VAZGEÇ BU SEVDADAN, HADDİNİ AŞMA

Çek Jan Amos Comenius 1600’ler de yaşadı,ulusların öğretmeni olarak biliniyor -bugün,Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dilinin varmadığını o tarihlerde söyledi, “Türkler kahramandır. Dostlarına zarar vermez kazanç getirirler,ama… ” dedi.

*
ABD Avrasya’da öngördüğü radikal dönüşümlerde Türkiye’deki varlığını hükümetlerle değişmeyecek denli köklü ilişkiler üzerinden geliştirmek için devletin en üst yönetimi -özellikle, askerle yakınlık oluşturmuş, bunu egemenliğine güvence olarak değerlendirmiştir.
Şimdi bir Kurtuluş Savaşı birikiminde Türk Milletinin hiç bir soy, din, mezhep, konum ayrımcılığı içermeyen bağımsızlıkçı, antiemperyalist ve çağdaş karakterli Cumhuriyet Devletini ve idealist taahhütlerini alaşağı etmek üzeredir…

*
ABD’nin Türkiye’de en üst yönetime ulaştırdıklarının oluşturduğu Parti-Devlet; Selçuklu’nun, Osmanlı’nın egemen olduğu İslam toplumlarındaki kültürel kodların değişiminden yanadır ve Osmanlı’nın felsefi dayanakları üzerinden halifeliğin kaldırılmasıyla başsız kaldığını düşündüğü İslam ülkelerini devletler konfederasyonu halinde oluşturmayı hayal ediyor.
Parti-devlet’in Balkan, Kafkas, Orta Asya coğrafyasında ve Tunus’tan ,Libya’ya, Mısır’da Suriye, Irak’a kadar tüm politik macerası bu olmayacak sevdaya dayanıyor.

*
Parti-Devlet -şimdilerde, sevdasını “bölgeyi kazanırsak petrolü ve Misak’ı Milli topraklarını da kazanırız ” noktasına getirmiştir.
Ne ki o bölgenin sınırlarını çizen büyük ya da küçük oyuncuları hiç hesaba katmıyor.
Mesela,Avrasya’nın çekim merkezi olma hedefinde Rusya ve dışarı açılmayı temel alan Çin’in bölgesel lider olması için o bölgenin kaynaklarına şiddetle ihtiyacına engel olabiliyor.
Kendisini, Ata’yı, Ulus’u,Ulusal Bütünlüğü,dirliği ve gönenci bilmeden,körü-körüne boş sevdası peşinde yol almaya çalışıyor.
İşte,Parti-Devlet ABD’nin Avrasya’daki çıkarları için su,toprak,hidrokarbon kaynakları üzerinde dört devlette Kürdistan’ın kendi üstünde başka egemenliği kabul etmeyen Kürdistan ulus devletinin oluşmasına yönlendirilmiştir…

*
Kürdistan ulus devletinin oluşturulması için Cumhuriyeti Devletinin demokratikleşmesi usul-usul sürdürülüyor.
İlk aşamada Kürt ve Kürdistan sorunları -asla, ağıza alınmıyor, saklanıyor -herşey, terör sorunu çözümüne indirgenmiştir -hele bir, teröristler yurt dışına çıksın deniyor ve annelerin sevgi dolu yüreğinden “Barış” öne çıkarılıyor, muhalefet edene “Savaşçı” yaftası yapıştırılıyor.
Heeee ya! Fakat, lütfen nasıl bir telaşta olunduğuna bakar mısınız? Başkan Cemil Çiçek sürecin TBMM’ce yürütüldüğü imajı vermek gayretkeşliğinde, teröristlerin 8 Mayıs’ta yurtdışına çıkacakları planlanmışken – kim görmüş,nasıl,nereden,nereye sorularıyla ilgili açık bir belge, bilgi ve kontrol yokken “8 Mayıs tarihi sanal bir tarihtir. Büyük ölçüde çekilmesi gereken kimse onlar çekilmiştir, çoktan gidecekleri yere gitmiştir” diyebiliyor,böylesi çok önemli bir konuda ciddiyetsizliğin örneği oluyor.

*
Her gün büyüyen toplumsal tepkiye rağmen -Parti-Devlet ,sıranın ikinci aşaması olan Kürt Sorununun çözümüne gelindiğinde -yani, Anayasa Uzlaşma Komisyonunda vatandaşlık tanımı, başlangıç bölümü, değiştirilemez maddeler ve başkanlık sistemi gibi maddelerde tıkanan yeni Anayasa yerine uzlaşma sağlanan maddelerle bir “geçiş anayasası” hazırlanacağı zamanında kopacak fırtınayı da algılamıyor!

*
Ya, işin üçüncü aşama ya da Kürdistan Sorununun çözülmesi sürecine döneceği günlerde neler olabilecektir?
Teminen Parti-Devletin eşit yurttaşlık garantisi ile çıkarmak istediği ve bir üst kimlik tasarlama girişimine olanak tanımayan yeni bir Anayasa ve paralelinde bunun uluslararası hukuk ve toplumun kabülü sürecinde,
Çok yakın bir gelecekte -şimdi, dağdan indirilip siyaset zeminine çekilmeleri öngörülen,
Kürdistan üzerindeki sömürgeci egemenliğe son vermek,bunların Kürdistan’daki etkilerini en son kalıntısına kadar tasfiye etmek,bağımsız ve birleşik bir Kürdistan’da demokratik bir halk yönetimi kurmak düşüncesinde; İran’ın batısından, Irak’ın kuzeyine ve Suriye’nin kuzeyinden doğusuna ve Akdeniz’e ulaşan koridorda Kürt ulusal devletinin oluşturulacağı günler hiç düşünülmüyor…

*
Bir Kürdistan Devletinin kurulması gerekçesi çok açıktır.
Eğer küresel güçler Orta Doğu’da süren mücadelelerinde ne ABD’nin sınırsız bir dünya tezinde ne de Rusya ve Çin’in dünyanın bölgesel pazarlarla çeşitlenmesi tezinde bir sonuca varamazlarsa;
İşte ABD Başkanı Obama ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden yapılandırılması için Haziran’da yapacakları zirveden çıkacak sonuç bilinmiyor -ama,
Büyük Kürdistan Devleti üzerinden eski dünyayı düzenleyen BM,NATO,IMF,Dünya Bankası ve AB gibi gerek ekonomik gerek siyasi kuruluşlarla uluslararası sistemin yeniden düzenlenmesi -yani, bugünün paylaşım kavgasının karşılıklı olarak “paylaşımın dengelenmesi”ne dönüştürülmesi ve karşılıklı siyasal,ekonomik, hukuki,askeri,kültürel çıkarların dengelenmesi durumu pek mümkündür -ki,bu noktada Büyük Kürdistan Devleti doğar!

*
Bu halde Bay Recep Tayyip Erdoğan ve şürekası orada olmaz -ötesiyle ilgili, Jan Amos Comenius çok eski bir tarihte, “Türkler kahramandır. Dostlarına zarar vermez kazanç getirirler,ama ” demişti…

6.5.2013


Yazıları posta kutunda oku