Evimizdeki kedimiz Mars,bahçemizdeki tavşanımız ve bir sürü yavruları ile çiçekler arasında tek başıma kutladım bu Kurban Bayramını da…Yalnızlıktan delireceğim artık diyen insanların var olduğu bu dünyada…
Size Kur’an’dan deliller göstererek anlatacağım kurban gerçekleri.
108.sure;Kevser suresi:”Süphesizki biz sana Kevser’i verdik, öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.”
Kurban,vacip görevini yerine getirmek ve sevaba girmek için, Kurban Bayramının ilk üç gününde,yoksullar et yesin diye bir hayvan kesmektir.
Her müslüman kurban keser diye şart yok.İhtiyacından fazla malı ve parası olan,yani dinen zengin sayılması gerekir.Fakir kurban kesmek zorunda değildir.
Eskiden dünyanın bir başka ülkesinde,açlıktan ölen insanları veya senede bir defa et yiyemeyen insanları düşünüyordum. Şimdi artık ülkem insanı da kurban kesemiyor,kesenler de buzluğa doldurup,bütün yıl onu yiyor galiba.En ucuzuna baktım 4000 lira bir kurban.
Kurban niye kesiliyor,yoksul insanlar en azından yıl da bir et yesinler diye değil mi?Amacından saptırılmış,sadece kurban kesti desinler diye kesilen kurban ibadetten sayılır mı dersiniz!
Sonra bir sürü vakıf reklamları görüyoruz”kurban kesmeyin bize bağışlayın Afrika’daki aç insanlara gönderelim”diye.Çok iyi araştırmalısınız, vereceğiniz kurban parası size silah olarak geri dönebilir!Ya da birileri,bilmem ne derneğine yardim ediyoruz deyip ,seçim parası olarak kullanabilir!İşte o zaman da, istemediğiniz insanlar sizi yönetir,hayal-i fener gibi kurban olabilirsiniz…Bir zamanların Deniz Feneri olayını hatırlıyorum da…
Bağışlamak istiyorsanız Mehmetçik Vakfı var,Çocuk Esirgeme Kurumu var,Huzur Evleri var…
Çocukluğumun Kurban Bayramlarını düşünüyorum.Babam bayram namazından gelir,bahçemizde kurbanı keser,hemen ateş yakılır,önce ciğerleri falan közlenir yenirdi.Biz çocuklar kuş gibi beklerdik ateşin başında.
Babam kurbanı üçe bölerdi.Üçte biri ev halkına,üçte biri bayramlaşmaya gelen misafirlere kavurup yedirilirdi,üçte biri de kurban kesemeyen konu-komşuya dağıtılırdı.Şimdiki gibi,kesenler birbirine birer parça et verip,geri kalanını sucuk yapmazlardı.
Hatırlar mısınız, ilk defa bir Cumhurbaşkanı hacca gitmişti…
Düşünüyorum haccın şartlarını…
2.sure;Bakara suresinin 196 .ayeti:
“Hac ve Umreyi de Allah için tamamlayın
3.sure;Al-i Imran suresinin 97. ayeti:
“Orada apaçık alametler ve ibrahim’in makamı vardır;hem ona,bir yola gücü yeten bir kimsenin o evi(Kabe) haccetmesi,insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır”
Islamın 5 şartını şöyle bir hatırlayacak olursak,Kelime-i Şahadet getirmek,namaz kılmak ve oruç tutmak her müslümana farz kılınmıştır.
İki tanesi zenginler içindir.
Birincisi İhtiyacından fazla malın ya da paran varsa kırkta birini fakir -fukaraya dağıtmaktır ki buna zekat deniyor.
Bir tanesi de, gücün yetiyorsa Hacca gitmektir.Gücün yetmesi nasıl oluyor: Geçim ihtiyacından fazla olarak,seni hacca götürüp-getirecek;geride kalan aileye yetecek kadar helal parası olmak.
Ticareti ve dünya işlerini hac işine karıştırmamalı.Borcun varsa ödeyeceksin, herkesle helalleşeceksin.Kul borcunu ödemeden ve helalleşmeden haccın kabul olmayacağı bildiriliyor.
Tüyü bitmedik yetimlerin hakkıyla alınan özel uçaklarla hacca gidildiğinde ne kadar kabul olunur hele bir düşünün.
Benim bildigim,hacca gidenin değil;haccı kabul olanın günahları affolur. Üstelik bazı günahların özellikle kul hakkının affı yok biliyorsunuz.
Çok hassas konular bunlar.Kimlerin hacca gidip, kurban kesebileceği Kur-an’i Kerim’de belirtilmiş.
Allah ile kul arasına girilmez,mevlam bilir işini…
Eğitim sistemini çökertip,Atatürk ve eserlerini ortadan kaldırmaya çalışıp,işine gelmeyene fetöcü damgası vurup hapishaneleri doldurarak müslüman olunmuyor…
Birilerine rant sağlamak için nerede göl bulduysan kurutup,nerede ağaç bulduysan yakıp,kesip,ülkeyi çöle çevirerek asla müslüman olunmuyor…
Ülkemde ne kadar yer altı ve yerüstü zenginliği varsa hepsi satlıp,talan ediliyor ve kimse buna dur demiyor,sanki ölü toprağı serpildi ülkem insanının üstüne…
İsyan ediyorum,çırpınıyorum ama sesimi kimseye duyuramıyorum…Sanki görünmez olmuşum gibi hissediyorum kendimi.
Ordumuzu dağıtıp,ülkemizi savunmasız hale getiren insanlara kim müslüman diyebilirki…
İşçinin,memurun ve yetimin hakkını vermeyerek akraba,eş-dost kayırırken insanların işsiz ve aç kaldıklarını görmek insanın içini acıtıyor…Böyle iyi müslüman nasıl olunuyor birileri bana anlatsın…
Dünyanın tahıl ambarı ve kendi kendisine yeten 7 ülkeden biriyken,şimdi dışarıya el açarken;gencecik çocuklarımız komşularımızla savaşa gönderilip her gün hava raporu gibi şehit haberleri dinlerken,çalıp çırpanın elini kolunu sallayarak dolaşırken,namuslu insanların havadan sebepler uydurularak hapishanelere doldurulurken ben bayram yapamıyorum.
Ne milli bayramların,ne de dini bayramların tadı tuzu kaldı.
Çıkınıma sevgi tohumları doldurdum,atladım bir buluta,yükledim yağmur tanelerine,geçtiğim her yere indiririyorum.Acaba attığım bu tohumlar üç günlük dünya malı için dünyayı kan gölüne döndüren insanların yüreğindeki kararmışlığı da yıkayıp,temizleyebilir mi dersiniz!
Bayramlarda komşularınızı,huzur evlerini,çocuk yuvalarını ziyaret edip bir insanın gülümsemesine sebep olabiliyorsanız sizden zengini yok…
İstedikleri gibi yönetebilmek için,halk cahil bırakarak ülkenin gençlerini ve ülkemi kurban ediyorlar.Gelin bu vebalin altında kalmayın.
İnsanların bir lokma kurban etine muhtaç kalmadığı nice huzurlu Kurban Bayramlarına…
Bir yanıt yazın