ABD Suriye ve çevresinde yaşanan ekonomik,siyasi,askeri ve islami terör krizinin komşu ülkelere, bölgeye -hatta, dünyaya yayılma olasılığını geç de olsa farketmiştir.
Bu yüzden Rusya ve Çin’in küresel barış, istikrar ve gelişmeye katkı sağlamaları -mesela,İsrail-Filistin arasında yeni bir barış planı çerçevesinde, İsrail’e güçlü bir teşvik oluşturulmak üzere Suriye savaşının ve radikalizmin bölgeye yayılmasının önlenmesi, yeni Suriye’nin kurulması ve İran’ın nükleer programına ilişkin işbirliği karşılığında BM Teşkilatı merkezli hukukun üstünlüğünün uluslararası sistem ağlarına yansıtılmasında uzlaşılmıştır.
İşte, hep birlikte Suriye’ye siyasi çözüm için Cenevre Konferansına gidiliyor…
*
Bu noktada Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’yede iç savaşa yönelik siyasi diyalog ve çözüm yollarını tıkamak, başta Nusra Cephesi ve bu cephenin tabi olduğu El Kaideli teröristler olmak üzere daha başka silahlı terör gruplarının toplanmaları, barınmaları, silahlandırılmaları, eğitilmeleri, finanse edilmeleri ve Suriye topraklarına geçirilmeleri için Türkiye topraklarını merkezlere dönüştürmek,
Direk ve dolaylı yollarla Suriye’nin içişlerine müdahalelerde bulunmak suretiyle BM temel anlaşmasına, uluslararası yasa ve kararların yanı sıra devletler arasındaki ilişkileri belirleyen temelleri ihlal ederek bölge ve dünya güvenlik ve istikrarını tehdit etmek suçlarıyla itham ediliyor.
Şimdi, taşeronluğunun bedelini Suriye İç savaşının taraflarından biri olmaya yükümlendirilerek ödemeye yönlendiriliyor.
*
Türkiye’de ise Taksim Gezi Parkı’nın yıkılıp yerine alışveriş merkezi yapılmasını engellemeye çalışan kent dostu bir kitle -bir kez daha, Erdoğan’ın kendilerine yönelik önyargılarıyla yüz yüze gelince;
Çok kısa zamanda evrilmiş, devleşmiş ve “rejimin bekçisi polisin” en sert müdahaleyi yapmasına aldırmadan, derin bir kararlılıkla k Türkiye’nin tüm yaşam alanlarında, “Başbakan İstifa, Yüce Divana” sloganında halk’laşmış bulunmaktadır.
*
Bu noktada da Recep Tayyip Erdoğan,Türk insanının özelinde bilge,sonsuz,yaratıcı tanrı tasavvurunda ebedi mutluluğu için ya da değil bir evren bilgisiyle yetkinleşmesine engel olmakla suçlanıyor.
“Ben Recep Tayyip Erdoğan, Müslümanım ama lâik değilim” tavrı, çağdaş Türkiye’de fikir hayatına,ekonomik ve siyasal yönetim anlayışına ve dinamik bir toplumsal yapının inşa edilebilmesine olanak tanımıyor.
Bu önyargısı ile “İnsanların ön yargılarını parçalamak, bir atomu parçalamaktan daha zordur”diyen Einstein’a rahmet okutuyor.
Türk halkı önyargılarıyla egosunu biçimleyen Erdoğan’a -artık,tahammül edemiyor.
*
ABD’de yaptığı görüşmede Başkan Obama’nın “Beşşar Esad olmaksızın demokratik Suriye’ye dönüşümü desteklemeye yönelik uluslararası çabalar noktasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ön saflarda yer aldığını, Türkiye’nin önümüzdeki günlerdeki görüşmelerde Suriye’de tarafların bir araya gelmesinde önemli rol oynayacağı “ifadesini de anlamazdan gelmiştir.
O yüzden ABD ve Rusya’nın Cenevre Konferansına engel olacak adımlardan kaçınılmasını isteyen,” Bu tür adımlar tek taraflı olarak tüm günahlardan Esad rejiminin suçlanması, teröristlerin yaptıkları zulüm ve muhalif güçler tarafından işlenen insani hukuk ihlallerinin göz ardı edilmesi ve bu durumun BM Genel Kurulu’nda tek taraflı kararlarla kabul ettirmek istenmesindendir” açıklamasının muhatabıdır.
*
Erdoğan’ın -hem, uluslararası -hem de,ulusal hukuku ihlal etmekle itham edildiği sürec henüz başlamıştır.
Bu durum Fransız Anayasa hukuku uzmanı Maurice Duverger işaret ettiği,”İktidarın meşruluğu,onun, topluluk üyeleri ya da hiç değilse bunların çoğunluğu tarafından bir iktidar olmasıdır. Bu iktidar,eğer meşruluğu konusunda bir görüş varsa meşrudur.Meşru olmayan bir iktidar, iktidar olmaktan çıkar;güçten başka birşey değildir artık ve o da ancak kendisine boyun eğilmesini sağlayabildiği sürece vardır” tanımına oturuyor.
*
O kendisine isyan eden Türk Halkını ardında bırakarak hâlâ kurtuluşu peşindedir-işte, Fas,Cezayir ve Tunus’a öncelikle Suriye Cumhurbaşkanı Esad karşısında “İslam Birliği rüyamız bitiyor” vâveylası çekmek, müşterek bir Arap İslamı cephesi oluşturmak ve Esad’lı bir Cenevre Konferansına engel olmak üzere gidiyor.
Düşüncesine rağmen hayali geniştir, “Rusya ve İran Suriye’ye destek vermeyi sürdürürse çözüm tabii zorlaşır ama çözülmez diyemeyiz. Onlarla da görüşmelerimiz sürecek” derken, Suriye ve çevresindeki barışın yalnızca kendi öngörüsü merkezinde, Esad yollanırsa gerçekleşeceğini sanıyor- vallahi,bir yılana sarılıyor.
*
Başbakanlık makamında her dakika Türkiye’yi felakete götürürken -farklı saiklerle -hem, dünya -hem de, Türk halkı onu düşürmekte kararlıdır.
Bunun nasıl sağlanacağı konusunda çok yöntem bulunuyor; istifa eder mi,gensoru ile düşer mi, güven oyu almaz mı, bakanlar kurulu istıfa eder mi, gemiyi terkedeceklere yenilir mi -ya da, atamaya yetkili bir makamın atama işlemini geri almasını da kapsayan Genel Hukuk kuralları çerçevesinde Anayasa 109.maddesine göre Cumhurbaşkanınca görevinden azledilir mi -yoksa, Hakimler Savcılar Kanunu’nun verdiği yetkiyle bir Özel Yetkili Savcı soruşturma açar mı, bilinmez?
*
Bilinen uluslararası hacker grubu Anonymous’un Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve AKP iktidarı başta olmak üzere birçok devlet kurumuna siber savaş geliştirdiği bilgisidir.
Yarın piyasalar bu ya da başka kaynaklardan Erdoğan ile ilgili bilgi,belge,CD, video’larla donanırsa şaşmamak gerekiyor -doğrusu,heyecanda veriyor.
Üstelik onların daha bir dolu oyunu,entrikası,hilesi,dalaveresi,katakullisi de vardır…
*
Türkiye yeni Suriye’nin oluşturulması nedeniyle rölantide olması gereken Kürt Sorununda istim sağlayıcı, Erdoğan’ın Başkanlık hülyasıyla tıkadığı yeni anayasa yerine -ancak, geçici anayasasını yapacağı ve daha lâik olacağı bir milli birlik hükümeti sürecine giriyor.
O hâlâ aynı havadadır,Kuzey Afrika’dan imdat istemek için yola çıkarken Taksim Gezi’den tüm yurda sıçrayan direnişle ilgili,”Tencere tava hep aynı hava” diyor.
Halbuki bu bayın ve şürekasının lehinde tek alternatif kalmıştır -o da, bir takım mafya mensubunun ağır cezadan yırtmak için aldığı “akli yetisi suça meyilli olduğundan toplumdan bir müddet uzak tutulması ve psikolojik tedavi görmesi gerekir”şeklinde düzenlenen kırkaltılık raporu!
4.6.2013