vekilleri değil, ÇIKARLARININ Tutsaklı vekilleridirler!”

    Düşünün biyol: Çevresindeki dalkavukları olmasa, 17 ve 25 Aralık olayları, böylesine sessizce örtülebilir miydi şu Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde, ve de dışında? Örtülmek şöyle dursun, “Cumhurbaşkanlığı makamı ile Ödüllendirilebilirler miydi? Onu isteyen kahramanlar?

    “Akıl için yol birdir!” demiş atalarımız. Akllarımızı başımızdan hiç bir RÜŞVET ayıramasın lütfen…

    Yaptığı her yolsuzluğa, her kanunsuzluğa:

    “Pek güzel yapıyorsunuz Başkanım, Başbakanım, Yan bakanım, Dik çakanım!” diyen dalkavukları olmasa, yasaları çiğneye çiğneye kim, nasıl Cumhurbaşkanlığı Makamına, tereyağından kıl çeker gibi bu denli kolaylıkla çemrenip çıkabilirdi ki?

    Ben, onu-bunu bilmem; bildiğim bir şey varsa, o da: Her Ulusun, yok olmamak için yok etmesi gereken en başta gelen baş “DÜŞMANI”: O Ulusun başına çöreklenen “Diktatörü” değildir. O Diktatöre o makamı açan, Dikatörün çevresinde dört dolanan Çıkar Dalkavukları Güruhudur. Halkımızın ve ülkemizin selameti için en başta gelen görevimiz: Bu güruhları yok etmek DALKAVUKLUĞU ortadan kaldırmaktır.

    Yüce Türk Halkları adına, her Halk severin, her İnsan severin “Birincil Görevi”:

    DİKTATÖRÜNÜ yok etmek değildir! O diktatöre cesaret veren, destek olan, DALKAVUKLUK yapan Dalkavuklar sürüsünü, Derintilerini yok etme-kutsal görevidir…

    Eyy Yüce Türk Halkı: Buyurun Kutsal Görev için iş-başına..!

    İşimiz, Diktatörlerimizi yok etme savaşımı değildir. Diktatörlere Cür’et, Cesaret ve Yetki veren DALKAVUKLAR kümesini yok etme savaşımıdır..!

    Şu son iki binli yıllar içinde öylesine de çoğaldılar ki bu dalkavuk deriltileri, affedersiniz: Halkımızın o dopra deyimiyle:

    “*ikimizi sallasak, kesinkes bir dalkavuğumuzun kıçına dokunur!” Oldu… İşte bu kesimine çoğalttık bu çıkar dalkavukları srsünü şu sahipsiz Ülkemizde…

    Bu Dalkavuklarımızı yok etmediğimiz sürece, Ulusçak, tümden “Yok Olma” sorunuyla karşı- karşıya kalacağımızı bilmemiz ve gerekenleri yapmak için bu konuyu bilincimizden hiç çıkarmamamız gerekir..!

    Benden söylemesi. Ötesini Yüce Türk Halkımızın beyni, vicdanı ve “OY!”Ları bilecek artık… m.a. a.

    “-ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM!” Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için sizlerin yardımlarınıza ihtiyacım var.Hemen şimdi 30 saniyenizi ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız LÜTFEN? Buyurn, İşte Linki:

    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim

    ÖZEL ÇIKARCILAR DIŞINDAKİ 74 MİLYON HALK İNSANIMIZI: ÇIKARCI DALKAVUKLARI YOK ETMEYE ÇAĞIRIYORUM!

    Mustafa Aksungur

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci-Araştırmacı-Yazar

    Memurevleri Mah.Tonguç Cad.205Sok. No: 2/44

    ANTALYA

    0 535 445 55 11 maslanaksungur@gmail.com

    73
    DİNDİRİN BU KANI: III.
    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    Oturdukları “MAKAM KOLTUKLARININ” verdiği yetkileri kötüye kullanan; ÇIKAR SAĞLAMAK icin Milletin başında boza pişiren Milletvekilleri… Bakanlar… Başbakanlart… Cumhurbaşknları ve yetkilimakam sahipleri! Sizleredir sözüm:
    Verdiğiniz keyfi kararlarınızdan ve yasadışı emirlerinizden ötürü, tüyü bitmedik yetim-yetameden tutun da, tüm 77 milyonTürk Halkına karşı iliklerinize dek günahlı, iliklerinize dek sorumlusunuz…
    Şunun şurasında, en uzun yaşayan insan, 60, 70 yıl, haydi bilemedin, 100 yıl yaşıyor. Eee, düşünüverelim biyol, değer mi şu YÜZ YILLIK bir çıkar saltanatı için kıyamete kadar o ateşli CEHENNEM BALÇIĞININ batağınıp kıvranmaya..?

    Valiler, Kaymakamlar, Yargıçlar, Savcılar, Kumandanlar, Amirler, Memurlar ve digerleri..!
    Amirlerinin emirlerine uyarak ya da rüşvet alarak yasadışı işler yapan tüm yetki sahipleri, sizler de en AZ sizleri atayan makam sahipleri kadar kanlı, kirli bir GÜNAH BALÇIĞININ Çıkmazına gömülür, GÜNAH ÇAMURUNDA debelenir durursunuz… Unutmayın ki: “Yerin üstü varsa, altı da vardır!” Demiş Atalarımız. Yasadışı emirlerde amir, memur, üst alt diye bir özür tanınmaz.
    Bu dekicik anımsatmalardan sonar, gelelim şimdi de 2016 Türkiye’sinin barış içindeyken verdiği savaş telafetine:
    88 YAŞINDAYIM. Bir TC. Vatandaşıyım. İnanın içtenliğime, Televzyon açmaya, Haber dinlemeye, Gazette okmaya korkar oldum. Gün geçmiyor ki Iki, üç, beş Mehmetçiğimizi şehit vermemiş olalım. Kurtuluş Savaşı şehitlerimizi geçti nerdeyse teröre verdiğimiz kurbanlarımızın sayıları…
    Ateş düştüğü yeri yakar. O şehit analarının, o şehit babalarının, o şehit bacılarının, o şehit yakınlarının yüreklerini yakmaya şu bizim DEVLET SORUMLARIMIZIN ne hakları var Allah aşkna..?
    Böylesi kanlı ölüm acılarını yaşayan Halk İnsanları:
    “-İlâhi senin de başına gelsin de, en kıymetlilerinin canında bul..!” Diye SORUMLULARA ilenir dururlar…
    Bizim gani gönüllü yüce HALKIMIZ bunu bile gönül indirmiyor.
    Anlayın artık..! Dindirin bu kanı..! m.a.a.

    “-ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM!” Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için sizlerin yardımlarınıza ihtiyacım var.Hemen şimdi 30 saniyenizi ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız LÜTFEN? Buyurn, İşte Linki:

    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim

    ÖZEL ÇIKARCILAR DIŞINDAKİ 74 MİLYON HALK İNSANIMIZI: ÇIKARCI DALKAVUKLARI YOK ETMEYE ÇAĞIRIYORUM!

    Mustafa Aksungur

    74

    DİNDİRİN BU KANI! IV

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    11 Şubat 2016 05:58 tarihinde Özel Büro (Digi.Security.Isnet) yazdı:

  2. aira avatarı
    aira

    yazılarınızı yazar girişi yaparak gönderiniz lütfen, aksi takdirde hesabınız bloklanabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir