Düzce’de meydana gelen 5.9 şiddetindeki deprem bize deprem gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Deprem sonrası uzmanlarca açıklanan bazı bilgileri sizlere sunuyoruz:
Prof. Dr. Ahmet Ercan:
“Sakarya Çukuru diye andığımız bu bölüm, Marmara’nın deprem sibobu gibi. Marmara’ya daha fazla gerginlik birikmesi gerekirken, o gerginlik birikmeden kırılıyor. Ana nedeni de bu bölgede kabuğun daha gevrek olması. Yani gerginliği sürekli olarak biriktirmeye yatkınlığı yok. Dolayısıyla Sakarya Çukurundaki depremler Marmara Çukurundaki depremlerden daha sıkça oluşur. Bu deprem de bunun sonucu. Bu orta büyüklüğünde bir depremdir. 13 saniyelik bir deprem iyi çalkalar. Düzce Ovası oldukça sulak bir yer. 12 Kasım 1999 depreminden sonra Düzce’de yıkım çok fazlaydı. Ancak deprem sonrası Düzce’nin arkadaki dağlık kesime doğru kaydırılmasını önermiştik. Düzce’deki yeni yapılarda dağlık kesime doğru yeni yapılar oluşturuldu. Ama bu yerleşim alanı oluşturulurken, eski yapılar da onarıldı. Yani şehir büyütüldü. Düzce’nin çok iyi bir yapılaşma durumu var. Geleneksel yapılar yıkılmadı. Bu depremin normalde yıkım yapmaması gerekiyor. Daha önceki depremi gören yapılar yorgun yapılardı. Bazı yıkımlar görülebilir ama sadece eski yapılarda. Özellikle 99 depreminden sonra yapılan yapıların yıkıldığını tahmin etmiyorum. Bunlar gerçekten yapı denetim kuruluşlarının çok iyi denetimindeler. Ve yapı demirleri çok güvenliklidir. Bu depremin artçıları gelecektir. 5.1’lik gibi artçılar olabilir. Yıkım yaratmaz bu ama Düzceliler yine de evlerine girmesin.”
5.9 büyüklüğündeki depremden sonra artçı depremlerin meydana geleceğini belirten Prof. Dr. Şükrü Ersoy, “Bu en az 1 hafta 10 gün sürebilir. Buna hazır olmak gerekiyor. Hissetmek ve yıkım aynı şey değil. Şimdiye kadar olumsuz bir Haber yok. Bundan sonra da olmazsa bunu böyle atlatmış olabiliriz. Bu deprem gerçeğinden kurtulmamız anlamını taşımıyor. Bu beklenen İstanbul deprem öncüsü değil. Biz Marmara’da 7 büyüklüğünde bir deprem bekliyoruz. Daha doğuda” ifadelerini kullandı.
Jeoloji Mühendisi Şerif Barış, “Sürpriz bir şey çünkü hiç beklemediğimiz bir yerdi” diyerek şunları söyledi: 5.9-6 büyüklüğü oldukça tabi sarsıcı. Şehir içi ve kasabalarda bir hasar olacağını sanmıyorum, köylerde hasar olabilir. Oradaki depremde fay hatlarının gerilimi boşaltmış olması lazım. İki büyük deprem sonrası böyle orta büyüklükte bir deprem olması gerçekten ilk defa gördüğüm bir olay. Türkiye Alp-deprem kuşağında, dolayısıyla biz her zaman deprem olacakmış gibi davranmak zorundayız ve hazır olmak zorundayız. Muhtemelen sığ depremlerdendi.
“Eskişehir’de dahi hissetim. Şiddetli bir deprem inşallah can kaybı yaşanmamıştır” diyen İTÜ Öğretim Üyesi Ziyadin Çakır, “Bu gördüğüm kadarıyla İzmit depreminin gerçekleştiği fay hattındaki kırılmayan bir fay parçası vardı. Muhtemelen bu alüvyon zemin üzerinde bir faydı. Çok yüksek bir ihtimalle bu hat kırıldı. Daha büyük bir deprem olma ihtimali şu an için çok düşük. Bunun artçıları mutlaka olacaktır. Hasarlı binalardan uzak durulması gerekiyor. Daha büyük bir deprem olma olasılığı şu an için çok düşük. Ama vatandaşların şu an için hasarlı binalardan uzak durmaları gerekiyor. Yüzeye yakın bir deprem bu depremin hasarını da yükseltiyor. Civarda irili ufaklı faylar ama bu İstanbul depremini tetiklemez. Bu fay 6 büyüklüğünde bir deprem üretebilecek bir deprem değil. Şu an da bütün Düzce ovası tehlikeli, 5 büyüklüğünde artçılar mutlaka gelecektir. Yerleşim yerlerinden uzak durulması gerekiyor. Ben depremi çok kısa hissetim Eskişehir’de çok şiddetli hissedilmedi” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Hasan Sözbilir de konuyla ilgili “Düzce’nin etrafında geniş bir düzlük var. Alüvyon dediğimiz zemin var. Oralarda çok şiddetli hissetmişlerdir sarsıntıyı. O şiddete dayanmayan binalar olabilir o bölgelerde. Dikkatli olmakta fayda var. Güçleri dayanımları düşük binalar var o bölgede. İlginç olan şu. Orası 99 depreminde kırılmış olarak görünüyor. Kırılmış bir fayın yeniden kırılması çok görülen bir şey değil. Bu beklenen bir deprem değil. Başka bir faydan söz ediyor olabiliriz” dedi.
Bir yanıt yazın