BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN !

            Belki de kiminiz ne bayramı diyeceksiniz.

            Ne bayramı olacak, 15 Temmuz Bayramınız !

            Ama bugün 18 Temmuz diyorsanız; kına yakmanız için ‘bayram geçtikten sonra’ yazıyorum.

            Bu neyin bayramı Tanrı aşkınıza?.

            Bu 15 Temmuz, olsa olsa delilerin bayramı olabilir?

            Yalanla, dolanla, hile ve desise ile, baskı ve zulümle, ve denildiğildiği üzere ‘kanırta kanırta’ delirtilmiş, çıldırtılmış, beyinleri sulandırılmış bir ‘toplum’un bayramı olabilir.

            En aklı başında olanlarınız için, 15 Temmuz’un ‘karanlık yönleri’ varmış.

            Yahu asıl şu anda ‘zifiri karanlık’ta olduğunuzun ayırdında değilsiniz o zaman.  

            Hulusi’ye sorduk yanıt vermedi diyorsunuz.

            Hakan’ı çağırdık gelmedi diyorsunuz.

            Kuvvet Komutanlarını,  Birinci Ordu komutanını, nalınlı ÖSO’cuyu yanağından öpen Aksakallı komutanı ve daha bilmem nerenin komutanını, nöbetçi subayını falan dinlediniz mi?

            Dinlemediniz, çünkü daha o geceden ‘yasak’ geldi.

            SADAT’çı- madatçı ne kadar ‘gayri nizami harp’ kurumu, şirketi, derneği, vakfı varsa sorguya çakebildiniz mi?

            Hayır çekemediniz, çünkü onlar taa baştan sorguya/yargıya ‘afsunlu’ olarak kurulmuşlardı.

            Şu memlekette, televizyonda, gazetede, ‘sosyal medya’da ‘rakı’ demek yasak mı, yasak.

            ‘Alkol’ demek yasak mı, yasak.

            ‘Afyon’-mafyon demek yasak mı, yasak.          

            17/25 Aralık demek yasak mı, yasak.

            15 Temmuz demek ise ‘bayram’, öyle mi?

            İnönü’nün deyimiyle, ‘hadi canım sende’!

            Ayrıntısını bilmem ama, 15 Temmuz ve o güne kadar olanlara bakarak, ‘Rezil Mustafa Varank’ı sanayiye ‘bakan’ yapan bu 15 Temmuz’ değil midir?

            ‘Rüsvay Bekir Bozdağ’ zaten bu kirli işlerin tam ortasında idi ve hâlâ ortasında değil midir?

            ‘Soysuz Süleyman’ı ‘ali kıran baş kesen’lik makamına oturtan bu 15 Temmuz değil midir?

            ‘İbn-el Kavakçı’yı ‘Devletin sır küpü’, anasını Büyükelçi yapan bu 15 Temmuz değil midir?     

            ‘İbn-ül Bin Ali ül Erkam’ın babasını ‘Başbakan’ yapan da, 15 Temmuz’cular idiler.

            Efendim o gece, onu öldürmeyi planlıyorlarmış…

            Ee niye öldürmemişler?

            Tamamen ‘tesadüf’, Allahın Türk milletine bir ‘lütfu’ olarak yaşıyormuş.

            Eğer bu işler, bu 15 Temmuzcu’ların, her iki kanadın birden, Allahları tarafından kotarılıyordu ve hâlâ kotarılıyor ise, benim ona söyleyecek sözüm olacaktır.

            Kaldı ki, 15 Temmuz’la birlikte daha binlerce ‘yasak’ sayılabilir.

            Ve 15 Temmuz’la ilgili soru sormak yasak, ama ‘Bayram’ olarak kutlamak ‘serbest’.

            Üstelik ‘Resmi Tatil’li, neredeyse ‘ulusal’ bir bayram.

            Türk Hukuk Sistemi’nde yedibine yakın yasanın, bir gecede, bir kişinin ağzından çıkan ‘kelam’ ile değiştirilmesi veya ortadan kaldırılmasının ‘bayram’ı değil mi bu 15 Temmuz?

            Devlet Bahçeli’yi yetmiş yıllık milliyetçilik ‘ülkü’sünden koparan da bu 15 Temmuz’dur.

            Doğu Perinçek’i yetmiş yıllık sosyalizm ‘ilke’sinden koparan da o…

            Her şey bir yana, TRT’yi sözde darbecilerden kurtaran ‘Soysuz Süleyman’ın ‘gazi’ olduğu bir olayı ‘bayram’ olarak kutlamayı kendime yediremem.

            Ne idüğü belirsiz tiplerin yaptıklarının, sözde ‘halk hareketi’ olarak sunulduğu ama SADATçı, İŞIDcı, ÖSOcu, FETOcu ve AKP’lilerin birlikte örgütledikleri bu 15 Temmuz olaylarının içi-dışı aydınlatılmadıkça, kim ne derse boş…

            Eğer hâlâ ‘bayram’ diyecekseniz, 15 Temmuz bayramınız kutlu olsun demekten başka elimden bir şey gelmez.

            ‘Allah cezanızı versin’ diyeceğim ama, zaten 15 Temmuz aleyhine konuşmaya ‘ceza’ gelmiş diyorlar.

            Bak sen şu Allah’ın işine! diyeyim o zaman…

            Belki de kiminiz ne bayramı diyeceksiniz. - 15temmuz darbegirisimi

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir