Suriyeli ve Afganlı sığınmacılar konusu gündemden düşmüyor. Ucuz işgücü olarak görülen sığınmacılar konusu yine masaya yatırıldı. Bulundukları bölgelerde rahatsızlıklara neden olan sığınmacıların aynı zamanda ucuz işçiliği konusu da değerlendiriliyor.
20 Haziran Dünya Mülteciler Günü nedeniyle Gaziantep’te bir araya gelen Sivil Toplum Kuruluşları ‘Göç, mülteciler ve çözüm önerileri’ konulu bir toplantı gerçekleştirdi.
Birleşik Tekstil İşçileri Sendikası ve Nar Sanat Derneği ortaklığında gerçekleşen toplantıya Suriyeli sığınmacılar da katılım sağladı. Sığınmacıların son zamanlarda maruz kaldığı ırkçı nefret söylemlerinin yanı sıra Organize Sanayi Bölgelerinde bulunan fabrikalarda ucuz iş gücü olarak kullanılmaları konularına da dikkat çekilen toplantıda Suriyeli sığınmacılar da söz alarak yaşadıkları sorunları ifade etti.
Toplantı sonrası BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, ekonomik krizin nedeni olarak görülen göçmenlerin ırkçı nefret söylemlerine maruz kaldıklarına dikkat çekti. Türkmen, Organize Sanayi Bölgelerinde bulunan fabrikalarda birçok haklarından mahrum olarak çalıştırılan sığınmacıların ise işverenler tarafından ucuz iş gücü olarak kullanıldığını ifade etti.
Ülkede yaşanan birçok krizin çözümünün mülteci düşmanlığı olmadığına vurgu yapan Türkmen, sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:
“Döviz kurundaki artışa bağlı olarak işçilerin aldıkları ücretin çok hızlı bir şekilde erimesi sonucu Türkiye’de müthiş bir yoksullaşma yaşanıyor. Bu durumda insanlar artık geçinemez duruma gelmiş durumdalar. İşçiler ise artık aldıkları ücretle karınlarını bile doyuramaz duruma gelmiş durumda. Bu gibi sorunlar arttıkça bu duruma karşı gelişen öfke ve tepki de göçmenlere, mültecilere yönelmiş durumda. Bu yaşanan haksızlığa karşı bir tutum almak ve göçün neden olduğu sorunların çözümleri karşısında yapılması gerekenler konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Antepli patronlar yerli işçilere bile insan gözüyle bakmıyorlar. Sendika olarak işçi sınıfı içerisinde faaliyet yürütüyoruz. İşçilerin sürekli olarak maruz kaldığı sömürüye ve hak ihlallerine tanık oluyoruz. Son bir ayda Başpınar Organize sanayi bölgesinde 20 fabrikada 3 bine yakın işçi işten atıldı. Kendi ırkından işçilerine bile köle muamelesi yapan patronun Suriyeli işçiye neler yapabileceği bu durumlarla ölçülebilir. Şu anda Suriyeli işçiler kayıt dışı, sigortasız, düşük ücretlerle, en kötü koşullarda, ucuz bir şekilde çalıştırılacak iş gücü olarak görülüyor. Zaten bugün Türkiye’nin göçmen deposu olması, AKP’nin ülkeyi göçmen deposu haline getirmesi politikalarının önemli motivasyonlarından birinin bu olduğunu düşünüyoruz.’’
Çalıştıkları işlerde haklarını isteyen sığınmacıların ülkelerine gönderilmekle tehdit edildiğini belirten Suriyeli işçi Muhammed Bedir açıklamalarında şunları söyledi
“Zor şartlarda hayata tutunmaya çalışıyoruz. İş başvurularına gittiğimiz zaman bize önerilen çalışma saatleri çok fazlaydı. 12 saat çalıştırıldığımız işlerde iki kişinin yapabileceği işi tek başımıza yapmak zorunda kalıyorduk. Birçok fabrika ve inşaat işlerinde Suriyeliler bu şekilde çalıştırılıyor. Bazı istisnai yerlerde işçinin hakkı veriliyor ama birçok yerde işçinin hakkı yeniliyor. Ben de en son 1 yıl 3 ay Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde bir fabrikada çalışıyordum. Verilmeyen haklarımızı talep ettiğimiz zaman bize hain dediler ve işten attılar. Bunun yanı sıra fabrikada işçi sendikalarına üye olacağımızı duydukları zaman bizi sınır dışı etmekle tehdit ediyorlar. ‘Sizi Suriye’ye göndeririz, burada da bir daha iş bulamazsınız’ diyorlar. Sendikalara üye olan arkadaşlarımız bu tehditlerden korktukları için üyeliklerini tekrar iptal ettiler. Bazen de yerel halk bizim onların işlerini ve emeklerini ellerinden aldığımızı söylüyor. Biz kimsenin işini de emeğini de elinden almadık, bunu kötü patronlar yaptı. Ben asansör firmasında çalışıyordum, birkaç kez hakkımı yediler, sigortam olmadığı için herhangi bir hak talebinde de bulunamadım. Hiç kimse kural dışı çalışmak istemiyor. Ben de kurallara uygun, yasalara uygun çalışmak istiyordum ama bir türlü bir iş bulamıyorum. Mecburen şimdi hiçbir güvencem olmadan çalışıyorum, yoksa geçinemeyeceğim. Biz kimsenin emeğini almak istemiyoruz, biz sadece insanca yaşamak istiyoruz.’’
Nar Sanat Derneği’nde gerçekleşen toplantı Türkçe, Kürtçe ve Arapça söylenen türküler eşliğinde son buldu.
Bir yanıt yazın