DEPREM DEĞİL, SİYASİ VE BÜROKRAT SORUMLULAR FELAKETTEN SORUMLUDUR!
DEPREMLERDE ÖLÜM KADER DEĞİLDİR.
DEPREMLERDE TEDBİR ALMAMAK PLANLANMIŞ BİR CİNAYETTİR.
DEPREMLERDE MAL VE CAN KAYIBI
KADER VEYA TAKDİRİ İLAHİ DEĞİLDİR.
TAKDİRİ SİYASİDİR.
VE BUGÜNDEN SONRA SON DEPREMDEKİ MİLLİ FELAKETTEN SORUMLU OLAN SORUMLULAR DERHAL YARGILANMALI VE CEZALANDIRILMALIDIR.
ARTIK DEPREMDEKİ SORUMLULAR, BUGÜN OLDUĞU GİBİ PİŞKİN PİŞKİN ORTADA GEZİP NUTUK ATMAMALI, ATAMAZ HALE GETİRİLMELİ VE DERHAL HESAP VERMELERİ VE İSTİFALARI SAĞLANMALIDIR.
SON Kahramanmaraş depreminde’de görüldüki, bilime karşı çıkarak yapılan sorumsuzluklar, insan ihmali, hatası, oburluğu Türk Mileti’ne çok pahalıya patlamıştır.
Bugün maddi, manevi ve insan kaybı ölçülemez boyutlarda ve çok karmaşıktır.
Depremin olacağı bilindiği halde tedbir almayan siyasi ve bürokrat yöneticiler, kendi sorumluluklarını göz ardı edip, depremdeki sorumluluk payı
suçunu, kader ve Allah’a yıkıp, takdiri siyasiye takdiri ilahi diyerek kurtulamaz.
Çünkü, bugünkü bilim çağında, deprem öldürmez, liyakatsiz insanların insan hataları, ihmalleri, bilim ve akıl düşmanlığı, cahilliği, aşırı kar ve siyasi rant oburluğu insanları öldürür sözü çok geçerli bir sözdür.
Japonya’da 7,8 şiddetindeki deprem den daha büyük depremlerde çeşitli yerlerde insan ve maddi kayıpların çok az yada hiç olmaması bunun bir bilimsel ve görülür ispatıdır.
Bu anlamda, bu konuda yapılacaklar, Japonlardan ve jeologlardan bilim verileri kullanılarak öğrenilip ve Türkiye’de de uygulanabilinir.
Fakat şu anda, olması gereken ise, gösterdiği dayanışmanın yüz akı olan Türk milleti hafızasını kaybetmeden, acısınıda yaşayarak sorumlulardan hesap sorulması talebini, zamana yaymadan, unutmadan ve unutturulmadan millet olarak acilen yükseltmelidir.
Bunun içinde öncelikle, son depremle ilgili olarak, siyasilerin, bürokratların, mimar ve mühendislerin, zabıtaların, müteahhitlerin, kalfaların, ustaların, finansçıların ve şirketlerin yargılandığı ve hakim, savcı, avukat, hukukçu, jeolojist, sismolog, mühendis, mimar, sosyolog, psikolog, psikiyatrist, ekonomist, tapu kadastrocu, Arama ve Kurtarma görevlisi, şehir plancısı, finansçı ve bunun gibi teknik, sosyal ve bilimsel tanım koyacak bilir kişilerden oluşan tam bağımsız ve tam yetkili çok bir özel mahkeme oluşturulmalıdır.
Ve bu çok özel yetkileri olması gereken mahkemeye doğrudan bağlı olacak deprem araştırma ve deprem sorumluları komisyonları kurulmalı ve bu konudaki net yargılanmalara destek sağlanmalıdır.
Bu çok özel yetkili mahkeme ve komisyonlar için uluslararası düzeyde bu konudaki bilir kişi ve çalışmalar yapan kişi ve kurumlardanda gerekli olduğunda takviye sağlanmalı ve herkes tarafsız ve bağımsız olarak işini gerçekten millet adına kısa sürede ve öz olarak yapmalıdır.
Ayrıca, son depremde, özellikle deprem öncesi, sırasında ve sonrasındaki işleyen süreçte ve özelliklede son 20 yıldır olan süreçte bugüne kadar görev yapmış olan Cumhurbaşkanı, Başbakan, Hükümet bütokratları, TBMM’de ki komisyonlar, Belediyenin siyasi liderlikleri ve bürokratları, ilgili bakanların ve bakanlık bürokratların sorumlulukları bu mahkeme ve komisyonlar tarafından irdelenip yargı ve millet önüne çıkarılmalıdır.
Toplumsal olarak bu tam yetkili olması gereken özel mahkeme ve komisyonun faliyetlerinin belli bir süre içinde ve milli tatmin açısından sonuç göstermesi için, depremle ilgili olarak 3 yıllık bir süre içinde mahkemeler sonuçlanmalı ve felaketteki sorumlularadan hesap sorulmalı ve bu konuda felaketten sorumlu olan sorumlulara en ağır milli cezalar verilmelidir.
Ayrıca, şu anda da acilen toplumsal bir talep olarak, depreme ilişkin sorumlulukları olan ve son 20 yıldır ve şu andaki siyasi ve bürokrat sorumluların ise, bu konuda da sivil iradenin sorumlulardan hesap sorma taleplerinin somut olarak sağlanması için örgütlü toplumsal muhalefet oluşturuluşturulmalı, siyasi ve bürokrat sorumluların toplumsal somut taleplerle istifası istenmeli veya görevdeki sorumlu kişilerin hangi makam ve konumda olduğuna bakmadan görevden el çektirilmesi ve istifası sağlanmalıdır.
Çünkü bugünkü bilim çağında, deprem değil, sorumsuzluk, rantçılık, aç gözlülük, adam kayırmacılık, yolsuzluk ve rüşvetçilik insan öldürmektedir.
Kısacası deprem bilinen bir doğa olayıdır.
Felaketi önlemek için tedbir almamak ise takdiri ilahi değildir.
Takdiri siyasidir.
Bu konuda, bu milli felakette kendini uyanık sanıp takdiri siyasi oluşturanlardan ve sorumlu bürokratlardan hesap sormanın takdiri ise Türk Milletinindir.
Sadece Türk Milletinindir.
Her zaman olduğu gibi;
Atatürk’le kalın
Cumhuriyetle kalın
Bilimle kalın
Akılla kalın
Hoşçakalın
Sefa Yürükel
Bir yanıt yazın