15 Temmuz darbe girişimi ve darbe girişiminde Amerika Birleşik Devletlerinin rolü hakkında bir okuyucu görüşü
- 15 Temmuz darbe girişimi
- Amerika Birleşik Devletlerinin darbe girişiminde rolü
15 Haziran 2016 darbe girişimi Gülen tarikatına mensup tarikatçılar tarafından gerçekleştirilmiştir. Gülen şu anda Pensilvanya’daki devasa malikanesinde ABD tarafından korunuyor.
Darbe, İncirlik’teki NATO karargahında planlandı ve darbeye karışan birçok general, çoğu esir alınan ve şimdi hapislerde çürüyen NATO generalleriydi.
TSK’nın tüm subaylarını İncirlik’teki merkezde bulunduran Amerikalı John F. Campbell, darbe girişiminin organizatörü oldu.
Darbe girişiminden önce Türkiye’yi iki kez gizlice ziyaret eden General John F. Campbell, hem Erzurum’da hem de Adana’daki İncirlik Hava Üssü’nde gizli görüşmeler yaptı.
Askeri kaynaklara göre, orduda görev yapan tüm subay kadrolarının eğilimlerine ilişkin hazırlık sürecini yöneten isim yine ABD’li General Campbell oldu.
2014 yılından bu yana Afganistan’da konuşlu Uluslararası Yardım Gücü’nün (ISAF) komutanı olan ve geçen Mayıs ayında emekli olan Campbell’ın, darbe başarılı olursa bir an önce Türkiye’ye dönmesi için cuntacı isimlerle anlaştığı, darbeye destek için Nijerya’daki UBA Bank şubesinden CIA aracılığıyla önemli bir para akışı sağlandığı iddia ediliyor.
15 Temmuz’a giden süreçte Nijerya merkezli United Bank of Africa (UBA) 6 aylık para trafiğinin üssü oldu. Nijerya’dan Türkiye’ye para transferi, CIA tarafından oluşturulan bir ekip tarafından gerçekleştirildi. Cuntayı darbeye ikna etme sürecinde büyük miktarda transfer gerçekleşti. Türkiye’ye gönderilen paralar, yurt içinde 80 kişilik özel bir ekibe ait farklı banka hesaplarına aktarıldı. CIA’in oluşturduğu özel tim üyeleri tarafından çekilen paralar nihai adres olan cuntaya elden teslim edildi. Doğu ve Güneydoğu’da bazı tanınmış isimler bu faaliyette aktif rol alırken, Orta ve Batı Anadolu’da Gülenci çete üyeleri kullanıldı.
15 Temmuz darbe girişiminin olduğu gün giriş yapan çoğu yabancı 17 kişilik grup, İstanbul Büyükada’daki bir otelde 2 gün boyunca toplantı yaptı.
1919’daki işgal günlerinde İngiliz Ordu Karargahı olarak kullanılan Büyükada’daki otele giriş yapanlar arasında CIA “danışmanı” Henry Barkey ve CIA şefi eşi Elen Barkey de bulunuyor.
Darbe girişiminin olduğu gün Türkiye’ye giren ve gizli görüşme sırasında ABD ile sık sık telefon görüşmesi yapan Barkey, hain girişimin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine 19 Temmuz’da Türkiye’den ayrıldı. 17 Temmuz’da Barkey, grupla birlikte otelden ayrıldığında, üzerinde ‘Pennsylvania’ yazan bir zil bıraktı. İstanbul Polisine bağlı İstihbarat, Terör, Siber Suçlar ve Asayiş şubelerini alarma geçiren bu detay üzerine ekipler, Büyükada’ya giderek otelin tüm yetkililerini sorguya çekti.
Çalışanlar, ‘Barkey ve beraberindekiler, o gece sabaha kadar özel bir odada televizyondan darbe girişimiyle ilgili gelişmeleri izledi’ dedi. Çoğunluğu uluslararası konularda analist veya öğretim görevlisi olan Barkey ve diğer kişilerin darbe günü 2 veya 3’er kişilik ekipler halinde otele girdikten sonra otelin toplantı odasına gittikleri belirtildi.
Bu arada Barkey, otel yetkilisine ‘CNN International ve Voice of America ile 16:00 ve 18:00’de canlı bağlantı kuracağım. Bana gerekli altyapıyı sağlayabilir misiniz?’ dedi.
İddialara göre Barkey ve beraberindekiler, darbe gecesi toplantı odasında sürekli telefonla konuşuyorlardı. Barkey’nin dizüstü bilgisayarın yanı sıra akıllı telefonu ve internet bağlantısı olmayan eski bir cep telefonu olduğu belirtildi. Polis, Barkey’nin resepsiyona bıraktığı zilin özel bir anlamı olup olmadığını araştırıyor. Otelin internetinin ‘log’ kayıtları ve bilgisayarları da incelendi.
Otelde kamera kaydı olmadığı belirtilirken, polis yol üzerindeki özel bir mülkten, bir kafeteryadan ve iskele girişinden video kaydı aldı. CIA için çalışan ve Pensilvanya Üniversitesi’nde doktorasını yapan Barkey, örgütün Orta Doğu uzmanı ve ılımlı İslam teorisyeniydi. ABD Dışişleri Bakanlığı’nda görev yaptı. ‘Türkiye’nin Kürt Sorunu’nu CIA’in Ortadoğu uzmanı Graham Fuller ile birlikte kaleme aldı. Gülen’in ABD’deki daimi oturumunu almasına izin veren de Fuller’dı.
Yıllar önce Henry Barkey, “AKP ile anlaşarak TSK’yı kafesledik” sözleriyle Türk kamuoyunun dikkatini çekmişti.
Barkey’nin karısı Elen Barkey, üst düzey bir CIA yetkilisiydi.
Barkey geçmişte Abdullah Öcalan ile görüşmek için İtalya’ya gitmişti. PKK’nın ABD’deki temsilcisi Kani Gulam’a Öcalan’ın İtalya’da kalması için referans mektubu yazdı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Washington’da düzenlediği basın toplantısında Barkey de hazır bulundu. Zaman zaman Türkiye’ye gelen Barkey, Doğu ve Güneydoğu’da boy gösterdi.
Wilson Center’daki skandal konferansın katılımcılarından Aaron David Miller’ın darbe gecesi attığı tweetler de cuntaya açık desteğini ortaya koyuyordu. Darbenin ilk dakikalarından itibaren Miller, “Erdoğan büyük bir ülkeyi megalomanlıkla yönetiyordu. Kimse onu özlemeyecek” diye tweet atarak darbenin başarıya ulaşacağından emin olduğunu gösterdi.
Toplantıya katılan Avrupa Birliği Dış İlişkiler Konseyi Orta Doğu ve Kuzey Afrika Programı üyesi Ellie Geranmayeh, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘sokaklara çıkın’ çağrısının ardından saat 00.33’te tweet attı: ‘Erdoğan, Facetime aracılığıyla CNN Türk’e ulaşarak halktan yardım istedi. sokaklara çıkın. Bu arada güvenlik için komşu bir ülkeye gidiyor’ dedi.
Geranmayeh’in bundan sadece 7 dakika önce ‘Türkiye uzmanı Henri Barkey ile birlikteyim’ tweet’i atması da dikkat çekti.
FETÖ sempatizanı Barkey, 19 Temmuz’da otelden ayrılırken geride resepsiyon görevlisine üzerinde Pensilvanya yazan bir zil ve bir garsona söylediği şu sözleri bıraktı.
İşte o sırada otelde bulunanların listesi.
H.C.
Bir yanıt yazın