SARSAK KOVBOY

İki Amerikan projesi, başta Rusya olmak üzere ilgili bölge ülkelerini yakından ilgilendiriyor.
Birincisi;Rusya’dan geçen hatlara bağımlılıklarının kaldırılması için Hazar ülkelerinin bağımsızlığını, alternatif ihraç yollarının bulunmasını öngören,”Hazar Havzasının Enerji Kalkınması Projesi”,
İkincisi; Ortadoğu ülkelerini belirli ekonomik ve demokratik kriterlerle tava getirmek ve ekonomilerinin bağlı olduğu petrol ve gaz akışının Hürmüz Boğazı ve Doğu Akdeniz su yollarından serbest olarak yapılmasını öngören “Büyük Ortadoğu Projesi” dir.
 
*
ABD bu projelerini, dünyadaki güvenlik ve istikrarın tek garantörü ve küresel ilişkilerin gidişatını kökten değiştirecek küresel güç olmanın getirisiyle uyguluyor.
Askeri Stratejisini dahi, “Küresel sorunlarda nerede, ne zaman ve nasıl olursa olsun düşmana karşılık vermenin düşmanlarla savaşıp savaşmamaya değil bunun nasıl yapılacağına dair strateji üretme üstünlüğüne yaklaşımların ve kararlılıkların oluşturacağı” esasına dayandırıyor… 
 
*
Ama fütursuzca, BM İnsan Hakları Bildirgesi ve BM’in aşırıcılık, ayrımcılık ve terörizmle mücadele ilkeleri ve konvansiyonlarını gözardı ederek çıkarları peşinde koşuyor.
Başka ülkelere baskı yaparak Washington’ın politikalarını savunmaya zorluyor.
İstemediği rejimi değişikliğine zorluyor, şiddete ve güvensizliklere yol veriyor, kanlı savaşlara neden oluyor…
 
*
Oluşan gerginliklerin bir ucu Ukrayna’nın, Baltık’tan Karadeniz ve Hazar’a kadar olan bölgedeki rolü üzerindedir.
Bugün Ukrayna, ABD-Rusya arasındaki güç dengesinin nasıl oluşacağını tartıyor.
Avrasya İşbirliği Teşkilatı ile Rusya’nın yeniden eski Sovyet bloku ülkelerini eline geçirme potansiyeli,
ABD’nin Doğu Avrupa ve Kafkasya’yı Rusya’ya mı terk edeceği soruları çok ciddi bir küresel gerginlik olarak gündemi belirliyor…
 
*
Bilhassa, Kırım’ın referandum düzenleyerek Rusya’ya bağlandığını açıklamasının yarattığı kriz;
Rusya’nın ABD’nin Şubat 2008’de Kosova Meclisi’nde okunan bağımsızlık bildirgesi ardından Sırbistan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Kosova Cumhuriyeti’nin tanınmasına dayanak yaptığı Başkan George Bush’un uluslararası hukuk yorumunu öne çıkarmasına neden oluyor.
Rusya, Başkan Bush’un “Bağımsızlık bildirgeleri, iç yasaları ihlal edebilir. Ancak bu uluslararası hukukun ihlal edildiği anlamına gelmez” beyanı ile Kırım’ın Rusya’ya ilhakında oluşan çifte standarta  dikkat çekiyor.
 
*
O yüzden ABD’nin ayrıcalıklı pozisyonuyla uluslararası hukuku ulusal çıkarı lehinde dünya siyasetinin belirleyicisi yapan mevcut statükonun değişmesini, bunun BM merkezinden küresel sistem ağlarına yansıtılmasının ısrarını sürdürüyor.
 
*
ABD ise amacına ulaşmasını engellemek üzere Rusya’nın siyasi ve ekonomik entegrasyon süreçlerini engelliyor,
Rusya’yı bölgedeki kilit aktörlerle çevreliyor,
Bölge halklarının çöken ekonomiler, düşük sosyal standartlar ve terörle karşı karşıya kalması, oluşan istikrarsızlığın Rusya’ya yansımasını öngörüyor vs.
 
*
Dış desteği kesilen Rusya İmparatorluğun mutlaka dağılacağını düşünüyor.
Ukrayna’nın ise dağılan Rusya’nın Kuzey Kafkasya’dan çekilirken sivil protesto deneyimini  Kafkasya halklarına aktarması rölüne soyunduruyor…
 
*
Gerginliğin bir ucunda Suriye ve Irak krizleri bulunuyor.
Ama Rusya, iç savaşa artık siyasal bir çözüm getirilmesini sağlamak üzere Suriye’de yeni bir cephe açmıştır.
Terörün alt edilmesi ardından yeni Suriye’nin kurulmasına ilişkin bağlayıcı kararın alınmasını,
Suriyelilerin ülkelerinde nasıl yaşamak istediklerini kendilerinin müzakere etmelerini,
Alınan bağlayıcı kararın ise BM merkezinde  adalet ve ulusal çıkarlara saygı ilkelerine dayalı yeni bir küresel statüye ve yeni bir uluslararası hukuka güncelleştirilmesini amaçlıyor.
 
*
Rusya, ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi” çıkarlarını sarsarken,
Ukrayna olaylarının “Rusya’nın, Çin ile yakınlaşarak ABD karşıtı bir blok kurmaya yol alması yüzünden planlanmış bir  Moskova’yı batağa çekme operasyonu ” olduğu stratejiyi boşa çıkarıyor görünüyor.
Şimdi Moskova ardarda geliştirdiği hamlelerle Washington’ı mı batağa çekiyor?
 
*
İşte, herkesin dikkati Suriye’de yaşanan gelişmelerdeyken ABD’ye karşı yeni bir hamle gelişiyor.
Ağustos 2008’de Rusya-Gürcistan çatışması sonrası, Rusya’nın askeri ve siyasal koruması altında bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya, Rusya’ya katılmayı öngördüğünü açıklıyor.
Devlet Başkanı L. Tibilov, Rusya’ya katılmayı öngören bir halk oylamasına başvuracaklarını bildiriyor.
 
*
Moldova, Abhazya ile Dinyester ırmağı ile Ukrayna sınırı arasında uzanan incecik bir alana sahip bir ülke Transdinyester Cumhuriyeti de Rusya’ya bağlanmak yolundadır.
 
*
Bu suretle kendi halkının isteği doğrultusunda,mesela  İspanya’da  Bask ve Katolonya bölgelerinin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Dağlık Karabağ’ın, Kürdistan’ın önü açılmaya yazıyor.
ABD’nin hilafına ve kimilerine çok ağır sonuçlar yaşatmak üzere yeni bir küresel denge kendini gösteriyor.
Barış’ın da Savaş’ında bedeli ağırdır. 
 
31.10.2015
İki Amerikan projesi, başta Rusya olmak üzere ilgili bölge ülkelerini yakından ilgilendiriyor.
Birincisi;Rusya'dan geçen hatlara bağımlılıklarının kaldırılması için Hazar ülkelerinin bağımsızlığını, alternatif ihraç yollarının bulunmasını öngören,"Hazar Havzasının Enerji Kalkınması Projesi",
İkincisi; Ortadoğu ülkelerini belirli ekonomik ve demokratik kriterlerle tava getirmek ve ekonomilerinin bağlı olduğu petrol ve gaz akışının Hürmüz Boğazı ve Doğu Akdeniz su yollarından serbest olarak yapılmasını öngören "Büyük Ortadoğu Projesi" dir.
 
*
ABD bu projelerini, dünyadaki güvenlik ve istikrarın tek garantörü ve küresel ilişkilerin gidişatını kökten değiştirecek küresel güç olmanın getirisiyle uyguluyor.
Askeri Stratejisini dahi, "Küresel sorunlarda nerede, ne zaman ve nasıl olursa olsun düşmana karşılık vermenin düşmanlarla savaşıp savaşmamaya değil bunun nasıl yapılacağına dair strateji üretme üstünlüğüne yaklaşımların ve kararlılıkların oluşturacağı" esasına dayandırıyor... 
 
*
Ama fütursuzca, BM İnsan Hakları Bildirgesi ve BM'in aşırıcılık, ayrımcılık ve terörizmle mücadele ilkeleri ve konvansiyonlarını gözardı ederek çıkarları peşinde koşuyor.
Başka ülkelere baskı yaparak Washington'ın politikalarını savunmaya zorluyor.
İstemediği rejimi değişikliğine zorluyor, şiddete ve güvensizliklere yol veriyor, kanlı savaşlara neden oluyor...
 
*
Oluşan gerginliklerin bir ucu Ukrayna'nın, Baltık'tan Karadeniz ve Hazar'a kadar olan bölgedeki rolü üzerindedir.
Bugün Ukrayna, ABD-Rusya arasındaki güç dengesinin nasıl oluşacağını tartıyor.
Avrasya İşbirliği Teşkilatı ile Rusya'nın yeniden eski Sovyet bloku ülkelerini eline geçirme potansiyeli,
ABD'nin Doğu Avrupa ve Kafkasya'yı Rusya'ya mı terk edeceği soruları çok ciddi bir küresel gerginlik olarak gündemi belirliyor...
 
*
Bilhassa, Kırım'ın referandum düzenleyerek Rusya'ya bağlandığını açıklamasının yarattığı kriz;
Rusya'nın ABD'nin Şubat 2008'de Kosova Meclisi'nde okunan bağımsızlık bildirgesi ardından Sırbistan'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Kosova Cumhuriyeti'nin tanınmasına dayanak yaptığı Başkan George Bush'un uluslararası hukuk yorumunu öne çıkarmasına neden oluyor.
Rusya, Başkan Bush'un "Bağımsızlık bildirgeleri, iç yasaları ihlal edebilir. Ancak bu uluslararası hukukun ihlal edildiği anlamına gelmez" beyanı ile Kırım'ın Rusya'ya ilhakında oluşan çifte standarta  dikkat çekiyor.
 
*
O yüzden ABD'nin ayrıcalıklı pozisyonuyla uluslararası hukuku ulusal çıkarı lehinde dünya siyasetinin belirleyicisi yapan mevcut statükonun değişmesini, bunun BM merkezinden küresel sistem ağlarına yansıtılmasının ısrarını sürdürüyor.
 
*
ABD ise amacına ulaşmasını engellemek üzere Rusya'nın siyasi ve ekonomik entegrasyon süreçlerini engelliyor,
Rusya'yı bölgedeki kilit aktörlerle çevreliyor,
Bölge halklarının çöken ekonomiler, düşük sosyal standartlar ve terörle karşı karşıya kalması, oluşan istikrarsızlığın Rusya'ya yansımasını öngörüyor vs.
 
*
Dış desteği kesilen Rusya İmparatorluğun mutlaka dağılacağını düşünüyor.
Ukrayna'nın ise dağılan Rusya'nın Kuzey Kafkasya'dan çekilirken sivil protesto deneyimini  Kafkasya halklarına aktarması rölüne soyunduruyor...
 
*
Gerginliğin bir ucunda Suriye ve Irak krizleri bulunuyor.
Ama Rusya, iç savaşa artık siyasal bir çözüm getirilmesini sağlamak üzere Suriye'de yeni bir cephe açmıştır.
Terörün alt edilmesi ardından yeni Suriye'nin kurulmasına ilişkin bağlayıcı kararın alınmasını,
Suriyelilerin ülkelerinde nasıl yaşamak istediklerini kendilerinin müzakere etmelerini,
Alınan bağlayıcı kararın ise BM merkezinde  adalet ve ulusal çıkarlara saygı ilkelerine dayalı yeni bir küresel statüye ve yeni bir uluslararası hukuka güncelleştirilmesini amaçlıyor.
 
*
Rusya, ABD'nin "Büyük Ortadoğu Projesi" çıkarlarını sarsarken,
Ukrayna olaylarının "Rusya'nın, Çin ile yakınlaşarak ABD karşıtı bir blok kurmaya yol alması yüzünden planlanmış bir  Moskova'yı batağa çekme operasyonu " olduğu stratejiyi boşa çıkarıyor görünüyor.
Şimdi Moskova ardarda geliştirdiği hamlelerle Washington'ı mı batağa çekiyor?
 
*
İşte, herkesin dikkati Suriye'de yaşanan gelişmelerdeyken ABD'ye karşı yeni bir hamle gelişiyor.
Ağustos 2008'de Rusya-Gürcistan çatışması sonrası, Rusya'nın askeri ve siyasal koruması altında bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya, Rusya'ya katılmayı öngördüğünü açıklıyor.
Devlet Başkanı L. Tibilov, Rusya'ya katılmayı öngören bir halk oylamasına başvuracaklarını bildiriyor.
 
*
Moldova, Abhazya ile Dinyester ırmağı ile Ukrayna sınırı arasında uzanan incecik bir alana sahip bir ülke Transdinyester Cumhuriyeti de Rusya'ya bağlanmak yolundadır.
 
*
Bu suretle kendi halkının isteği doğrultusunda,mesela  İspanya'da  Bask ve Katolonya bölgelerinin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, Dağlık Karabağ'ın, Kürdistan'ın önü açılmaya yazıyor.
ABD'nin hilafına ve kimilerine çok ağır sonuçlar yaşatmak üzere yeni bir küresel denge kendini gösteriyor.
Barış'ın da Savaş'ında bedeli ağırdır. 
 
31.10.2015 - referandum

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir