Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından önerilen “Avrupa Siyasi Topluluğu” projesinin ilk toplantısına Türkiye’nin de dahil edilip edilmeyeceği belirsizliğini koruyor.
Bazı Avrupa Birliği diplomatları, Avrupa Siyasi Topluluğu’nun 6 Ekim’de Prag’da düzenlenecek liderler düzeyindeki ilk toplantısına 17 ülkeyle birlikte Türkiye’nin de davet edileceğini söyledi. Resmi davetin önümüzdeki günlerde ilgili ülkelere gönderileceği bildirildi.
Macron, 1 Eylül’de yaptığı açıklamada, birçok AB ülkesinin toplantıya Türkiye’nin de katılıp katılmayacağını sorduğunu belirterek “Fransa, Türkiye’nin katılımını veto etmeyecek.” şeklinde konuşmuştu.
Konunun Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna’nın 5 Eylül’de yaptığı Türkiye ziyaretinde, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile toplantı aralarında da konuşulduğu ifade edilmişti.
Öte yandan, AB ve üye olmayan diğer ülkeler arasındaki siyasi istişareyi genişletmeyi amaçlayan Avrupa Siyasi Topluluğu’nda “Türkiye” fikrinin tartışma yarattığı belirtiliyor.
Fransız Le Monde gazetesi geçtiğimiz günlerde “Avrupa Siyasi Topluluğu projesi Türkiye vakasıyla karşı karşıya” başlıklı haberinde AB üyesi ülkelerin “Macron’un ‘sevgili projesine’ Ankara’yı da dahil etmekte isteksiz” olduğunu yazdı.
Türkiye ve AB ilişkileri uzmanı Uluslararası ve Stratejik İlişkiler Enstitüsü Direktör Yardımcısı Didier Billion’a göre, Avrupa Birliği’ni yeniden çalışır hale getirmek için öne sürülen projelerden biri olan Avrupa Siyasi Topluluğu’na Türkiye ve İngiltere kesinlikle dahil edilecek.
Macron, Avrupa Siyasi Topluluğu projesini ilk olarak mayıs ayında Avrupa Parlamentosu’na sundu ve topluluğun demokratik ülkelerin herkesi ilgilendiren siyasi konularda iş birliği için yeni bir alan bulmasına izin vereceğini söyledi.
Haziran ayında AB Liderler Zirvesinde gündeme getirilen Macron öncülüğündeki bu siyasi diyalog ve iş birliği platformu projesi, AB yönetimi tarafından da kabul edildi.
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Avrupa Siyasi Topluluğu projesine desteğini ifade ederek, Avrupa kıtasını ilgilendiren güvenlik, enerji, iklim ve ekonomi gibi konuların düzenli olarak tartışılacağını söyledi.
Avrupa Siyasi Topluluğu’nun Avrupa’yı ilgilendiren konuları görüşmek üzere 6 ayda bir toplanması bekleniyor.
Proje, AB’nin bir parçası olmayan ülkelerin de siyasi karar süreçlerine katılımını amaçlıyor. Nitekim Macron projeyi tanıtırken “AB kısa vadede Avrupa kıtasını yapılandırmanın tek yolu olamaz.” şeklinde konuşmuştu.
Didier Billion bu projeyi, Macron’un başarısızlığa uğrayan “Avrupa Birliği’ni yeniden işler hale getirme” hırsının bir sonucu olarak görüyor: “Kendisini Avrupa’nın en önemlisi, AB’ye en çok inanan kişi olarak sunan Macron ilk görev süresinde düşündüğünü yapamadı. Yine de doğru bir tespitten yola çıktı, AB iyi bir şekilde işlemiyor. Bu yüzden Avrupa Siyasi Topluluğu projesini icat etti çünkü 27, 28 ya da orta vadede daha fazla devletle AB’nin 10 – 15 yıl önceki gibi çalışmaya devam edemediğini düşündü.”
Didier, projenin “Çok Vitesli Avrupa” ve “Tek Merkezli Avrupa” gibi AB’ye eski gücünü yeniden kazandırmak için öne sürülen fikirlerle de bağlantılı olduğuna inanıyor.
Çok Vitesli Avrupa fikri temel hatlarıyla oy birliği ve çoğunluk ilkelerine göre hareket etmeyen ve endüstriyel, ekonomik, askeri ve siyasi projeleri hazırlayan 3 ila 6 ülkeden oluşan bir merkezi çekirdek tasarlıyor. Ve içerisinde doğrudan bu merkezi çekirdeğe bağlı olmayan, AB ülkeleri ve Türkiye gibi henüz üye olmayan diğer devletler de yer alacak. Bu devletler Avrupa dinamiğine bağlı olacak ancak tüm haklarla sorumluluklara sahip olmayacak.
Macron’a göre AB’nin demokratik değerlerini paylaşan her ülke Avrupa Siyasi Topluluğu’na katılabilir.
Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı 1 Eylül’de Elysee Sarayı’nda büyükelçilere yaptığı konuşmada, siyasi topluluğun AB üyesi ülkelerin yanı sıra “İngiltere, Norveç, İsviçre, Batı Balkan ülkeleri, Ukrayna” gibi ülkelerin bir araya gelmesine izin vermesi gerektiğini söyledi.
Bir yanıt yazın