Türkiye AİHM’de Terfi Ederek Birinci Oldu Ama?


Rusya’nın Avrupa Konseyi’nden dışlanması sonucunda Avrupa Konseyi organı olan AİHM’in geçen hafta  açıklanan 2022 bilançosuna göre  Türkiye, Mahkeme’ye en fazla dava başvurusu olan ülke  olmuştur. AİHM kararları üye devletler için bağlayıcıdır.  Kararlar ulusal hukuk düzeninde derhal sonuç vermez,  ülke mahkeme kararlarını, düzenlemelerini ya da yasaları hükümsüz kılmaz. Mahkeme’ye başvurmaya karar veren Türk vatandaşlarının, Mahkeme İçtüzüğü’nün 47’nci  maddesine uygun olduğundan ve bu maddede belirtilen tüm bilgi ve belgeleri içerdiğinden emin olmaları gerekir. İçtüzüğü’nün 47’nci  maddesinde belirtilen bilgi ve belgeler tam olarak sunulmaz ise   şikayetler incelenmez.

Rusya'nın Avrupa Konseyi'nden dışlanması sonucunda Avrupa Konseyi organı olan AİHM’in geçen hafta  açıklanan 2022 bilançosuna göre  Türkiye, Mahkeme'ye en fazla dava başvurusu olan ülke  olmuştur. AİHM kararları üye devletler için bağlayıcıdır.  Kararlar ulusal hukuk düzeninde derhal sonuç vermez,  ülke mahkeme kararlarını, düzenlemelerini ya da yasaları hükümsüz kılmaz. Mahkeme’ye başvurmaya karar veren Türk vatandaşlarının, Mahkeme İçtüzüğü’nün 47’nci  maddesine uygun olduğundan ve bu maddede belirtilen tüm bilgi ve belgeleri içerdiğinden emin olmaları gerekir. İçtüzüğü’nün 47’nci  maddesinde belirtilen bilgi ve belgeler tam olarak sunulmaz ise   şikayetler incelenmez. - Screenshot 1

Bireysel başvuru, Mahkeme başka türlü karar vermedikçe, Yazı İşleri Müdürlüğü’nün hazırladığı başvuru formu ile yapılır. Başvuru formunda,  ilgili bölümlerde istenen tüm bilgilerin  bulunması gerekir. Türkçe kaynakta açıklayıcı bilgi vardır. )

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni imzalayan ülkelerden biri tarafından Sözleşme’de ve Ek Protokoller’de belirlenen haklarının ihlal edildiğini düşünen herkes mahkemeye başvurabilir. AİHM madde  35 kapsamına göre başvuru sahibinin iç hukuk yollarını tüketmesi ve kesin karar tarihinden sonra 4 ay içinde mahkemeye başvurması gerekir.  (https://inhak.adalet.gov.tr/Home/SayfaDetay/avrupa-insan-haklari-mahkemesine-basvurular-hakkinda-sss28112019034114)

Mahkemeye yapılan başvuruda kullanılan dilin önemi yoktur. Herkes kendi dilinde başvuru yapma hakkına sahiptir. Başvuru sonrası aşamalarda Mahkeme’nin resmi dilleri olan İngilizce ve Fransızca’dan birinin seçilerek yazışmaların bu dille yapılması gerekmektedir. AİHM kararlarının sonuçları http://www.echr.coe.int/ECHR/EN/hudoc  kaynağından  izlenebilir. 1 Mart 2012 tarihinden  sonraki    kararlara  www.inhak.adalet.gov.tr adresinden ulaşmak mümkündür. Mahkeme, başvuru sahibinin sözleşmede tanınan bir hakkının devlet tarafından ihlal edildiği kararına varırsa, “hakkaniyete uygun bir surette, zarar gören tarafın tatminine hükmeder“. Mahkeme’nin kararlarının uygulanıp uygulanmadığı, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından denetlenir.

AİHM’de Sözleşmeye taraf ülke sayısı kadar hakim görev yapar. Hakimler, taraf devletler tarafından sunulan üç kişilik liste üzerinden Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından seçilir. 9 yıllık bir süre için seçilen hakimler bir dönem görev yapabilir ve   70 yaşında emekli olurlar. (Sözleşme, Md. 20-23).  46  Avrupa Konseyi üyesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargı yetkisini tanımaktadır. Mahkeme, Fransa’nın   Strazburg şehrindedir. Hakimler kendi adlarına Mahkemede yer alır, geldikleri ülkeleri temsil etmezler.

AİHM’in  kadın Başkanı İrlandalı yargıç Siofra O’Leary tarafından Strasbourg’daki basın toplantısında açıklanan verilere göre başvuru sayısı  geçen yıl  74 bin 650’ye  ulaşmıştır. Türkiye, 1 Ağustos 2022 tarihinde ilk sıraya yerleşerek birinci olmuştur!..
AİHM’e geçen yıl 2021’e oranla yüzde 61 artışla 3 bin 106 ihtiyati tedbir başvurusu  yapılmıştır.  Bunlardan 1,094’üne olumlu  cevap  verilmiştir. Olumlu cevap içeren ihtiyati tedbir kararlarının 748’ni Belçika’da göç konularıyla ilgili dosyalar oluşturmuştur.

AİHM   2022 yılında   46 üye devlet için   1,163 karar vermiştir.  2022 yılında açıklanan kararların 1,059’unda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin en az bir maddesinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. En çok ihlal “özgürlük ve güvenlik” hakkıyla ilgili 5’nci madde  kapsamındadır. Bu madde ile  ilgili 407 ihlal kararına varılmıştır. Sözleşmenin “işkence ve kötü muamelenin yasaklanması” ile ilgili 3’ncü maddesi  kapsamında 403, “adil yargılanma” hakkıyla ilgili 6’ncı maddesinde  346, “mahkemeler önünde etkili başvuru” hakkıyla ilgili 13’ncü maddesi ile ilgili  237 ihlal belirlenmiştir.

AİHM’e  başvuruların 20 bin 110’u Türkiye kaynaklı hak ihlali şikayetlerinden oluşmaktadır. Bunlar, AİHM’nin toplam iş yükünün yüzde 26,9’una eşittir. Kısaca AİHM toplam mesaisinin dörtte birini Türkiye’yeayırmıştır. Türkiye’ye karşı dava başvurularının yarısını, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası alınan tedbirler kapsamındaki tutuklama, yargılama ve kamu sektöründe işten çıkarmalara bağlı şikayetler olmuştur. Türkiye, Rusya, Ukrayna, Romanya ve İtalya’ya karşı başvurular, AİHM iş yükünün yüzde 74’ünü oluşturmaktadır.

Dava başvurularında Türkiye’yi  Rusya (16 bin 750), Ukrayna (10 bin 400), Romanya (4 bin 800), İtalya (3 bin 550), Yunanistan (2 bin 800), Polonya (2 bin 450) ve Azerbaycan (2 bin 150) izlemektedir.  Dava başvurularında Lihtenştayn en alt sırada yer alırken, Andora’ya karşı 5, İrlanda’ya karşı  10 başvuru bulunmaktadır. AİHM’nin geçen yıl haklarında en çok dava kararı açıkladığı devletler şunlardır:  Rusya (384), Ukrayna (144), Romanya (81), Türkiye (80), Macaristan (35), Polonya (34) ve Moldova (34).
Rusya Federasyonu’nun Şubat 2023’te Ukrayna’yı işgali sonrası Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi  Rusya’nın üyeliğini düşürmüştür.


Türkiye davalarının 73’nde AİHS’nin en az bir maddesinin ihlal edildiğine, beş davada hiçbir ihlal olmadığına, diğer iki  davada ise başka yollarla çözüme hükmedilmiştir. Türkiye’yle ilgili ihlal kararlarında AİHS’nin emniyet ve güvenlik hakkıyla ilgili 5’nci maddesinin 27  defa, mülkiyet hakkıyla ilgili Ek Protokol’ün 1’nci maddesinin 20  defa, adil yargılanmayla ilgili 6’ncı maddenin ise 19 defa  ihlal edildiği açıklanmıştır.
Geçen yıl  Türkiye davalarında dostane çözüm sayısı azalmıştır.  2020 yılında 167, 2021’de 43 olan dostane çözüm sayısı 2022’de 10’a gerilemiştir.

AİHM’in  Türkiye’ye ilişkin 2022 verilerine göre  kararların 73’ünde en az bir hak ihlali bulunduğunu göstermiştir.  Beş kararda ise herhangi bir hak ihlaline rastlanmamıştır. Kararlar aşağıdadır:

  • Yaşam hakkı ihlali, (1)
  • Etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlali, (4)
  • İnsanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlali, (6)
  • Özgürlük ve güvenlik hakkının ihlali, (27)
  • Adil yargılanma hakkı ihlali, (16)
  • İcra edilemezlik, (3)
  • “Kanunsuz ceza olmaz” ilkesinin ihlali, (1)
  • Özel hayatın ve aile hayatının gizliliği hakkının ihlali, (4)
  • Düşünce, inanç ve din özgürlüğünün ihlali, (1)
  • İfade özgürlüğü ihlali, (8)
  • Toplantı ve örgütlenme özgürlüğünün ihlali, (6)
  • Etkili bir kanuni yola başvurma hakkının ihlali, (2)
  • Ayrımcılık yasağının ihlali, (1)
  • Mülkiyet hakkı ihlali, (20)
  • Özgür seçim hakkı ihlali, (3)

2022 yılındaki başvurulardan 26 bin 700’ü Mahkemece kabul edilemez bulunduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.  Avrupa Konseyi üye devletlerinin 1 Ocak 2022 tarihi itibarıyla yaklaşık 837 milyon nüfusa sahip olduğu ve her 10 bin kişi ortalama başvuru sayısının da 2022 yılında 0,54 olduğu  açıklanmıştır.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 27 Ocak itibariyle bin 914 gündür tutuklu olan iş insanı Osman Kavala‘nın AİHM ve AİHM Yüksek Daire kararlarına rağmen serbest bırakılmamasıyla ilgili ‘ihlal sürecini’ Şubat 2022’de başlatmıştır. Konsey, Türkiye’nin AİHM’in derhal serbest bırakın dediği Kavala Kararına uyması için Ekim 2022’de bir temas grubu kurmuştur.

AİHM Büyük Dairesi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 2 Şubat 2022’de aldığı karar uyarınca Türkiye’nin Osman Kavala davasında AİHS’i ihlal edip etmediğine ilişkin incelemesini tamamlayarak kararını 11 Temmuz’da kamuoyuna açık bir duruşmayla duyurmuştur.

Türk yargıç Saadet Yüksel’in kısmen karşı çıktığı, diğer 16 yargıcın onadığı karara göre, Avrupa Konseyi’nin kurucuları arasında yer alan Türkiye, Sözleşme’nin AİHM kararlarının uygulanmasını zorunlu kılan 46’ncı maddesini ihlal ederek  yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.

AİHM, 10 Aralık 2019’da aldığı kararda, Osman Kavala’nın tutuklanması ve tutuklu yargılanmasının onu susturmak ve diğer insan hakları savunucularının cesaretini kırmak amaçlı olduğunu belirterek Türkiye’den  Kavala’nın bir an önce serbest kalması için gerekli önlemleri alması çağrısında bulunmuştur. Türkiye, bu kararlara uymamış  ve 25 Nisan 2022‘de sonuçlanan Gezi davası yargılama süreci sonunda Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet ve diğer 7 sanığa 18’er yıl hapis cezası vermişti. 2023 yılında bu süreçte ne gibi bir değişiklik olacak, bekleyip göreceğiz.


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir