SABATAY SEVİ KİMDİR? SABATAYCILIK NE DEMEKTİR? SABATAYİST KİME DENİR?
Etkileri yalnız yaşadığı yüzyılda değil, daha sonraları da uzun süre devam eden, yalnız İzmir, Selanik ve İstanbul gibi kentlerde değil, Rusya’ya, Fransa’ya, Polonya’ya, Yemen’e kadar uzanan bir dini hareketin kurucusu olan Sabetay Sevi ve Sabetaycılık konusuna kısaca göz atalım.
Sabatay Sevi, Osmanlı Yahudi din adamı ve tarikat lideri. Sabatay Sevi 17. yüzyılda Osmanlı topraklarında, İzmir Agora’da doğdu. 22 yaşında Mesihlik iddiasında bulunan Yahudi din adamıdır.
Doğduğu ev halen İzmir’in eski yahudi mahallesinde bulunur. Küçük yaştan itibaren dinî ve mistik konularda eğitim gördü, şehrin en tanınmış hahamlarından Yosef Escapa’dan ders okudu. On sekiz yaşında iken hahamlık icâzeti aldı; ancak hahamlık yapmadı ve kendini mistik konulara adadı.
Okuduklarının etkisiyle kendisinin yahudilerin yüzyıllardır beklediği mesîh olduğuna inandı ve 1648’de İzmir’de mesihliğini ilân etti.
Sabetay Sevi, haham olarak sinagoglarda ateşli konuşmalar yaptı ve taraftarlarının sayısını her gün arttırdı. Avrupa’dan Yemen’e, Kuzey Afrika’dan Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafyada yaşayan insanlar arasında dalgalanmalar, kaynaşmalar oldu.
Bunun sonucunda heyecan kasırgası ile Yahudiliğin resmî tutumundan ayrı, yeni ve radikal bir akım doğdu.
Bu akım, Hristiyanlar arasında etkileşimlere, Müslümanlar arasında ise sert ve ciddî tartışmalara yol açtı. İnsanlar, Sabetay Sevi’ye tapmaya, sinagoglardaki konuşmalarından sonra taşkınlıklar yapmaya başladılar. Kimse, neler olabileceğini kestiremiyordu.
Sabetay Sevi, oluşmasına yol açtığı heyecan seline kapıldı. Taraftarlarıyla birlikte Osmanlı Devleti’nin başşehri Istanbul’a doğru yürüyüşe geçti. Bu olay üzerine Sevi tutuklandı ve yargılandı.
Sultan Dördüncü Mehmet, çok uzun süren yargılamayı perde arkasından takip etti. Yargılama sonunda Sabetay Sevi’nin önüne iki seçenek kondu: İddialarından vazgeçmezse öldürülecek, Müslümanlığı kabul ederse, hayatı bağışlanacaktır. Sevi: “Bu can bu bedende olduğu sürece Müslüman’ım.” der, Aziz Mehmet Efendi adını alır.
Taraftarlarının bazıları bu ihaneti kabullenmez ve intihar ederler. Çoğunluk ise Müslümanlığı kabul eder.
Mesih, yâni kurtarıcı, kendisini kurtarabilmek için dinini değiştirmiştir. Bir müddet sonra da taraftarları arısındaki intiharları durdurabilmek ve insanları kendisine çekebilmek için bir çıkış yapar: Cübbesinin içine bir kuş yerleştirerek topluluğunun huzuruna çıkar. Burada cübbesinin önünü açarak sakladığı kuşu uçurur. “Can bedenden çıktı.” Diyerek, eski dinine döndüğünü îma eder.
Sabetay Sevi ve yandaşlarına, dinlerinden döndükleri için, ‘dönme’ veya ‘avdeti’ denilir. Fakat onlar, İslâmiyet’i kabul ettiklerini söylemelerine, görünüşte Müslüman gibi hareket etmelerine rağmen, gerçekte Musevîliğe inanmaktadırlar. Bu durum, yetkililerin gözünden kaçmaz. 1676 yılında Arnavutluk’a sürgüne gönderilirler ve Sabetay Sevi, aynı yıl Arnavutluk’ta ölür.
Ölümünden önce kendisini ziyarete gelen bir müridine, “Artık herkes evine dönsün” dediği rivayet edilir. Sabatay Sevi 1676 yılında öldü. Bazı taraftarlarına göre ise deniz kıyısında bir mağaraya girerek gözden kaybolmuş, bundan dolayı onun ölmediğine, Hıristiyanlık’ta veya Şîa’da olduğu gibi misyonunu tamamlamak üzere geri geleceğine inanılmıştır.
Mezarının Arnavutluk’taki Berat kasabasında olduğu söylenirse de büyük ihtimalle Ülgün’de 1900’lü yıllara kadar Aziz Mehmed Efendi’ye nisbet edilen bir türbededir. Diğer bir görüşe göre mezarı doğum yeri olan İzmir’e nakledilmiştir.
Ölümünden sonra Sabatay Sevi’nin mirası devam etmiş, daha çok Selânik’te toplanan inananları eşi Ayşe’nin kardeşi Yâkub Çelebi etrafında birleşmiştir. Ancak daha sonra liderlik kavgası yüzünden önce ikiye, ardından üçe ayrılarak Ya‘kubîler, Karakaşlar ve Kapancılar adını almışlar ve dönmeler, avdetîler, Selânikliler diye anılagelmişlerdir.
ENTERESEN HABER / TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER
Bir yanıt yazın