PKK’nın ihanet toplantısı ve gelen tehditler…

 

NECDET BULUZ

 

                                               Yoğun gündem nedeni ile, AKP Hükümeti’nin, PKK’lılarla olan çözüm konusundaki anlaşmada hangi noktaya gelindiği bir bilmece olarak karşımızda duruyor. PKK’nın çekilme süreci ne durumda, ortaya konulan istekler hangi noktalarda yerine getirildi, bundan sonra atılması gereken adımlar ne olacak? Hükümet kanadı, her şeyin yolunda gittiğini söylüyor, PKK kanadından yapılan açıklamalarda da Hükümetin hiçbir adımı atmadığı ifade ediliyor.

                                                 Geçenlerde Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile bir toplantıda karşılaştık. PKK ile çözüm sürecinde etkin rol oynayan Atalay bize “Barış süreci şu ana kadar hedeflendiği gibi gidiyor, herhangi bir sorun yok. Konuyu provoke etmek isteyenler ortaya olumsuz görüşler koyuyor “ dedi. Atalay, aynı şekilde PKK’lıların çekilmesi konusunda da şu ana kadar herhangi bir olumsuz hareketle karşılaşılmadığının altını çizdi.

                                                      DİYARBAKIR’DAKİ İHANET TOPLANTISI

                                              Bizim için asıl önemli olan, bundan sonra Kürt’lerin ne istediği, hangi isteklerde direndiği ve tehdit üzerine tehdit savurmasıdır. Bunları görmezden gelemeyiz. Örneğin, İmralı canisinin talimatı ile Diyarbakır’da bir ihanet konferansı düzenlenmiş, BM’ye de gönderileceği açıklanan bildirgede pazarlıklar ortaya konulmuş, bazı istekler de Hükümetin önüne konulmuştur. Diyarbakır’da yapılan Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı bir ihanet ve Türkiye’yi paylaşma toplantısı özelliği taşıyor. Hükümet olanlar buna neden sessiz kalıyor? Bunların ne olduğuna bir göz atalım:

                                                        * Kürtler özerklik, federasyon, bağımsızlık gibi siyasal talepleri belirleme hakkına sahiptir. Kendi kaderini tayin hakkı Kürdistan halkına aittir. Kürdistan’ın statüsünü kabul edin, kaynak aktarın. 

                                                       * İmralı’da tutulan Abdullah Öcalan’ı tahliye edin. Terör gerekçesiyle tutuklananları serbest bırakın. PKK’yı terör örgütleri listesinden çıkarın. Kürtçeyi resmi dil olarak kabul edin. 

                                                       * Kamu kaynaklarını pozitif ayrımcılık ilkesi temelinde Kürdistan’a aktarın. Ana dilde eğitimi anayasal güvenceye kavuşturun. Yeni karakolların yapımını durdurun. Koruculuğu kaldırın.

                                                     KANDİL YİNE TEHDİT ETTİ

                                                 PKK ile başlatılan çözüm sürecinde ne oluyor, ne bitiyor şu ana kadar kamuoyu bunları bilmiyor. Çözüm süreci ile başlayan günlerde Başbakan da, kurmayları da “ Biz, hiçbir konuda PKK ile pazarlık yapmadık ve hiçbir vaatte bulunmadık” demişlerdi. Bugün, PKK kanadından yükselen sesler bunun hiç de böyle olmadığını gösteriyor.

                                                PKK’nın siyasi uzantısı BDP’liler ve terör örgütünün silahlı gücü Kandil’deki Murat Karayılan, yine tehdit üzerine tehdit yağdırmaya başladı. Açıklamalarda AKP Hükümeti’ne “Verdiğiniz sözleri tutun, size 3 hafta mühlet veriyoruz” deniliyor. Bu da, iki taraf arasında bir pazarlığın var olduğunu gösteriyor.

                                                Konuyu daha iyi anlayabilmek için, Kandil’den Murat Karayılan’ın şu açıklamalarını bakmak gerekiyor, bakın terör örgütünün ele başlarından Karayılan neler diyor:

                                                            “Biz AKP’nin düşüncesi nedir anlamak istiyoruz. Koruculuğu lağvedecek mi, etmeyecek mi. Bu, savaş nedeniyle oluşturulmuş bir yapıdır. Şimdi savaş sona erdiğine göre bu yapı varlığını sürdürecek mi, sürdürmeyecek mi. Bu konuda açıklama yapılmasını bekliyoruz. Neden biz geri çekilmeyi sürdürürken yeni korucu kadroları alınıyor. Bu, ciddi bir durumdur. Bir ara keşiflerin hafiflediğini belirtebilirim ama şimdi medya savunma alanları dediğimiz güney bölgelerinde daimi bir şekilde keşif var. Bu keşifler neyi amaçlıyor. Askerlikte keşif demek, bir eyleme hazırlanmak demektir. O zaman ben de PKK’nın güçlerine, ’siz de gidin devlet ve güvenlik kuvvetlerini keşfedin, eyleme hazırlanın’diyebilirim. Böyle mi diyelim yani. Böyle süreç gelişir mi. Böyle gelişmezse devlet niye bunu sürdürüyor. AKP, gerçekten barış istiyorsa ortaya çıksın, koruculuğa ilişkin ne yapmak istiyor, bu kadar özel operasyon birliklerini yerleştirmekle neyi hedefliyor, bunları açıklasın. Bütün bunlar olurken biz nasıl rahat olalım.” 
Önümüzdeki 2-3 hafta içerisinde, özellikle de TBMM kapanmadan bazı adımların atılmasını bekliyoruz. Madem 6 aydır bir süreç başladı, tek mermi patlamıyor, PKK geri çekiliyor ve birinci aşama bitti, o zaman tutuklu siyasetçilerin de bırakılması gerekiyor.
Eğer sorun gerçekten çözülecekse bu İmralı tecrit sisteminin değişmesi gerekiyor. Önderliğin dışarıyla rahat bağ kurması gerekiyor. Bizimle rahat iletişim kurması ve görüşebilmesi gerekiyor. Bu konuda da herhangi bir yenilik yok. Tecrit halen devam ediyor. Lafla söylemek olmaz. Buyurun siz de samimi adımlar atın, bir görelim sizi. İmralı’da tecrit devam edecek, Kürt siyasetçileri tutuklu kalacak, hastalar cezaevlerinde ölecek, güçler de askeri hazırlıklarını sürdürecek, bir de kalkıp samimiyetten bahsedilecek. Bu böyle olmaz. Öcalan, Kürt halkının temsilcisidir ve resmi olarak devlet ve hükümetle bu vasıfla diyalog sürdürmektedir. Çözüm sürecinin gelişmesi için biz görevlerimizin gereğini yaptık. Aynı proje çerçevesinde devletin ve hükümetin de yapması gerekenler var.”

e.mail: [email protected]

 

NECDET BULUZ - 1437809520747