20 yıllık AKP iktidarının sonunda ülkemiz bataklığa saplandı. Çamur, çirkef diz boyu… Halkımızın büyük çoğunluğu kurtulmak için çabalıyor.
Bütün bunlar 20 yıllık bir vurdumduymazlığın, ihmalin, yağmanın sonuçları…
Tarımı, sanayiyi bitirdiler. Yerine yenisini de koymadılar. Bir çivi dahi çakmadılar…
Üretimi durdurdular. Üretim durunca mal, ürün kıtlığı başladı. Fiyatlar arttı. Fiyatlar başını alıp gitti… İş alanları kapandı.
Geriye tek ekonomi anlayışı kaldı: Vatan mallarını satıp savmak, mallara zam yapmak, vergileri artırmak…
Bu uygulamanın sonucunda halk, “Açız, perişanız, çocuğumuzu okutamıyoruz, doyuramıyoruz” diye feryat ettikçe “Sadaka ekonomisi” ile onları uyutmaya çalıştılar.
Ramazanlarda, bayramlarda 3 kilo pirinç, 5 kilo bulgur, 10 kilo makarna dağıttılar…
Seçimden seçime insanlarımızın başına çay paketleri fırlattılar.
İktidarın bu sadakasını alan bazı balık hafızalı adamlar, yıl boyunca çektikleri acıları unutup sandıklara koşarak ona “EVET” oyu verdiler.
Şu gerçeği buradan bir kez daha açıklıyorum: Balık hafızalı vatandaşlarımız AKP’ye omuz vermeye devam ettiği sürece zamlar ikiye de katlanır, üçe de…
Devletin resmi kurumlarının parti kurumlarına dönüştüğünü, adaletin iktidara bağlandığını görmedikçe bu sefalet devam edecektir.
Karnı aç, ekmeye muhtaç insanlar meydanlarda, “Sorunlarımızı AKP çözecek” diye bağırdıkça bu açlık, yoksulluk bataklığından asla kurtulamazlar…
Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Haşim Kılıç bile “Ne yazık ki önce AHLAK ve MANEVİYAT diye iktidara gelen bu arkadaşlarımız, ne pozitif hukuk kuralları bıraktılar ne de ahlak bıraktılar” demek zorunda kaldı.
Topluma “Nefret dili” ile seslendiler.
Sanki karşılarında Osmanlı döneminde ülkemizi işgal eden emperyalist güçler varmış gibi, “Kefenimizi giydik de geldik” diyerek, karşı görüşten olan vatandaşlara savaş açtılar…
Daha önce de gece gündüz, MHP ile birlikte halka “Beka sorunu”nu anlattılar.
Bunları dinlemekten insanlarımıza gına geldi. Psikolojisi bozuldu.
Bir de bu sorunlara yokluk, yoksulluk, açlık, tencere sorunları eklenince büyük kentlerin belediyelerini muhalefet kazandı.
Sonradan anlaşıldı ki bu “Beka Sorunu” onların beka sorunuymuş…
Belediye yönetimlerinin değişmesinden sonra gerçekler bir bir ortaya çıkmaya başladı. Meğer vakıf ve derneklere trilyonlar aktarılıyormuş…
Ayrıca binlerce AKP’li kadın, erkek militana da parti hizmetleri karşılığında, çalışmadan, işe gitmeden, belediyelerden maaş bağlandığı bilgisine varıldı.
Adamlar ATM’lere koşup, aydan aya maaşlarını alıyorlarmış…
Ne güzel bir dünya değil mi?
Bir tarafta açlık sınırının altında yaşayan, ıstırap çeken yığınlar; öte tarafta, sadece AKP’ye mitinglerde adam topladığı için havadan, sudan, beleş maaş alan parazitler…
Ama büyük kent belediyelerinde o tatlı günler, maaşlar gerilerde kaldı. Şimdi AKP bu ballı kaymaklı günlerin özlemi ile yanıp, tutuşmakta…
Bu nedenle, halkı yeniden kazanmak için başkan İmamoğlu’nu teröristleri işe almakla suçluyorlar ve belediyede sıkı bir inceleme ve denetim başlattılar…
Ama bütün bunlar boşuna çaba…
İktidar, halkın gözünde geçerliliğini, değerini yitirdi artık. Önümüzdeki seçimde yüzde 20 – 25 oy bile alamayacak…
Bunun AKP de farkında… Bu yüzden, 20 yıldan beri yüzde 10’la yürüttüğü seçim barajını yüzde 7’ye düşürmeye çalışıyor…
Ama şunu bir kez daha yineleyelim: Bu oyların yüzde 20’lerin, 25’lerin altına düşmesi için bazı balık hafızalı vatandaşlarımızın çektikleri acıları unutup, AKP’ye yeniden oy vermemeleri gerekir.
Bir de muhalefet tarafından seçim sandıklarının sıkı bir denetim altına alınması…
Halkımızın büyük bir kesimi boş laf istemiyor artık. İş istiyor, aş istiyor, icraat istiyor. Karnı tok, üstü pek bir yaşam istiyor.
Din sömürüsünden, sadaka ekonomisinden, nefret ve düşmanlık dilinden, particilikten bıktı, usandı…
Tencere ön plana çıktı şimdi. Geçim derdi, geçinebilme, çocuğunu okutabilme derdi ön plana çıktı.
AKP milletin güvenini kaybetti ve ülkeyi yönetemez duruma geldi.
AKP’yi kayıtsız, şartsız 20 yıldır destekleyen halkımıza bir kez daha sesleniyorum: Kendinizi düşünmüyorsanız, çoluğunuzun çocuğunuzun geleceğini düşünün.
Artık tıp öğrencisi Enes Kara’ların canına kıymasına engel olun.
AKLINIZI BAŞINIZA TOPLAYIM…
Bir yanıt yazın