Ocak ayı benim için çok önemlidir.Öncelikle yeni bir yıl yeni hayaller, yeni başlangıçlar demektir.Küçük oğlum tam da bugün doğdu hayatımın en güzel yeni yıl hediyesi olarak.İki oğlum ve ben ocak ayında doğduğumuz için de ayrı bir önemi var yeni yılın bende.Her yıl heyecanlanır ve yeni hayaller kurarım yeniden yeniden…
Çekilen acıların son buluşu demektir.Bütün dünya ile birlikte ben de çok acılar çektim bu üç yılda.Sadece korona mı,onun yarattığı sıkıntıyla zona hiç olmadığı kadar yaygınlaştı.Çoğumuz hastalandı, pek çok dostumuzu kaybettik.
Gazetelerde,TV haberlerinde boy boy resimlerle çocuk gelinler, tecavüz edilen çocuklar,emeklilerin ve asgari ücretle çalışanların ”yetiremiyoruz,açız,çocuklarımıza okula beslenme koyamıyoruz çığlıkları,mutsuz ve gülmeyi unutmuş insan manzaraları,enflasyonun durdurulamayışı…
Dünyada Miladi Takvime göre 1 Ocak: yılın ilk günü olarak kabul edilir.
Herhangi bir takvime göre Yılbaşı:İçinde bulunulan yılın bitimi ve bir sonraki yılın başlangıcıdır.
Dünyada en yaygın olarak kullanılan Gregoryen Takvimine göre:31 Aralık’ı 1Ocak’a bağlayan gece yılbaşı akşamı ya da yılbaşı gecesidir.
Yılbaşı Kutlaması:İnsanlar Yılbaşı Ağacı alıp süsler günler öncesinden ve birbirlerine hediyeler alarak,süslü paketlerle bu ağacın altına koyar,özel yılbaşı sofrası hazırlanır,TV lerdeki özel yılbaşı programları seyredilirken,ailecek yenip,içilip,eğlenilir ve hediyeler açılır.
Ekonomik durumu elverişli olanlar dışarıdaki yılbaşı eğlencelerine giderler.
Ne güzeldir insanların gülüp eğlenmesi,birbirine hediyeler alması… Çocukluğumun yılbaşı eğlenceleri… Tombala oynardık,dansöz çıkacak diye bekleşirdik.Kimimiz saz çalar,kimimiz şarkılar türküler söyler, kimimiz de oynayarak kutlardık yeni gelen yılı…
Şimdi artık her şey gösteriş haline geldi,ekonomi canlanacak diye körükledikleri yılbaşı alışverişleri,ekmek derdinde olan insanlar için eğlence değil işkenceye dönüşse de insanların bu bahaneyle birbirini hatırlaması ve hoş vakit geçirmesi çok güzel….
Noel:Bizim kutladığımız yılbaşı ile hiçbir ilgisi yoktur.Hristiyanlar 25 Aralık’ta İsa’nın doğum gününü kutlamaktadırlar.
Noel Ağacı:Noel şenlikleri sırasında ışık ve süslerle donatılan ve özel olarak yetiştirilip her noel de ve yılbaşında satılan çam ağacına denir.
Ayrıca,caddeler ve sokaklar ışıl ışıldır.Noel Ağacı Pagan geleneklerinden gelmektedir.
Noel Yemeği:25 Aralık akşamı hindi ve sosisten oluşan özel noel yemeği yenir.Bizim dini bayramlarımızda yaptığımız gibi hristiyanlar da aile büyüklerinde toplanırlar bu yemek için.Yemekten sonra noel ağacının altındaki hediyeler açılır.
Noel Baba:Antalya ‘da 4. yüzyılda yaşamış Hristiyan Aziz ‘i olan Piskopos Nilkola’ya dayanır.Efsaneye göre Kuzey Kutbu’nda eşi ve Elfleri ile birlikte yaşar ve bütün yıl çocuklara oyuncak yaparlar.Çocuklar ona isteklerini yazar mektupla,o da Ren Geyiklerinin çektiği kızağa bu oyuncakları doldurur ve evlerin bacalarından girerek Noel Ağacı’nın altına bırakır.
Ailedeki herkes günler öncesinden birbirine hediyeler alıp süslü paketler hazırlayarak Noel Ağacı’nın altına bırakır.
Okullarda ve yollarda korolar Noel ilahileri söyler…
Ekonomistler Noel ve yılbaşı alışverişlerinin ekonomiyi canlandırdığını düşünürken,hristiyanlar da bu hediye konusunun abartıldığını ve dini inancı gölgelediğini düşünüyor.
İşin özü olarak bizim kutladığımız yılbaşı eğlencesinin dini bir tarafı yok sadece eski yılın bitip, umutlarla, beklentilerle yeni bir yılın başlamasını kutluyoruz.
Her yıl gazetelerimiz yazar,TV lerimiz çığırtkanlık yapar”Müslüman yılbaşı kutlamaz,içki içmez, Haramdır, günahtır,gavur adetidir”diye.
Ben de diyorumki “Ey müslüman kardeşim,yurtlarda ve sokakta bulduğunuz her fırsatta erkek -kız demeyip küçücük çocuklara tecavüz etmeniz,6 yaşındaki kız evlendirilir diye fetvalar vermeniz,yaptığınız her türlü yolsuzluk,hırsızlık,ahlaksızlık,iftira,aldığınız rüşvet,yediğiniz faiz ve tüyü bitmedik yetimlerin hakkı,kul hakkı” haram değil de insanların kendince sadece eğlenmek için kutladıkları yılbaşı mı haram…
Yılbaşına gösterdiğiniz hassasiyeti niye tecavüz edilen çocuklar için göstermiyorsunuz…
Gelin bu konuda Sümerolog Muazzez İlmiye ÇIĞ’a kulak verelim:
“Hıristiyanların İsa’nın doğuşu olarak kutladığı Noel bayramı, çok eski
Türklerin yeniden doğuş bayramıdır.Türklerin, tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre,yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor.
Buna hayat ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı,kilim ve işlemelerimizde görebiliriz.
Türklerde güneş çok önemli. İnançlarına göre gecelerinkısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ta gece gündüzle savaşıyor.Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor.
İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle akçam ağacı altında kutluyorlar.Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor.
Bayramın adı :NARDUGAN(nar=güneş, tugan, dugan=doğan) Doğan güneş.
Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen’e dualar ediyorlar.Duaları Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrıdan.
Bu bayram için, evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar.Yaşlılar,büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar.Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş.
Akçam ağacı yalnız Orta Asya’da yetişiyormuş,bu yüzden olayın ;Türklerden
Hıristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa’ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor.
İsa’nın doğumu ile hiç ilgisi yok.”Doğum, güneşin yeniden doğuşu”
Açın Kur’an’ı Kerim’i gösterin,neresinde “yeni yıl kutlamak haramdır,ya da günahtır” diyor…Ama pek çok yerinde iyi ve ahlaklı bir insan olun,kul hakkı yemeyin,hırsızlık ve ahlaksızlık yapmayın diyor…
Gerçek müslüman Kur’an’ın da emrettiği bu saydıklarımı yapan insandır.
Umutsuzluklarımıza çare olacak bu yeni yıl,ben çok umutluyum.En başta Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi adı ile de bilinen,2017 referandumu’yla kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan bu sistemde, yürütme yetkisi ve görevi, cumhurbaşkanı tarafından, anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanıldı ve toplum bunun sakıncalarını gördü.
Yakında bir seçim var,umud ediyorum ki iyileştirilmiş olarak eski sisteme dönülecek,hak hukuk adalet denilen kavramlar yeniden hayatımızda yerini alacak.
Umudumuzu yitirdiğimizde esas kaybetmiş oluruz,güzel şeyler düşünüp hayal edeceğiz ki,hayallerimiz gerçek olsun…
Kız çocuklarının okul çağına bilke gelmeden babası yaşındaki erkek kılığındaki yaratıklarla evlendirilmediği, erkek-kız çocuklarının din kisvesi kullanılarak tecavüz edilmediği,günahsız insanların katledilmediği, gereksiz sebeplerle savaşlar yaratılıp çocukların öldürülmediği,durup dururken ülke sınırlarının değiştirilmediği,insanların çıkar uğruna birbirini boğazlamadığı,bir gecede insanlara suçlar yaratılıp hapishanelere tıkılmadığı,herkesin eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğu, çocukların sadece oyuncaklarıyla oynayıp,iyi bir eğitim aldığı,insanların koltuk derdine ötekileştirilmediği, din ,dil,ırk ayırımı yapmadan insanın sadece insan olduğu için birbirini sevdiği,doğaya ve hayvanlara hakettiği gibi davranıldığı,ben ben ben değil biz olmayı başarabildiğimiz tüm dünyaya,ülkeme,dostlarıma,sevdiklerime,nice sağlıklı,huzurlu ve mutlu yıllara…
Bir yanıt yazın