TAHIL KORİDORUNA SEVİNELİM Mİ?

Ukrayna’nın Odesa limanından tahıl ve likit yağ yüklü gemilerin, salimen ayrılmaları için İstanbul’da taraflarca yapılan görüşmede uzlaşma sağlandı. Burası madalyonın bir yüzü, tebrik edilmesi gerekir.

Gelelim ikinci yüzüne

Büyük bir başarı olarak göbekler attık. Ne sevindik ne sevindik. Yalaka ve yandaş basın bunu, büyük bir siyasi başarı olarak sundular.

Tarım ülkesi Türkiye, neden tahıl koridoruna muhtaç hale geldi sormadılar/sorgulamadılar.

Yıllar öncesi bu ülkede tarla karasabanla sürülür, buğday, arpa, çavdar orakla biçilir, düvenle sürülür, yabalarla rüzgârda savrulurdu.

İkinci Dünya Savaşı da patlak vermişti. 

Türkiye, böylesine bir “Tahıl Koridoru” na ihtiyaç duymamıştı.

Bu şartlarda bile buğdayımız, etimiz, sütümüz, yağımız yeterdi bizlere.

En küçük yerleşim biriminde bile üç-beş sürü çıkardı yayılıma.

Ne oldu da bugün, ekmek lüks oldu, simit yenemez, çay içilemez, şeker alınamaz oldu?

Sahi ne oldu?

O yıllardan bu güne ne değişti ya da biz neyi öngöremedik, tarımı nasıl bitirdik?

Ukrayna-Rusya savaşı çıkmasa pek çok şeyin farkına varamayacaktık.

Biz sanıyorduk ki eti, otu, yağı dışardan alıyoruz. Meğer buğdayda da dışa bağımlı imişiz?!

Soru şu: Ukrayna savaş halinde, Rusya’nın acımasız bombardımanı altında:

Bu şartlarda bile TAHIL ihraç ediyor. Bizde TAHIL KORİDORU açılacak diye seviniyoruz.

Oysa şapkayı önümüze koyup: neden bu duruma düştük diye düşüneceğimize!..

Acaba bu koridor, sade bize mi açıldı, o masada sadece biz mi vardık? Neden bu utanılası duruma seviniyoruz, başarı diye kıvanç duyuyoruz?

Odesa’dan tahıl yüklü çıkan gemiler, boğazları geçerek hangi ülke limanlarını ziyaret edecek?

Anadolu’da binlerce çiftçi kazanamadığı için toprağını bırakmış, binlerce hektar tarım arazisi ekilmez, köylü tarıma küstürülmüş; süt inekleri kesime gönderilirken; Tarım Bakanı’nın Venezüella’da tarım arazisi araması neyin nesidir?

Beyler Venezuella, dünyanın öbür ucu. Pudra şekeriyle anılan bir ülke.

Siz iş yapacaksanız, ülkenizin kaynaklarına yönelin. Ne diyor Atalar: “Elden gelen öğün olmaz, olsa da vaktinde gelmez.” 

Hani sizler yerli ve milli idiniz?

Vefakâr ve cefakâr çiftçimizin girdilerini bir ucuzlatın. Mazotu, gübreyi, ilacı, enerjiyi kullanılamaz ve erişilemez olmaktan çıkarın. Çiftçimiz eksin, üretsin de; O TAHIL KORİDORU Türkiye’den dünyaya açılsın.

İnanın deliye de, veliye de sorsanız size, bu yolu gösterir.

Aklın yolu birdir vesselam.

Yandaş, yalaka ve vicdansız medya “TAHIL KORİDORU” müjdelerini büyük bir kazanımmış gibi veriyor da, bu hallere nasıl-neden geldik diye sorgulayan yok.

Türk tarımı: Mersinli çiftçinin isyanına Sn. Erdoğan’ın: “Ananı da al git” dediği gün bitirilmiştir.

Milletim adına isyanım buna!.

Esen kalınız.                                                                         Nazım PEKER

NOT: Ukrayna Tarım Bakanı’nı ve Ukrayna halkını takdir ediyorum. Savaş ortamında bile Tarımı ihmal etmeyip, ekim yaparak, üretip dünyaya buğday sattıkları için.

Ukrayna’nın Odesa limanından tahıl ve likit yağ yüklü gemilerin, salimen ayrılmaları için İstanbul’da taraflarca yapılan görüşmede uzlaşma sağlandı. Burası madalyonın bir yüzü, tebrik edilmesi gerekir. - bugday

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir