Türkiye son on yılda 10 kat zenginleştiyse bu zenginleşmenin yüzde 90’ı Beyaz Türkler’e yüzde 10’u Kara Türkler’e yansıdı.
Seçimlerden önce Aydın Doğan’a ceza kesip seçim kampanyasını Aydın Doğan’a vurma üzerine kurup, seçimlerden sonra Aydın Doğan’ın cezasını affedip alışveriş merkezinin açılışını yapmak, Kara Türkler’in gözünü boyamak için yapılmış bir tür siyaset hilesi mi?
Yine seçimler yaklaşıyor. Bu sefer Aydın Doğan değil, Koç Grubu hedefte. Erdoğan Koç’lara kafa tutan delikanlı başbakan rolüne soyundu. Kara Türkler’in oyları garantilensin gerisi kolay. Seçimden sonra Koç’un açılışına katılır, konu kapanır nasılsa…
Seçimler yaklaşırken, “kredi kartı kullanmayın” diyerek bankalara karşı savaş açtı Erdoğan. Ama bizzat kendi döneminde bankalar kazançtan semirdi. Kendi hesabına para yatırmak için bile para kesen bir haydut şebekesine dönüştü bankacılık sistemi. Deli Dumrul gibi, susuz dereye köprü kurmuşlar, geçenden de geçmeyenden de haraç kesiyorlar. Ne iş?
“Gezi olaylarını ‘faiz lobisi’ yaptı” diye ortalığı yıktı. Kara Türkler inandı. Ama faizler yüzde 5’ten yüzde 10’a fırladı. Yani Erdoğan “faiz lobisi”ne savaş açmış görünüyorken “faiz lobisi” kazancını yüzde 100 artırdı. Ne iş?
Erdoğan Beyaz Türkler’e karşı savaşan bir kahraman ama Beyaz Türkler’in holdingleri semirirken küçük esnaf kan ağlıyor. İnanmıyorsanız çıkın mahalle bakkalınıza, terziye, markete sorun…
“İhracat yapan büyük firmalar çeklerini ödemediği için yurtdışı yasağı konuyor, mağdur oluyorlar” diyerek Çek Kanunu’nu değiştirdiler. Çeki ödenmeyen esnaf ağlarken çekini ödemeyen dolandırıcı jetlerle fink atıyor. Ne iş?
Beyaz Türkler’in gemi armatörleri, uçak filosu sahiplerinden vergi alınmıyor. Onlar dünyanın en ucuz yakıtını kullanıyor. Ama Kara Türkler, dolmuşçular, taksiciler, otobüsçüler dünyanın en pahalı yakıtını kullanıyor.
Kara Türkler’e yakıt o kadar pahalı ki kaçakçılık tavan yaptı, otobüs şoförleri kaçak mazotunu yanında taşıyor. Taşıyamayan inceltilmiş yağ yakıyor. Yağıyla birlikte otobüsü de o otobüsteki yolcuları da riske ediyor. Beyaz Türkler’e karşı savaş açan Kara Türkler’in koruyucusu, Erdoğan nerde? Bu nasıl savaş, nasıl bir düzen?
Bu saydıklarım buz dağının görünen yüzü. AKP’yi Beyaz Türkler’in Truva Atı yapan esas düzenleme eğitim sistemindeki düzenleme.
Bu ülkede, Kara Türkler’in yukarı çıkmalarını engellemek ve Beyaz Türkler’e avantaj sağlamak üzere kurulmuş bir kast sitemi vardı. Özal, o sistemi delmiş, Kara Türkler’in zeki çocuklarının yukarı tırmanma fırsatı tanımıştı.
Böylece en azından Kara Türkler’in zeki çocukları aradan sıyrılıp, doktor, mühendis, avukat hâkim olabiliyordu.
28 Şubat Kara Türkler’in aradan sıyrılıp çıkmasını sağlayan sistemi değiştirmeyi denedi. Bu yüzden imam-hatipleri kapattı, meslek liselerine giden çocukların puanlarını keserek üniversiteye girmelerini engelledi. Ancak, Kara Türkler’in önünü tamamen kapatamadı.
AKP’nin getirdiği yeni düzenlemede eğitimde yapılan merkezî sınav sistemi, ve dershanelerin kapatılması kararı ile Kara Türkler’in çocuklarının önü tamamen kapatılıyor.
AKP’nin getirdiği sistem 28 Şubat’çıların kapatamadığı kast sitemindeki delikleri tamamen kapatıyor. Kara Türkler’in, Beyaz Türkler’le rekabet etmesini kökten bitiriyor.
AKP’nin getirdiği yeni sınav sistemi ve eğitim modeli daha liseye gelmeden Beyaz Türkler’in çocuklarını, yoksul Kara Türkler’in çocukları karşısında avantajlı hâle getiriyor. Ortaokulda yarışı kaybeden Kara Türk’ün çocuğu üniversiteye gelene kadar açılan mesafeyi nasıl kapatacak?
İstanbul’un Tarlabaşı bölgesinde görev yapan bir öğretmenden gelen mesaj durumu net anlatıyor: “Bugün Tarlabaşı toplum merkezinde ilkokul öğrencilerine ilk dersimi verdim. Yani Ara Güler’in fotoğraflarında evden eve çamaşır asılan, otantik görünümlü İstanbul’da. O görüntülerin arkasında büyük yoksulluklar var katlanılmaz acılar var. Evlerde çamaşır asacak yer bile yok ki bu çocuklar ders çalışsın. Çocuklar 3. sınıfa gelmiş ama okumayı bile sökememişler henüz. Anadilleri Kürtçe olduğundan okulda öğretmeni anlamakta zorlanıyorlar. Okuldan sonra çöp toplamaları veya simit satmaları gerekiyor. Ama sistemin önlerine koyduğu merkezî bir sınavda 500 metre ileride Cihangir’de yaşayan, kolejde okuyan yaşıtlarıyla yarışmaları gerekiyor…”
İşte bu mesafeleri kapatacak, bir kısa yol olarak “dershaneler” vardı. Erdoğan o yolu da tıkayarak, Beyaz Türkler’e “yürü ya Beyaz Türk” derken, Kara Türkler’e “işçisin sen sen işçi kal” diyor…
Beyaz Türkler’e bu kadar avantaj sağlamış AKP, kara Türkler’in çocuklarının ve torunların bile önünü kesen AKP, Kara Türkler’in savunucusu rolü yapan Beyaz Türkler’in Truva Atı mı?
İdeolojik saplantılara kapılmadan, demagoji yapmadan, yukarıda saydığım OLGULARI esas alarak verin cevabınızı…”
Bir yanıt yazın