“Türk milleti büyük bir işgale doğru gidiyor…”

NECDET BULUZ

 

                                                        Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmalarda “Barış adına, PKK’nın silah bırakması adına güzel şeyler oluyor” diyor. Umut dağıtıyor. Tek millet, tek devlet ve tek bayraktan söz ediyor. “Ülkemiz üzerinde asla ameliyat yaptırmayız” diyerek kamuoyunda tansiyonu düşürmeye çalışıyor. Çünkü PKK’ya silah bıraktırma için yapılan müzakerelerden bu millet son derece rahatsız. Ne oluyor, ne bitiyor, kapalı kapılar ardında ne pazarlıklar yapılıyor bunları bilmek istiyor.

                                                        Biz, her şey bir yana Başbakan’ın sözlerini önemsiyoruz, güvenmek istiyoruz. Ancak, görülüyor ki, Başbakan da sürekli olarak kafaları karıştıran konuşmalar yapıyor, bazen bir dediği, bir dediğini tutmuyor. Bu nedenle açıklık politikalarında fayda olacağı görüşündeyiz.

                                                        HER KAFADAN BİR SES ÇIKIYOR

                                                        Şimdi yinelemek istiyoruz:

                                                         Terörün bitmesini, kan dökülmesinin önlenmesini, ülkeye barış ortamının gelmesini kim istemez ki? Bunlar bizim de yıllardır duyduğumuz özlemdir. Ancak, ortaya çıkan tabloya baktığımızda endişe duymamamız imkansız görünüyor. PKK, İmralı ve terör örgütünün siyasi uzantılardan gelen haberler hiç de Başbakan’ın ya da bir hükümet yetkilisinin söylediği gibi değil. Dikkat ediniz, meydan adeta PKK’ya kaldı. Gösterilerde PKK bayrakları açılıyor, Öcalan posterleri ellerde taşınıyor. Bunlara da ses çıkarılmıyor. Kim, eline Türk bayrağı alsa, Atatürk posteri açsa, polis engeli ile karşılaşıyor. Şu an böyle bir ortam yaşıyoruz.

                                                         KAMUOYU NEDEN BİLGİLENDİRİLMİYOR?

                                                          Bizler, vatandaş olarak bilmek istiyoruz. Ne oluyor, ne bitiyor, neler vaat ediliyor? Bu terör bitecek, PKK’lılar silah bırakacak, başka bir ülkeye gidecekler. Güzel, ama neyin karşılığında? Bunları bilmek bizim demokratik hakkımızdır.

                                                           Ortada gizli-saklı bir şey yoksa kamuoyu neden bilgilendirilmiyor? Bu soruya yanıt arıyoruz. Ne saklanıyor? Niye bekleniliyor? Muhalefetin de bu konuda sıkıntılı olduğunu görüyoruz. Gerek CHP, gerekse MHP kanadı, konu ile ilgili kendilerinin bilgilendirilmediğinden yakınıyorlar. Yapılanlar, görüşmelerin bir Anayasa sucu olduğuna dikkat çekiyorlar.

                                                          Süreç ile ilgili bilgi edinmek isteyenlere “Süreci sabote etmeyin” deniliyor. Ne olup bittiği hakkında soru soranlara “provokatör” gözü ile bakılıyor. Türklüğü, bayrağı, Atatürk’ü savunmak neredeyse suç sayılıyor.

                                                           Geçenlerde Samsun Vali Yardımcısı Mesut Taner Genç, konu ile ilgili bir açıklama yaptı. “Türk milleti büyük bir işgale doğru gidiyor” dedi. Başbakan’ı ve hükümeti eleştirdi. Şimdi, Vali Yardımcısı hakkında soruşturma başlatıldı. Daha önce Şırnak’ın Beytüşşebap İlçesinde kaymakamlık yapan, anılarını da 2008 yılında 160 sayfadan oluşan “Ateş Altında Beytüşşebap Kaymakamı’nın PKK ile Mücadele Günlüğü” kitapta toplayan Mesut Taner Genç ne acıdır ki şimdi soruşturma geçiriyor ve baskı altına alınmak isteniyor.

                                                             “SÖZÜN BİTTİĞİ YERE GELDİK”

                                                            Samsun Vali Yardımcısı Genç’in bu çok önemsediğimiz konuşmasını sizlerle paylaşmak istedik:

                                                            “Bugün medyaya bir bakın. Gazeteleri açın. Yüzde 80 haberler PKK, Abdullah Öcalan, BDP Eşbaşkanı böyle dedi. “Reform iyi olacak, demokratik açılım iyi olacak “ şeklinde. Televizyonlara bakın. Yüzde 80’i,Kürt, Kürdistan, Kürtçülük, demokratik eşitlik benzeri laflar. Türkiye’ye karşı muhteşem, muazzam bir operasyon yürütülüyor. İnsanları önce adım adım alıştırıyorlar, kanıksatıyorlar, adım adım gerçekleştiriyorlar. Şu an resmi dilin kabul edilmesi yolunda ilk adımı attılar. Mahkemelerde resmi dil hakkını verdiler. İkinci adım, üçüncü adım, sırasıyla gelecek. İnsanları önce alıştırıyorlar, alıştırdıktan sonra istediklerini gerçekleştiriyorlar. Ve maalesef bunları da yaparken “Allah” adını kullanarak, “Tek millet, tek devlet, tek bayrak “ lafını kullanarak yapıyorlar. Türk milletini bölüyorlar. Türk milleti Sevr’in çok daha gerisinde şu anda. Türk milleti büyük bir işgale doğru gidiyor. Bu milletin büyüklüğü, bu milletin sabrı taşmasın. Bu milletin ayranı kabarmasın, kimse de kabartmasın. Herkesin, bütün Türk vatandaşlarının, bütün Türk milliyetçilerinin farkında olması lazım. Artık, maalesef sözün bittiği yere geldik. Sözün bittiği yerdir bugün Türkiye’de yaşayanlar. Türk milletinin Allah yardımcısı olsun diyorum. Ne mutlu Türk’üm diyene…”

                                                           Doğruları söyleyen, Türk’ü, Türklüğü, bölünmez bütünlüğümüzü savunan bir devlet memuru, İçişleri Bakanlığı’nın müfettiş ordusu ile karşı karşıya kalmış durumda. İnsanlar sildirilmeye, korkutulmaya çalışılıyor. Böyle bir devlet anlayışı olabilir mi?

e.mail: necdetes@mynet.com

 

Mustafa Kemal Atatürk

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir