AKP’nin HDP ( PKK) ile Bakan düzeyinde yaptığı toplantı, terörizmle ve teröristle sadece sohbet değil esasında suçtur

AKP’nin HDP ( PKK) ile Bakan düzeyinde yaptığı toplantı, terörizmle ve teröristle sadece sohbet değil esasında suçtur.
Bu suçu, ABD bize taş koyma, senin istediğinde olacak, Anayasa değiştirilecek, Türkiye Atatürk’ün kurduğu uygar bir üniter devlet değil , “demokratik cumhuriyet “ olacak demektir.
Yani bu AKP tarafından yapılan ve türevlerince ( MHP dahil) görevleri olarak desteklenen şey Atatürk’e, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti’nin varlığına ve birliğine kast etmektir.
Ve açıktan küfür etmektir. Türklerin şerefi ve namusu olan Vatanının bütünlüğüne ve birliğine göz dikmektir.
Peki ey vatandaş, bu terbiyesizliği yiyip, seyredecekmisiniz canlar?
Yok diyorsanız iş başa düştü.
Vakit tamamdan da tamamdır.
Şimdi Kemalist örgütlenme ve eylem zamanıdır.
Tabiki bu egosu, kariyeri, canı ve malı tatlı olanlar için geçerli bir söz değildir.
Sadece özde vatanseverler için geçerli bir sözdür.
Yani zaman gerçek bir Kemalist örgütlenme ve eylem zamanıdır.
Eğer canlar, biz özgür bir vatanda Türk olarak yaşamak ve uygar bir millet olmak istiyoruz diyorsanız, bunun için onu inşa etmek, var olanı yanına çekmek ve seferber olmak, güç biriktirip iktidara yürümek, iç ve dış düşmanı bertaraf etmek istiyoruz diyorsanız ve bedel ödemeye ve ödetmeye hazırsanız, işte buyurun er meydanı sizin gibiler için hazır canlar.. hemde çok hazır.. hadi ne bekliyorsunuz? artık sizi bekleyen özgürlük ve bağımsızlığa koşun…artık
Yani Atatürk’ün dediği gibi gerçekten ama gerçekten fiilen birer Mustafa Kemal olun.
Esasında herşey hazır canlar, ama tabiki bu yağlı kısbeti giymek istiyor, Vatan ve Millet için özgür ve bağımsızlık istiyorsanız, ölüm ve hapisi göze alıyorsanız, ya bağımsızlık ve özgürlük yada ölüm diyorsanız herşey hazır..
Dış ve iç
düşmana karşı, hakkını Türk töresinden ve Anayasa’sından alan ve bir ebedi bir Millet ve Vatan görevi ve hakkı olan her türlü direniş ve bedel ödetmek için zaman geldi ve bunun için buyurun Meydan sizin canlar..
Merdane olmaya varmısınız?

Atatürk bu gibi konularda diyorki:

“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.

Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır.

Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça, terk olunamaz.

Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.

Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır.

Tam bağımsızlık denildiği zaman, doğal, siyasal, mali, adli, askeri, kültürel ve her alanda tam bağımsızlık anlaşılır.

Hayatı ve özgürlüğü için ölümü göze alan bir millet asla yenilmez.

Türkiye’nin güvenini amaç edinen, hiçbir başka ulusun aleyhinde olmayan bir barış yolu, her zaman bizim ilkemiz olacaktır.

Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.

Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.

Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, bilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevî mirasçılarım olurlar.

Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir.

Bütün ilerlemeler, insan fikrinin eseridir. Fikri harekete getirmek, birinci işimiz olmalıdır. Bir kere millet benliğine hakim olsun ve düşünebilsin, yeter! Başlangıçta hatalı düşünse de, az zaman sonra bu hatayı düzeltebilir. Fikir bir kere faaliyete başladı mı, her şey yavaş yavaş düzene girer ve düzelir. Fikrin serbest hareketi ise, ancak bireyin düşündüğünü serbest olarak söylemek, yazmak ve verdiği karara göre her türlü girişimde bulunmak serbestisine sahip olmakla mümkündür.

Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.

İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!”

Mustafa Kemal Atatürk