Bu uygulama bir Anayasal suç olmayacak mı?…

NECDET BULUZ

 

                                                        Başbakan Erdoğan, silahlı PKK’lıların sınır dışına çıkmaları halinde kendilerine her türlü güvencenin verileceğini söylüyor. Daha önce terör örgütünden silahları bırakmasını isteyen Erdoğan, şimdi silahlı grupların sınır dışına çıkmalarına ses çıkarmayacakları söylemeye başladı. Sayıları 3500-4000 kadar olan bu silahlı grupları sınır dışına çıkması uygulanacak bir koridor ile olacakmış.

                                                          Ellerinde silahları, topları, her türlü askeri teçhizatları ile bu grupların sınır dışına çıkmasında Türk Silahlı Kuvvetleri ‘nin resmi olarak korumacılık yapacağı, “akil adamlar” tarafından da izleneceği ifade ediliyor. Her şeyin Hükümetin kontrolünde ve gözetiminde olacağını da bizzat Başbakan Erdoğan söylüyor.

                                                          ÇEKİLME İÇİN GÜVENCE İSTİYORLAR

                                                           Bu uygulama bize göre bir Anayasa ihlalidir ve suçtur. Nitekim BDP’liler bunun farkına varmış olacaklar ki, sürekli olarak çekilme için bir yasal güvence istiyorlar. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, partisinin son grup toplantısında da bu konuyu gündeme getirip “Bu güvence verilmezse, çekilme nasıl olacak?” diye sordu.  TBMM çatısı altında bu güvencenin verilmesi konusunda da israr ediyorlar. Yapılan bu işlemler için Oslo sürecinde olduğu gibi savcıların, hâkimlerin soruşturma açabileceklerine dikkat çekiyorlar.

                                                          PKK, ateşkes ilan etti ama silah bırakmıyor. Silahlı grupların sınır dışına çekilmesi hali ise, hukuka aykırı ve bu uygulamaya imza atanlar da doğrudan Anayasal suç işlemiş olacaklardır. Konuyu yakinen takip eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yaptığı açıklamada “Silahlı örgüt mutlaka silah bırakmalıdır” diyerek konunun önemine işaret etmiş bulunuyor.

                                                         BU UYGULAMAYA YASALAR ENGEL

                                                          Yasalar ne diyor: Elinde silah olan, kim olursa olsun, kolluk kuvvetleri tarafından yakalandığında bulunduğu yerde durdurulmak, elindeki silahı almak, ruhsat sormak, silaha el koyarak, savcılığa vermek zorundadır. Dikkat ediniz, ruhsatsız silah taşımanın cezasının ne olduğu bile kanunlar belirlemiştir.

                                                           Bu noktada Başbakan’ın söylediklerine bakalım:

                                                            “ Biz, silahlı grupların sınır dışına çekilmesi için güvence veriyoruz. Hükümetimizin teminatı altında sınır dışına çıkabilirler”

                                                            Silahlı grupların böylesine ellerini kollarını sallayarak sınır dışına çıkmasına yasalarımız izin vermiyor. Bu yasaları tanımamak, suç işlemektir. Bu emri Başbakan vermiş olsa bile, bu uygulamaya katılan her kim olursa olsun aynı suca ortak olmuş olur.

                                                              Yine dikkatlerinizi çekmek istiyoruz:

                                                                 İmralı canisi Öcalan da, Kandil’deki Karayılan da, terör örgütünün siyasi uzantıları BDP’liler de aynı şeyi söylüyor ve istiyorlar. “TBMM, bu konuda kanun çıkarmak zorundadır.”

                                                                 Tekrar anımsatmak için yazıyoruz. Ateşkes kararından sonra Kandil’deki Murat Karayılan’ın şu açıklaması her şeyi ortaya koymuyor mu:?

                                                                 “ Eğer Türk Devleti, Hükümet ve Parlamento sorumluluğunu yerine getirir ve geri çekilmeye ilişkin gerekli kararları alırsa gerekli komisyon ve kurumları oluşturursa geri çekilmenin zeminini oluşturursa biz onu da yerine getireceğiz. Şimdi bu zeminin oluşturulmasını bekliyoruz.”

                                                                TBMM’SİZ ÇÖZÜM ZOR

                                                                 Konu sadece eli silahlı grupların sınır dışına çıkması ile sınırlı olmayacak. Sızın haberlere göre KCK tutukluları serbest bırakılacak. Bunun yanı sıra Silivri’deki bazı tutukluların da salıverilmesi gündemde bulunuyor. Hatta İmralı canisine bile af isteniliyor. Bütün bunların yerine getirilmesi ancak çıkarılacak bir “genel af” kapsamında olabilir. Bu da hiç kuşkusuz TBMM olmadan hayata geçirilemez.

                                                                Gerek Başbakan, gerekse tayfası konunun Hükümeti bağladığını, TBMM olmaksızın da çözümü hedefine götüreceklerini söylüyorlar. “Ben istiyorum, olacak” mantığı ile hareket ediyorlar. Karşılarında üç set var: Birincisi karşı tarafın istediği TBBM garantisi, ikincisi terör örgütünün silah bırakmamakta direnmesi, üçüncüsü de yapılacak bu işlerde Anayasal suçun işlenmiş olacağıdır.

e.mail: necdetes@mynet.com


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir