EREĞLİ’DE 1 MAYIS

EREĞLİ’DE 1 MAYIS

1960’lı yıllar, gençlik yıllarımızdı. Elimize yelleyip, burnumuza tuttuğumuz yıllar.

Tv’ler yok, akıllı telefonlar değil normal ev telefonları bile kısıtlıydı. Radyolar zengin ailelerin evlerinde vardı.

Şimdi soracaksınız. İyi de bunca vakti nasıl geçiriyordunuz diye.

Çok haklısınız.

Mesela 1 Mayıs’ta neler yapardık ya da 1 Mayıs’ı nasıl kutlardık? Haklı bir soru.

Bizim zamanımızda 1 Mayıs, Bahar Bayramı diye bilinirdi. Emek ve işçi bayramı söylemi ya yoktu ya da biz duymamıştık. Yeri gelmişken 1 Mayıs işçi ve emek bayramı kutlu olsun. Alın teri hak ettiğini alsın.

1 Mayıs’ta İvriz’e gitmek bir ayrıcalıktı. İvriz’e gitmeyi günler öncesinden planlar ve hazırlıkları yapılırdı.

Ereğli’de pek çok insanın, heyecan günüydü o gün: akşamdan hazırlıklar yapılırdı.

Ertesi gün hazırlıklar alınır, bulunan vasıtalarla İvriz yoluna düşülürdü.

1 Mayıs’ta İvriz, tarihi olmaktan çıkar adeta bir türbe gibi olurdu.

Taaaaa dipteki suyun çıktığı kayanın dibi, türbe sırası görünümünü alırdı. Sıramız gelende, saygıyla ve besmeleyle eğilir iki elimizle avuçladığımız “Buz” gibi suyu kana kana içerdik. Doymazdık bir daha bir daha içerdik.

Heyecan ve etkinlik devam ederdi.

Sulanma işi bittikten sonra eksiksiz kadın erkek, çoluk çocuk ayakkabıları, çorapları çıkarır; o buz gibi suyun karşısına geçmeye çalışırdık.

Mümkün mü? Soğuktan donardı ayaklar, uyuşurdu sanki. En yakın taşın üstüne çıkardık. Gençlik bu ya! Biraz donan ayakları dinlendirir tekrar suya dalardık, karşıya ulaşmak için.

Kabartmanın yanına gelirdik dinlene dona.

Heyecanla ve şaşkınlıkla bakardık kabartmaya:

Ve hemen okurduk daha önceden bildiğimiz;  Tuvana kralı Varpalavas’ın  kabartmada ki: “Ben hakim ve kahraman Tuvana kralı  Warpalavas: “Sarayda prens iken, bu asmaları diktim. Tarhundas onlara bereket ve bolluk versin” sözlerini.

Okuma işi bittikten ve makinası olanların fotoğraf çekmelerinden sonra; sağa sola bakarız ki, İvriz’in doğa harikasını ve yeşilliğini iyice belleğimize yerleştirelim diye.

Daha sonra, kanal boyundan yürüyerek, şimdiki barajın olduğu; Koyun Çayırı denen yere gelirdik.

Burada bizleri Sümerbank Bez Fabrikasına elektrik üreten hidroelektrik santralının sesleri karşılardı. Hayret ederdik. Rica eder bazen de gezerdik içini. Suyun dökülüşünü, tribünlerin dönüşünü!

Kıvanç duyar, medeniyetin sesinden de haz alırdık.

Burada şakalaşmalar başlardı, delicesine. Bir birimizi suya iter, onun sudaki çabalamasına kahkahalar atardık zevkle.

İvriz’de 1 Mayıs kutlamanın en değerli zamanı bu idi benim için. Buz gibi suda çırpınmak, ıslanan giysilerimizin sabırla kurumasını beklemek!.

Ereğli huzurun ve saygınının doruk yaptığı, hoşgörünün sonsuz olduğu belde!.

O yıllarda beraber yürüdüğümüz tüm akranlarımı ve arkadaşlarımı saygı ve sevgilerimle anıyorum. Ahirete göçenlere rahmet, yaşayanlara sağlık ve huzur diliyorum.

Esen kalınız.                                                                             Nazım PEKER

Not: Gündem yoğunluğundan ötürü geç yayımlandı. Siz saygıdeğer okurlarımdan özür dilerim. N.P


Yazıları posta kutunda oku


“EREĞLİ’DE 1 MAYIS” için bir yanıt

  1. Ayla Çokbudak avatarı
    Ayla Çokbudak

    Sayın Nazım Peker,
    Ben Ereğli’de doğup büyüdüm. O güzel şehrin adını ne zaman duysam, gözlerim yaşarır.

    Yazınız çok güzel ve beni çok duygulandırdı. Siz de Ereğli’de mi yaşadınız, orada yaşadıysanız hangi yıllarda Ereğli’deydiniz?

    Selamlar ve saygılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir