“Oslo belgelerini Erdoğan’a ben sundum”

omerAltiparmak

Ömer Altıparmak, CHP’den Haluk Koç ve MHP’den Oktay Vural’ın açıkladığı Oslo görüşmelerine ilişkin belgeleri “Tamamı gerçek” diye doğruladı. “Görüşmeye Abdullah Öcalan’ın İngiliz avukatı Mark Muller Stuart da katıldı” dedi

Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Ömer Altıparmak, “Oslo belgelerinin tamamı gerçek. Bunları dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a ben sundum” dedi.

MİT ile PKK arasında ana görüşmelerin başladığı 2008 yılında büyük eylemler olduğunu kaydeden ve bununla ilgili örnekler sıralayan Altıparmak Sözcü‘den Saygı Öztürk‘e şunları söyledi:

2009’da ‘açılım süreci’nin başlatılmasıyla siyasi irade tarafından emniyete ‘KCK operasyonları yapmayın’ talimatı verildiği fakat bu talimatın operasyonların tekrar başladığı 2011 yılına kadar KCK’nın etkinliğinin artmasına sebep oldu. Müzakereler neticesinde örgütün toparlanıp yeni mevziler kazandı. Müzakerelerin sürdüğü dönemde, metropollere en çok bomba ve bombacı örgüt mensubu aktarımı yapıldı, kırsala en çok eleman kazandırıldı.

‘DEVLET ÖRGÜTLE ANLAŞTI’

Operasyonların engellenmesi, bölgedeki can güvenliğini zaafa uğrattı. Örgüt yanlısı kesimde ise örgütün amacına ulaştığı düşüncesiyle şımarık arttı. 27 Temmuz 2011’de ‘Devrimci Halk Savaşı’ ilan ettiler. 10. Oslo görüşmeleri kapsamında hazırlanan mutabakat taslak metninde seçimlerden sonra örgütü temsil eden 2 kişinin Öcalan’ı ziyaretinin ve KCK operasyonlarında tutuklananların serbest bırakılması, tüm askeri, siyasi ve diplomatik operasyonların 15 Haziran 2011’e kadar durdurulması, Öcalan tarafından teklif edilen anayasa, barış, hakikat ve adalet komisyonlarının kabul edilmesi ve birer alt komisyonun Öcalan’la ilişkilendirilmesi kararları alındı.

ÖCALAN’A SUNULAN TASLAK

MİT’in de uzlaşmak için görüş sunacağı Öcalan’a ait bu taslaklarda iç güvenlik ihtiyacının öz savunma ile giderilmesi, demokratik toplum ve ulus eğilimine ademi merkeziyetçi anlayışla anayasal açıklık getirilmesi, af ile kalıcı çözüm sağlanması, barış sürecinin vatandaşlıktan atılmış, yasaklar nedeniyle yurt dışında yaşayan ve tüm siyasi tutsaklar dahil herkesi kapsaması vurgulandı.

Başbakana sunduğumuz raporda bunlara ek olarak bir de örgüt üst yönetiminin hazırlayıp sunduğu ‘Demokratik Çözüm Protokolü ve Yol Haritası Taslağından’ da bahsettik. Kandil bu taslakta devletten; Öcalan’ın cezaevi dışına alınması, KCK tutuklularının serbest bırakılması, tarafların birbirine karşı askeri faaliyeti durdurması, Öcalan ve tüm siyasi tutuklular dahil herkesin özgür bırakılması gibi talepler yer aldı.

İNGİLİZLERDEN, PKK’YA EĞİTİM

Örgütten elde edilen dokümanlar incelenince müzakere sürecinin İngiliz istihbaratının hakemliğinde yürütüldüğü anlaşıldı. Hakem kişiler örgütle özel görüşmeler de yapıp PKK yöneticilerine MİT’i sıkıştırmak için taktikler verdikleri de belirlendi. Hakan Fidan’ın müzakerelere katılımının hakem kişilerin baskısıyla oldu. Bu sayede Türk tarafının artık görüşmeleri inkar edemeyecekleri örgüt yöneticilerine aktarıldı.
Hatta, PKK yöneticileri müzakereler konusunda hakem kişiler tarafından seminerlere tabi tutuldu. Eğitimlerde PKK’ya devlete karşı nasıl örgütlenmeleri gerektiği eğitimi de verildi. Bu eğitimlerde Devletin Adalet Bakanlığı’nda kurduğu 5 komisyona karşılık PKK’lıların kendi PR gruplarını kurması ve taleplerin devleti zorlayarak alınabileceği vurgulandı. MİT’in bir terör örgütüyle yaptığı görüşmenin ses kayıtlarını örgüte tutturması büyük hataydı.

AKP’Lİ VEKİLLER DE KATILDI

Dokümanlar görüşmelerin açık ve gizli olmak üzere iki ayaklı olduğunu ortaya koydu. Öcalan’a, Kerim ve Mark üzerinden mektup gönderme isteği saptandı. Bu kişiler Londra’daki Kürt İnsan Hakları projesinin kurucuları Mahmut Kerim Yıldız ve Öcalan’ın avukatı Mark Muller Stuart’tır. Mahmut Kerim Yıldız bu sürece özel olarak İngiltere’de bir düşünce enstitüsü kurdu, bu enstitünün faaliyetlerine AKP ve BDP milletvekilleri de katıldı. Enstitünün gizli bir gündemle aslında vekiller arasında arabulucu rolü oynamak istediğini Başbakan’a sunduğumuz raporda da belirttik. Kerim Yıldız’ın İngiliz istihbaratı ile bağlantılı olduğu ve hatta İngiliz istihbaratının Kerim Yıldız üzerinden Suriye’de Müslüman Kardeşler Örgütü ile ilgili bir projesinin olduğu da Başbakan’a rapor edildi.

BAKAN ANLATINCA PANİKLEDİLER

Hakem Devletin çalışmalarını dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin AKP’nin Kızılcahamam toplantısında anlatınca, İngiltere’deki toplantıya katılan milletvekilleri paniğe kapıldı. KCK yapısı Oslo sürecinde suflörlerin verdikleri taktiklerle çok hızlı bir şekilde gelişti. Güneydoğuda yasama, yürütme, yargı ve ordu ayakları bulunan gerçek bir paralel devlet kurulmaya çalışıldı.

KCK’lıların birçok faaliyette rol almakla birlikte özellikle sokak eylemlerini organize etme ve Güneydoğu’da paralel bir devlet yapılanması oluşturma çalışmalarında öncü rol oynadılar. KCK’dan tutuklananların yargı paketleriyle serbest bırakılmasıyla birlikte yapı yeniden güç kazandı. KCK’lılar Kandil’de eğitim aldıktan sonra yurt içerisinde yapılanmada aktif görevlere getirildi. Operasyon öncesinde Oslo müdavimleri bize o zamanki sokak olaylarını delil gösterip operasyonlara büyük halk tepkisi verileceğini söylemişti. Ama tam tersi operasyonlar sonrası sokak şiddeti bitti ve vatandaş da rahatlıkla kepenk açabildi. O operasyonlar bize örgütün propaganda yaptığı gibi halk desteği olmadığını ve vatandaşların zorla sokağa sürüklendiğini gösterdi.


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir