KIYAMET ÇOKTAN KOPMUŞ ZATEN
1946 ile 1964 yılı arası dünyaya gelenlere Baby Boomer (Bebek patlaması) kuşağı diyorlar.
Bir sonraki kuşağın, yani 1965 ile 1976 arası dünyaya gelenler ise X (Matematikte bilinmeyen demek)
Bebek patlaması kuşağı kıyametin habercisi ve aynı zamanda da şahidi durumunda olanlar.
Bu kuşak geçmiş ile gelecek arasında ki bir köprü gibidirler.
8 kilogram ağırlığındaki Manyetolu telefondan 80 gramlık android telefona kadar geçen teknolojik gelişmeleri adım adım takip etmiş, 2. Dünya savaşı sonrasının gidişatını, Avrupanın yaralarını sarma sürecini parazitli yayınla radyo spikerinden dinlemiş, körfez savaşını ise görüntülü bir şekilde naklen izlemişlerdir.
İşte o kuşağın bir ferdi olarak:
Yolsuzluğun ve hırsızlığın bu kadar aleni bir şekilde yapılarak toplum tarafından normal bir şey miş gibi kabul edildiğine hiç şahit olmamıştım.
Uyuşturucu baronları ile mafya babalarının saygın işadamı, kokain bağımlılarının parti temsilcisi, cani katillerin külhanbeyi gibi ortalıkta dolaşıp, göğsünü kabarta kabarta bakan ve milletvekilleriyle kameralara poz verdiğini hiç görmemiştim.
Pedofili hastası sapıkların din kisvesi altında gazetelerde, dergilerde ve ulusal yayın yapan televizyonlarda ahlak dersi verdiklerini hiç duymamıştım.
Sokak ağzı ile atışmalar
Pavyon kabadayıları gibi sataşmalar
Karşılıklı suçlamalar ile birbirlerine çamur atan siyasilere hiç rastlamamıştım.
Ne günlere kaldık Yarabbim…
Modellik yaptığı dönemde para karşılığı bedeninin en mahrem yerlerini cömertçe sergileyen, Yunan George ile evlendikten sonra da Rum ortodoks dinine geçerek Maria ismini alan Tuğçe Kazaz miting meydanında İslami din dersleri veriyor ve on binlerce insan hep bir ağızdan Allahüekber Allahüekber Allahüekber nidalarıyla tekbirler getiriyor.
İktidara küskün olan suç örgütü lideri Sedat peker, itiraflarda bulunarak hırsızlık ve yolsuzluklarla mücadele ediyor.
Katiller, caniler, sapıklar, bağımlılar, neidiği ve nereden peyda olduğu belirsiz insanlar özgür bir şekilde dolaşırken masum insanlar demir parmaklıklar arkasında gün sayıyor.
Cüppeli mahlaslı bir meczup açık açık milleti tehdit edip iç savaş mesajları ile “temizlik şart” derken, Cumhuriyetin savcılarının kılı bile kıpırdamıyor.
Bir bir kesim lüks ve şatafat içinde cennette yaşarken, bir kesim de açlık, yokluk ve sefalet içinde öldüğünde cennete gideceğine inanıyor.
Aldatmayı prensip edinmiş bir yönetim
Aldatılmaya müptela olmuş bir topluluk
Halen daha bu ülkede kıyamet kopmamış, cennet vatanım cehennem olmamış diyebilen var mı?
Bir yanıt yazın