SON 10 YILDA 5 BİN 500 HEKİM YURT DIŞINA GÖÇ ETTİ

Bir hekim olarak hekimlerin üye olduğu pek çok sosyal medya mecrasında bulunuyorum.
Bunlardan en ilginci yurtdışına gitmek üzere danışma ve dayanışma için kurulmuş olan Facebook grupları.
Özellikle Almanya için neredeyse kuyruk var.
İnanı bana, bugüne kadar 10 yılda 5000 kişi gitmişse, önümüzdeki bir iki yılda  bir o kadar daha gidecek.
Hatta o derece ki, Almanya taleplerin yoğunluğundan hekimlerin meslek göçüne biraz daha kısıtlayıcı tavır almış.
Ama dünya çok büyük.
Bir de İngilizce konuşulan ülkeler var.
Neredeyse dünyanın yarısı.

Benim bu yönde bir çabam yok.
Artık yaşım 60’a geldi.
Genç yaşta kalp krizi ve bypass ameliyatı geçirdiğimden ben zaten çok uzun zaman önce kulvar dışı kalmıştım.
Yabancı dilim iyi, ama yeniden başka bir ülkede çalışmak üzere formasyon hazırlığı yapmak beni yoracak.
Enerjim yok doğrusu.
Ama bir şekilde ben de yabancı vatandaşlık almak isterdim doğrusu.
Sonuçta çağdaş, uygar bir ülkede yaşamayı kim istemez.
Hukukun üstünlüğünün olduğu, demokratik temsil adaletinin olduğu, devleti ve iktidarları siyasi, idari, mali ve yargı denetimine tabii tutabilen, gerçekten yasaların işe yaradığı ve çalıştığı bir ülkede.
Namusunla para kazanmanın, işini düzgün yaparak ayakta durabilmenin, kötüye eyvAllah etmeden, göz yummadan yaşamanın mümkün olduğu bir ülke.

Gidenler defolsun gitsinler diyorlar.
Biz bize yeteriz diyorlar.
Oysa sel gider kum kalır.
Giden insan sermayesinin eksikliğini bu ülke, bu halk çok derinden hisseder.

Şunu da belirteyim.
AKP’nin en çok oy devşirdiği sağlık alanında büyük bir çözülme var.
Mesleği toptan terk eden hekimlerin sayısı da azımsanmayacak kadar çok.
Hastaların hukuki, idari, mali sorunları o derece çok ki, hekimler hastadan uzak hekimlik yapabilmenin yollarını arıyorlar.
Nedir bu yollar?
Ayuverda, akapunktur, hacamat, estetik gibi parabilimsel, risksiz, kolay işler.
İcabı, nöbeti, acili olmayan teşhis branşlarına yönelik büyük yığılma.

Özellikle malpraktis davalarının hedef tahtasında olan Kadın Doğum, Genel Cerrahi başta olmak üzere büyük ve küçük bütün cerrahi branşlardan yoğun şekilde kaçış var.
Eskiden yanına yaklaşılamayan bu bölümlerden tercih edilmeden boş kalanlar görülmeye başladı.

Oysa insanların hekimlere en çok ihtiyaç duyduğu ciddi hastalıklarda elini taşın altına koyabilecek hekim sayısı cidden az.
Başımda olduğu için biliyorum.
Bir yakınım da 1,5 yıl sonra nüks eden Kronik Lösemi takibi için bir ilde uzman Hematolog bulamadım.
Şehir hastanesinin Hematoloji kliniği kapalıymış, Üniversite hocalarından birisi taze istifa etmiş, diğerleri de part time çalışıyormuş, ve üniversitede hasta viziti yapmıyorlarmış.
Geriye özel bir hastanedeki tek hekim kaldı.
Ancak, yoğunluğundan dolayı parasıyla dahi hastayı kabul etmeye razı olmadı.
Lösemi tedavisi öyle bir vizitte çözümlenen bir iş değil.
Bir hekimin sizi olduğu gibi teslim alması lazım.

Meslektaşlarımın olduğu sosyal medya kanallarında yoğun şekilde yardım çağrısı yapmama rağmen ancak bir hafta sonra hastanın sorumluluğunu alabilecek hekim bulabildim.
O da Ankara’da.
Ankara’daki pek çok hastanede yatak olmadığını, şimdi kayıt ettirsek bile ancak üç ay sonra yer bulabileceğimi öğrendiğimde büyük çaresizlik hissettim.
Hastamın eşine şikayet yolları gösterdim.
Dekanlık, rektörlük, valilik, sağlık müdürlüğü hatta CİMER’e şikayet önermek zorunda kaldım.

Bu arada şunu öğrendim.
Türkiye’de her yerde vali, kaymakam var ama, pek çoğunda hematolog, onkolog yok.
Türkiye’de her iki branşdan da 200-250 civarında yetişmiş hekim var.
Bu derece nadir bir kaynak.

Ve emin olun devlet el koymazsa, yakın zaman içinde bunların belki üçte biri ülke dışına gidecek.
Peki doktorsuz kalır mısınız?
Hiç sanmam, Türk Cumhuriyetlerinin, Arap ülkelerinin hekimleri sırada bekliyor.
Bunların mesleki formasyonları nasıldır derseniz, pek de iyi değil derim.

Attan iner, eşeğe bile binemeyebilirsiniz.

Kısacası, devletimiz hekimlerine karşı el iyisi, ama ev ayısı gibi davranmıştır.
Bunun mutlaka sonuçları olacaktır.

Oraj POYRAZ

---

“SON 10 YILDA 5 BİN 500 HEKİM YURT DIŞINA GÖÇ ETTİ”

CHP Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, son 10 yılda yaklaşık 5 bin 500 hekimin yurt dışına göç ettiğini belirtti. Kasap, hekimlerin nöbetlerinin ve asistan hekimlerin maruz kaldığı mobbingin, yurt dışına göç etmelerine yol açtığını belirtti.

13-01-2022

Kasap, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, 30 yıl aktif hekimlik yapmış bir milletvekili olarak, Türkiye’deki hekimlerin çok zor koşullarda mesleklerini yürüttüğünü belirtti.

Sağlık Bakanlığı’nın, hekimlerin sorunlarını görmezden geldiğini savunan Kasap, son 10 yıldaki en büyük hekim göçünün 2021 yılında yaşandığını söyledi.

CHP’li Kasap, “Türkiye’deki çalışma koşulları nedeniyle yurt dışına göç etmek için Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) belge alan hekim sayısı 2021’de 4 bin 405’e ulaştı. Son 10 yılda 5 bin 500 civarında hekim yurt dışına göç etti. İki hafta önce İstanbul Okmeydanı’nda göz ihtisasını alan bir hekim arkadaş, denkliği kabul edilmediği için Almanya’da 2400 avroluk asgari ücretle yardımcı hekim olarak çalışmaya başladı” diye konuştu.

YURT DIŞINA GÖÇÜN NEDENLERİ

Kasap, bir hasta için muayene süresinin 5 dakika olarak belirlenmesinin, hastaların mutsuz olmasına ve hekimlere yönelik şiddetin artmasına neden olduğunu anlattı. Ali Fazıl Kasap, öte yandan hekimlerin nöbetlerinin ve asistan hekimlerin maruz kaldığı mobbingin, yurt dışına göç etmelerine yol açtığını kaydetti.

Kendisine gönderilen doktor maaş bordrolarını basın mensuplarına gösteren Kasap, “Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı doktor maaş tutarları yalan. Hekimler çok daha düşük tutarlar alıyor” ifadesini kullandı.

CHP’li Kasap, Covid-19 nedeniyle yaşamını yitiren bir doktor arkadaşının kızına ve eşine, çok düşük tutarda aylık bağlandığını dile getirdi.