Ermeni Faaliyetleri (03 Eylül 2022)
1.. Kongre liderleri, Karabağ’a ABD insani yardımını talep ediyor… Amerika Birleşik Devletleri Kongre Ermeni Dostluk Grubu Eş Başkanı Frank Pallone ve Nevada Kongre Üyesi Dina Titus, 45’in üzerinde Kongre Üyesinden oluşan iki partili bir grup, Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e çağrıda bulundu. Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA), ABD Kalkınma (USAID) Ajansı Yöneticisi Samantha Power’ın Karabağ’ın risk altındaki Ermeni nüfusunu desteklemek için acil adımlar atması gerektiğini bildirdi.
2. Ermenistan’da düzenlenecek STARMUS etkinliklerine yaklaşık 100 bin ziyaretçi katılacak… Ermenistan’da 5-10 Eylül 2022 tarihleri arasında düzenlenecek olan STARMUS uluslararası festivali çerçevesinde yaklaşık 100 bin ziyaretçi bekleniyor. STARMUS festivali, bu ölçekte etkinliklere ve konuşmacılara sahip olan dünyadaki tek festival olarak kabul edilir. 5-11 Eylül 2022 tarihleri arasında Ermenistan’da “STARMUS FESTIVAL VI. 50 yıl Mars’ta” festivali düzenlenecek.
3. Muhalefet Milletvekili: “Rejim değişikliği olmadan Ermenistan ve Karabağ’ ın düşüşünü önlemek imkansız”… Muhalefetteki Pativ Unem grubundan Ermeni milletvekili Tigran Abrahamyan, Ermenistan ve Karbağ’ın düşüşünü önlemek için rejim değişikliğine ihtiyaç olduğunu yineledi. Cumartesi günü Facebook’ta “Karabağ’ın savaş sonrası dönemdeki temel sorunlarından biri, mevcut zor duruma rağmen devlet kurumlarının belirli bir senaryoyu ele almak için herhangi bir eylem planının olmamasıdır. Bir krizle başa çıkamayan, kilit hükümet pozisyonlarını elinde tutan, rakam sıkıntısı olmadığı gerçeğinden başka hiçbir şey söylemeyen Ermenistan Hükümeti, Azerbaycan’ın tehlikeli politikaları, sistemik sorunları ve yaşaya bilirlik krizi göz önüne alındığında, durumu daha da kötüleştiriyor. Bu kötü durumun düzelmesi, görevdeki Ermeni yetkililerin ne kadar çabuk görevden alınacağına bağlı…
4. Ermenistan Dışişleri Bakanının 31 Ağustos Brüksel toplantısına ilişkin bazı spekülasyonlara ilişkin yorumu… Dışileri Bakanı Mirzoyan, “Ermeni tarafının Azerbaycan’ın önerdiği beş maddeye ilişkin tutumu değişmedi. Daha önce de belirttiğimiz gibi Azerbaycan’ın 10 Mart 2022’de sunduğu tekliflerde kabul edilemez bir şey görmüyoruz. Bu tekliflerin Ermenistan-Azerbaycan barış gündeminin tüm konularını ele almamasıdır. AGİT Minsk Grubu Eşbaşkanı ülkelerine ilettiğimiz yanıtla gündemi tamamladık ve dolayısıyla barış görüşmelerinin devamına hazırız” dedi. 31.html
5. Fitch, Ermenistan’ı ‘B+’, görünümü durağan olarak teyit etti… Fitch Ratings, Ermenistan’ın Uzun Vadeli Yabancı Para İhraççı Temerrüt Notunu (IDR) ‘B+’ ile Durağan Görünümle teyit etti. Ermenistan’ın ‘B+’ IDR’leri, emsallerine göre güçlü kişi başına gelir, yönetişim ve iş ortamı göstergelerinin yanı sıra, IMF desteğiyle desteklenen sağlam bir makroekonomik ve mali politika çerçevesi ve reforma yönelik güvenilir taahhüdü yansıtmaktadır. Ancak, yabancı para cinsinden kamu borcunun yüksek payı, nispeten zayıf dış finansman ve jeopolitik riskler bulunmaktadır.
6. İzmir Felaketi’nin 100. Yılında… Dr Themistocles Kritikakos tarafından Greek Herald’ da yer alan yazıya atfen Süryani Sitesi Aina.org, bir haber yayınlıyor. Bu habere, kısa bir araştırmayı müteakip söz konusu siteye yorum verilecek. Yorum vermek isteyip de kabul edilemeyen arkadaşlarımız yorumlarını bize yolladıkları tadtirde sözkonuusu sitede kendi isimleri ile yayımlanacaktır. Ayrıca, Turkish News sitesinde uluslararası yayın organlarına vermeyi düşündüğümüz yorumların birincisine de bu haber ile başlayacağız. Hepimize kolay gelsin. Balıkçılar gibi biz de bir “Haydi Vira” çekelim. Kolay gelsin.Haber özetle şöyle; “ 100 yıl sonra, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında hayatta kalan Yunanların yaşadığı travma, çağdaş Avustralya’da yaşayan torunlarına aktarıldı. Birinci Dünya Savaşı sırasındaki Ermeni soykırımı uluslararası düzeyde bilinmektedir. Ancak, 1914 ve 1923 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemindeki Yunanlıların ve Asurluların benzer deneyimleri büyük ölçüde bilinmemektedir. 2007’de Uluslararası Soykırım Bilginleri Birliği (IAGS), Osmanlı’nın 1914 ile 1923 yılları arasında Ermenilere, Süryanilere ve Rumlara karşı yürüttüğü harekâtın bir soykırım teşkil ettiğini kabul etti… Eylül 1922’deki İzmir Felaketi, kozmopolit şehrin Rum ve Ermeni mahallelerinin yakılmasıydı. Yaklaşık 100.000 Rum ve Ermeni kurban verdi… İzmir Felaketi, Yunan-Türk Savaşı’nın (1919-1922) sona ermesine yol açtı. Bunu, Türkiye’den yaklaşık 1,5 milyon Hıristiyan’ın Yunanistan’a, Yunanistan’dan ise 500.000 Müslüman’ın Türkiye’ye sevk edildiği Nüfus Mübadelesi izledi. Modern Yunanistan ve Türkiye’nin sınırlarını şekillendiren Lozan Antlaşması 1923’te imzalandı.
7. Af Örgütü’nden İran ve Türkiye raporu: Mülteciler hukuksuz biçimde geri itiliyor… Uluslararası Af Örgütü, ülkelerinden kaçan Afganların İran ve Türkiye sınırlarında maruz kaldığı geri itme ve hukuka aykırı biçimde ateş açılması vakalarını aktaran raporunu paylaştı. Raporda, Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirmesiyle ülkeden kaçan Afganların İran ve Türkiye sınırlarında geri itmeye, İran başta olmak üzere güvenlik güçleri tarafından şiddete maruz kaldıkları kaydedildi. Uluslararası Af Örgüt, yayımladığı açıklama ile İran ve Türkiye güçlerinin, güvenlik arayışıyla sınırlarını geçmeye çalışan Afganistanlıları defalarca geri ittiğini ve bunun için erkeklerin, kadınların ve çocukların üzerine hukuka aykırı biçimde ateş açmak dahil çeşitli yollara başvurduğunu açıkladı… Af Örgütü’nün raporuna göre, İran ya da Türkiye’ye girmeyi başarabilen Afganlar rutin olarak keyfi şekilde alıkonuldu ve hukuka aykırı olarak ve zorla geri gönderilmeden önce işkence ve diğer türde kötü muameleye maruz bırakıldı. (Not: Bu Habere şu e-posta ile cevap gönderildi..,o.tan)
Gönderen: Orhan Tan orhantan41@gmail.com
Date: 3 Eyl 2022 Cmt, 16:44
Subject: Uluslararası Af Örgütü Raporu
To: <agos@agos.com.tr>, Baskın Oran <oran@politics.ankara.edu.tr>, ohannes kilicdagi <ohanneskilicdagi@yahoo.com.tr>, nbuyum@gmail.com
Adı Uluslararası Af Örgütü olan bir kurum bu kadar yalan bir haberi nasıl düzenleyip yayımlar, hayret verici bir durumdur. Tabii, işin çok kötü bir boyutu da etnik kökeni ne olursa olsun Türk vatandaşı kimliği taşıyan kişilerin ülkesine bu kötülüğü nasıl yaptığıdır. Bu yalan bilgiyi Türkiye’den hangi örgütün verdiği bizim malûmumuzdur. Ancak, doğruluğu araştırılmaksızın, haberi alındığı gibi yayımlamak da gazetecilik mesleğine yakışmıyor. En hafifinden esef ettiğimi bildiriyorum. İyi çalışmalar dilerim, selamlar, O. Tan
Bir yanıt yazın