Türk’lüğü savunmayı suç haline getirdiler…

 

NECDET BULUZ

 

                                                 PKK’yı tasfiye edip, silah bıraktırma amacı ile başlatılan barış süreci için Başbakan Erdoğan da, kurmayları da ard arda açıklamalar yapıyor. Ortak açıklamaları “Biz, terör örgütü ile hiçbir pazarlık yapmadık. Hiçbir söz vermedik. Üniter yapımızı bozacak hiçbir adımı da atmayız.” Şeklinde özetlenebilir.

                                                  Peki, bu açıklamalar ne kadar inandırıcı olabilir?

                                                  Terör örgütü ve yandaşlarınca yapılan açıklamalar, sürecin bundan sonra hiç de Başbakanın ve kurmaylarının açıkladığı şekilde geçeceğini göstermiyor. Bu satırlar yazılırken, Kürt Televizyonuna konuşan Murat Karayılan, beklendiği gibi silah bırakmalarının söz konusu olmadığını açıklamış ve şu istekleri sıralamıştır:

                                                 “ÖCALAN SERBEST KALMALIDIR”

                                                   “ Bizim silah bırakmamız için Öcalan’ın serbest bırakılması şarttır. Bunun yanında hiçbir esirin kalmaması lazım. PKK’nın uluslar arası terör örgütleri listesinden çıkarılması da sağlanmalıdır. Özel kuvvetler lağvedilmeli, yeni anayasada Kürtlere de diğer azınlıklara da özgürlük tanınması gerekiyor. Barış için atılması gereken adımları görmemiz gerekiyor. Bizi süreci anlamamış olarak göstermek istiyorlar. Teslim almaya çalışıyorlar. Bu kadar aptal değiliz. Ama hiçbir şeyin garantisinin olmadığını da açıklamak istiyorum. Biz Kürt halkına ve kendi gücümüze de inanıyoruz.”

                                                            Bizi takip eden okurlarımız anımsayacaklardır. Konu ile ilgili olarak yazdığımız yazılarda, AKP Hükümeti’nin terörle mücadelede nasıl bir yöntem uygulayacağını herkesin merak ettiğini vurgulamış ve “Bunları kamuoyu da bilmek istiyor, Meclis’teki muhalefet partileri” demiştik. Bugüne geldik ama hala Hükümet olanların ne yapacağını bilmiyoruz.

                                                  İşte, görüldüğü gibi ortada bir beklenti var. 8 Mayıs’ta silahları ile birlikte sınır dışına çıkmaya hazırlanan teröristler de gelecekte ne olacağını bilmiyor. En önemlisi de silahlarını bırakmıyorlar. Barış için hiçbir şeyin garantisinin olmadığını da her fırsatta söylüyorlar.

                                                TÜRK’LÜĞÜ SAVUNMAK SUÇ OLDU

                                                  Başbakan sürekli olarak muhalefeti, kendilerine karşı çıkanları suçluyor. Buna karşılık ne yapacaklarını söylemiyor. Terör örgütüm de, onun destekçileri de hemen her gün yeni bir istekle ortaya çıkıyorlar. Başbakan ve tayfası” Siz onların söylediklerine bakmayın, hiçbir şey olmayacak. Herkes istediği gibi konuşur” diyorlar. Ama yapılanlara ve uygulamalara baktığımızda bunun hiç de söylendiği gibi olmadığını görüyoruz. Milletin gazını almaya çalışıyorlar ama millet hala bekleyiş içinde, tedirginliği sürüyor. Bu nedenle de yapılanlara haklı olarak tepki veriyor.

                                                          Türk bayraklarına, Atatürk posterlerine, TC.’ye tepki gösteriliyor, hükümet olanların sesi çıkmıyor. Türklüğünü, bayrağını, Atatürk’ünü savunanlara polis şiddeti uygulanıyor. Meydan PKK ve yandaşlarına, bez parçalarına bırakılıyor. Bu ülkeye her türlü hizmeti verenler, asılsız gerekçelerle cezaevlerinde çürütülüyor, bölücü örgüt üyeleri KCK tutukluları serbest bırakılıyor. İmralı canisi ne istiyorsa o anında yapılıyor. Kandil, tehdit üzerine tehdit savuruyor. Başbakan “PKK silah bırakıp, öyle çekilecek” diyor. Teröristleri yöneten Karayılan “Silahlarımızla çekilme olacak,”diye karşılık veriyor. Yapılacak anayasaya bile karışıyorlar. Ortada bir şeyler dönüyor ama kimse ne olup bittiğini bilmiyor. Kafalar karışık. Şehit ve gazi yakınları, Başbakan’ın akillerine tepki gösteriyor, Başbakan tepki gösterenleri “Birkaç çapulcu” diye suçluyor. Türk’lüğü savunmak, Türk bayrağı ile dolaşmak, Atatürk anıtlarına çelenk koymak suç haline geldi. Bütün bunları alt alta koyduğumuzda ortaya çıkan tablo ileriye umutla bakmamız için yeterli olabilir mi?

                                                  HAİN BARZANİ YİNE KİN KUSTU

                                                  Kuzey Irak’taki peşmergebaşı, Türk ve Türkiye düşmanı Barzani, yaptığı açıklamalarda 100 yıllık Amerikan planına sarılıp, bu devletin de desteği ile meydan okuyor. Kuzey Irak’ı ele geçiren Barzani “İran ve Suriye’yi de parçalayıp, Büyük Kürdistan’ı kuracağız” diyor. Hükümet olanlar buna da sessiz kalıyor, yanıt vermiyor. Tam aksine bu hainin koluna girip, işbirliği yapıyorlar.

                                                           Daha önce Türkiye’yi tehdit eden, içişlerimize bile karışmaya kalkan Barzani, bugüne Kuzey Irak’ta PKK terör örgütünü besleyip, semirtip, üzerimize göndermedi mi? Bunlar ne çabuk unutuluyor.

                                                            Silahlı PKK militanları Kuzey Irak’a geçip, Barzani’nin silahlı güçlerine güç katmayacak mı? Burada eğitim alıp, toparlanmayacaklar mı? Daha fazla tehdit oluşturmayacaklar mı? Kendimizi kandırmayalım, oynanan oyunlar ortada. PKK’nın siyasi uzantıları, başlatılan bu süreçten öylesine mutlular ki, neredeyse zil takıp oynamadıkları kalıyor. Adeta milletle alay ediliyor,bunlara sessiz kalınabilir mi?

e.mail: necdetes@mynet.com

 

 

 

 

 

              

 

 


Yazıları posta kutunda oku